20 Mart 2022 Pazar

GRANADA

Herkes ölüp gidiyor bir sen mi kalacaksın ? Ha iki gün fazla, ha iki gün az yaşayacaksın. Ateşte kül toprakta gül olacaksın. Mühim olan yaşarken insan olacaksın - Mevlana

Granada denince hemen akla bütün görkemi ile El Hamra sarayı geliyor. Genelde insanların kafasında başka hiç bir şey gelmiyor, ama yanılıyorlar. Güzel tarihi yapılar olduğunu pek bilen yok. Endülüs’te en keyif alacağınız yerden biri. Hadi bakalım tura başlıyalım.
Granada’nın çoğu öğrencilerden oluştuğu için canlı ve eğlenceli bir şehir. Tapacılar kalabalık İspanyol grupları ile dolup taşıyor, sanatçılar panorama noktalarında El Hamra’yı çiziyor, sokaklarda hayat var. Fiyatlar da diğer popüler Endülüs duraklarına göre daha uygun.
Soldaki turuncu daire yerel halkın yaşadığı alan. Burada çok fazla turistik değer taşıyan bir şey yok. Sizin günleriniz daha çok haritanın sağ tarafındaki yerlerde geçecek. Benim önerim Granada için 3 tam gün ayırmanız.. Eğer çok enerjik insanlar iseniz 2 günde de yapabilirsiniz. Çünkü çok yürümeli bir program.
  • El Hamra ve Generalife: Granada’ya başlıca gelme sebebi olan tarihi saray kompleksi. Hepsini görmek isterseniz 1 tam gününüzü alacak büyüklükte. Şehrin biraz uzağında ve burada saray dışında hiçbir şey bulunmuyor.
  • Albaicin: Sarayın tam karşısına kurulmuş tarihi Müslüman mahallesi
  • Sacromonte: Mağara evleri ile ünlü oldukça turistik bir çingene mahallesi. Gece bu mağaralarda flamenko şovları oluyor. 
  • Turistik Merkez: Şehrin yaşayan tarihi mahallesi. Restoranlar, kafeler, tarihi binalar, barlar, vb.
  • Albaicin + Sacromonte: Turistik Merkezi de tek günde gezebilirsiniz.
Haritayı Google Maps‘te açmak için tıklayın.

ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ

Endülüs yaklaşık 800 yıl Arapların etkisi yönetiminde kalmış. Hala etkisi çok bariz olarak hissediliyor. Burada islamın en aydınlık devrini yaşadığı, hatta Rönesans'ı bile tetiklediği söylenir. Endülüs, Katolik İspanya’nın geri kalanından nasıl ayrılıyor ve neden özerk?” derseniz, bunu açıklamak için biraz geriye gitmemiz gerek.
ENDÜLÜS NERESİ
Endülüs, İspanya’nın güneyinde, bir dönem Arapların etkisi altında kalarak şekillenmiş, sonrasında yeniden Hristiyanların egemenliğine girmiş olan bölgesi. Malaga, Granada, Cordoba gibi birçok şehirden oluşan, 1980’den beri özerklik statüsüne sahip bu bölge, nüfus bakımından da İspanya’nın en büyük bölgesi. Bölgenin dili, Endülüs lehçesiyle İspanyolca. Hatta “Yeni Dünya” diye adlandırılan Latin Amerika’da konuşulan İspanyolca’nın, bu bölgeden 16. ve 17. yüzyıllarda göç eden Endülüslülerden geldiğini söylemek mümkün.

ENDÜLÜS İSMİ NEREDEN GELİYOR
Endülüs yani Andalucía ismini, 5. yüzyılda buraya yerleşen Vandallar’dan aldığı düşünülüyor. Ama bugünkü anlamı ile Endülüs, 711 - 1492 yılları arasında İber Yarımadası’nda Arapların etkisi altında bulunan bölgeye verilen isim olarak karşımıza çıkıyor. Bölge 1492 yılına kadar Müslümanların elinde kalmış olduğundan, burada yoğun bir Arap Müslüman etkisi hissediliyor.

ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİNİZ KURULUŞU
7. yüzyılda Kuzey Afrika’nın tümünü eline geçirmiş olan ve başkenti Şam’da bulunan Emevi Devleti, 8. yüzyılın başında, Cebelitarık Boğazı’nı geçip o zamanlar Vizigotların elinde olan İber Yarımadası’na ulaşarak bütün yarımadayı kısa bir süre içinde fethediyor. Endülüs 750 yılına kadar, Emeviler’in gönderdiği valiler tarafından yönetiliyor. Abbasiler’in Emevilerden hanedanlığını devirmesi ile Şam Emevi hanedanlığı için tehlikeli bir yer haline geliyor. Tek sağ kalan prens olan Abdurrahman bin Muaviye Şam’dan, Endülüs’e kaçıyor ve burada kendisini Emevî emiri ilan etmesi ile bambaşka bir dönem başlıyor. Córdoba (Kurtuba) kentini kendine başkent yapan Muaviye’den sonra Endülüs çok parlak bir döneme giriyor. Özellikle Córdoba şehri, Bağdat ve Konstantinepolis ile birlikte dünyanın üç önemli bilim ve sanat merkezinden biri haline geliyor. Şehircilik ve şehir kültürü çok gelişiyor. Endülüslerin egemenliği altındaki topraklarda yaşamış olan Sefarad Yahudileri o dönemde en parlak zamanlarını yaşıyorlar.

ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİNİN ÇÖKÜŞÜ
Endülüs Emevilerinin bölgedeki egemenlikleri 11. yüzyıl başlarına kadar devam ediyor. Zaten 1031 yılında halifelik sona eriyor ve Endülüs toprakları çok sayıda bağımsız devletçiklere bölünüyor. Bu devletçikler de kendi aralarında çatışmaya başlıyor. Bu çatışmaları fırsat bilen İspanya’nın Hristiyan devletçikleri de saldırılara başlıyor. Bu durum da İspanyolca’da “yeniden fetih” anlamına gelen Reconquista’yı hızlandırıyor ve İspanya’da İslam etkisi zayıflıyor. 1492’de ise Beni Ahmer Devleti’nin yıkılışı ile İspanya’daki 781 senelik İslam egemenliği sona eriyor. Sonrasındaki dönemlerde ise bölgedeki Müslümanlar, Mağribiler ve Sefarad Yahudileri bölgeden sürülüyor ve zorunlu göçe tabi tutuluyorlar.

YENİ DÜNYANIN KEŞFİ
Yeniden Fetih’in bir sonucu da Amerika’nın keşfi oluyor. Araplar döneminde İspanya topraklarında bir sürü küçük Hristiyan krallık varken, Arapların son kalesi El Hamra’yı düşüren krallık hakim hale geliyor ve ülke onların altında tek bir krallık olarak birleşiyor. Böylece Christopher Columbus’un keşif seferlerini fonlayabiliyorlar ve böylece Amerika’yı Endülüslüler buluyor. Şu an Latin Amerika’da konuşulan İspanyolca da Endülüs’ten gitmiş.

ENDÜLÜS'TEN RÖNESANS'A
Kimi tarihçiler, İtalya’da 15. 16. yüzyılda başlayan ve tüm dünyaya yayılan Rönesans için aslında Endülüs döneminde İspanya’da çoktan başlamıştı diyor. Çünkü Emeviler döneminde, bilimde, sanatta, felsefede ve daha birçok alanda öylesine bir birikim ve gelişim vardı ki Endülüs, tüm dünyanın ilerisindeydi.
İtalya’da 15. yüzyıla gelindiğinde antik çağların mimarisi ve bilgi birikimi değere binerken, Endülüs bu değerlere her zaman sahipti. Fakat bugün kullandığımız anlamda Rönesans’ın Endülüs şehirlerinde ortaya çıkması elbette Hristiyan monarşiler döneminde oldu. Sevilla, Granada ve Cordoba gibi şehirlerde rönesans, kare, daire ve üçgen gibi sütun ve şekillerin hakim olduğu, mimaride klasik uyum ve orantı idealleri ile kendine yer edindi. Özellikle pek çok Endülüs Rönesans binası, iki katlı, kaplı şık iç avlulara sahip malikaneler ve şehir sarayları şeklinde kendini gösteriyor. Bu tür birçok konak ve saray, şimdilerde müze veya otel olarak hizmet veriyor.

18. yüzyıl ise Endülüs’teki en süslü dönemlerden biri olan Barok dönemin tavan yaptığı dönem. Bu dönemde, süslü cepheler, renkli iç mekanlar görülüyor. Özellikle de Sevilla, muhtemelen kilometrekare başına bir dünyadaki herhangi bir şehirden çok daha fazla barok kiliseye sahip olmasıyla öne çıkıyor. Onu, Granada ve Cordoba takip ediyor.

GEZİLECEK YERLER
Endülüs şehrini ücretsiz şehir turlarına katılarak başlamanızı öneriyorum, çünkü bu turlar daha sonra şehirde göreceğiniz her şeyi anlayıp özümsemenizi sağlayacak alt yapıyı oluşturuyorlar. Kim kurdu, ne zaman, neden bu şekilde gelişti hızlıca öğreniyorsunuz. Size şehrin en önemli duraklarını yaya olarak gezdirip anlatıyorlar. Kendi başınıza keşfedemeyeceğiniz şeyler görüyor ayrıca yerel rehberden nerede takılmalı vs. gibi güzel tüyolar alabiliyorsunuz. Öneri olarak Walk In Granada deneyebilirsiniz. 11’de başlayıp, 3 saat süren tura web sitesinden kayıt olarak katılabilirsiniz. Tur ücretsiz olsa da, rehbere kişi başı 5 - 10 Euro bahşiş vermeniz bekleniyor.

ALBAİCİN
El Hamra’yı tam karışıdan gören, bir zamanlar müslümanların yaşadığı UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olan Albaicin’i gezmenizi öneririz. Bu şekilde her zaman sultan ve halkının gözleri birbirlerinin üzerindeymiş. Her nasıl ki El Hamra, Arab yöneticilerin yaşadığı lüksü yansıtıyorsa, Albaicin Mahallesi’nin dar sokaklarındaki beyaz badanalı evleri de Mağribi halkın mütevazılığını yansıtıyor. Birkaç kilisesi falan varsa da Albaicin’de yapılacak şeyler sınırlı. Genelde Arnavut kaldırımlı, dar ve dolambaçlı sokaklarında dolaşmak, verandalı ve bahçeli geleneksel evlerde ve Arap tarzı hamamlarda Mağribi etkisini gözlemlemek gibi sokaklarda bir yere varma derdi olmadan gezinmeyi içeriyor. Albaicin de bir tepenin üzerine kurulu olduğu için şehri gören birçok mirador denilen seyir yeri var. Ama ısrarcı olacağımız tek bir nokta var; o da bizce aralarından en güzeli olan ve El Hamra’yı en güzel şekilde fotoğraflayacağınız Mirador San Nicolas. Özellikle de gün batımında çok popüler. Konumu için tıklayın.

SACROMONTE (ÇİNGENE MAHALLESİ)
El Hamra’dan yürüyerek kolayca geçebileceğiniz Sacromonte bölgesi, şehrin Roman popülasyonuna “gitano”lara ev sahipliği yapıyor. Ama İstanbul’daki Kuştepe gibi düşünmeyin. Burada müzeden flamenkoculara çeşitli mekanlar açılmış. Mahallenin diğer bir özelliği de mağara evlere ev sahipliği yapması. Dar gelirli ve ev sahibi olmayan çingeneler dağdaki bu mağaralara yerleşerek buraların mahalleye dönmesine vesile olmuş. Gezerken gözlerinizi açık tutun ve binaların içlerine bakın. Bugün mağaralarının çoğuna giydirilen cepheler sayesinde epey ev görüntüsü veriyorlar. Anca tavanı ya da duvarları görünce anlayabiliyorsunuz. Eskiden nasıl olduğunu görmek isterseniz gezebileceğiniz. Cuevas del Sacromento Müzesi var. Yaz döneminde 10.00-20.00 arası kış döneminde ise 10.00 17.00 arası açık. Konumu için tıklayın.

SACROMONTE ZAMBRA 
İspanya’da Flamenkosu ile En Meşhur Yerlerden Olan Sacromonte’de Yerel Versiyonu Zambra İzleyin. Bizim halk türkülerinin bölgeden bölgeye değişmesi gibi İspanya’da da her bölgede flamenkonun yerel bir yorumu var. Granada’nınkine zambra deniyor.

Flamenkonun tam olarak nerede doğduğu bilinmiyor ama Granada güçlü adaylardan birisi. Sebebine gelince, Granada İspanyollar tarafından alınınca toplumun dışına itilen Müslümanlar çingenelerin yaşadığı Sacromonte’ye taşınırlar. Burada iki kültür kaynaşır ve Arapların düğün eğleceleri çingeneler tarafından da benimsenir ve kendi dansları ile de birleşerek bugün ki haline gelir. Aslında zambra, Arapça parti anlamına gelen “zumra”dan geliyor. İngilizce’de çingene anlamına gelen Gypsy kelimesi de “Egypt” yani Mısır kelimesinden türemiş. Bu kaynaşmanın sonucunda Avrupalıların kimin Mağrebli, kimin Roman olduğunu ayırt edemedikleri tahmin ediliyor. Ancak bugün Romanlar aslen kuzey Hindistan kökenli olduklarını biliyoruz.
Daha sonra Sacromonte’nin müslümanları bölgeyi terk etmiş ama 15. yüzyılda Granada’ya yerleşmiş olan bir grup Roman ise bugün dahi ilk yerleştikleri yer olan Sacromonte bölgesindeki mağara evlerde yaşamaya devam ediyor. Bazı mağara evler zambra izleyebileceğiniz mekanlara dönüştürülmüş. Burada zambra izlemek isterseniz en iyi mekanlar Zambra Cueva del Rocío (konum için tıklayın) ve María la Canastera (konum için tıklayın). Elbette buralar biraz turistikleşmiş ama insanlar mağara ambiyansını yine de seviyor. Turistik olmasın derseniz Peña la Plateríayı tercih edebilirsiniz. Burası aslında bir flamenko okulu ama perşembe akşamları, saat 22:00’den sonra genel katılıma açık gösteriler oluyor. İyi bir yer kapmak için erken gelin.

EL HAMRA SARAYI 
Granada’ya hakim bir tepe üzerine kurulu olan El Hamra Sarayı için Endülüs’ün en önemli yapısı diyebiliriz. Cenneti yeryüzünde yaratma amacıyla yapılmış. Matematik ve geometrinin zarif ve şiirsel estetiği kullanılarak gerçekten ilahi bir güzellik yaratılmış. Gözleriniz kamaşacak.
Saray, ilk olarak M.S 889’da Roma döneminden kalan surların üzerinde küçük bir kale olarak inşa edilmiş. 13. yüzyılın ortalarına kadar bir onarım yapılmayan kale, bu dönemde Gırnata (Granada) Emiri Muhammed Nasır döneminde bugünkü özgün yapısına kavuşturulmuş. 1333’te Gırnata Sultanı I. Yusuf, kaleyi hükümdarlık sarayına dönüştürmüş. 1492’de bölgede yeniden hristiyan hakimiyeti sağlanınca da sarayda yer yer Rönesans mimarisi etkileri de görülmeye başlanmış. Arap Sultanına yüzyıllarca ev olmuş olan bu saray, dünyada en çok ziyaret anıtlardan biri. Haliyle de sahip olduğu tüm bu tarihi kültürel özellikleri ile UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.
Burada matematik ve geometri prensipleri kullanarak o kadar özel ve dahiyane tasarımlar yaratılmış ki sık sık Avrupa Orta Çağ’ı yaşarken, Endülüs’ün çoktan aydınlanma çağını yaşadığı söylenir. Eminim görmek için iyice heyecanlandınız ancak bilet bulmak çok ciddi bir mesele. UNESCO koruma amaçlı günlük kota uygulaması getirmiş. Yılda 2,5 milyon turist geldiğini söyleyelim de bilet bulmanın zorluğu gözünüzde canlansın.
Generalife ise El Hamra’nın ilerisindeki sultanın yazlık sarayı. İkisini birden aynı gün görebilirsiniz. El Hamra’nın konumu için tıklayın. Ziyaretiniz bitip, şehre dönerken parkın içinden geçerek yürümenizi tavsiye ederiz.
El Hamra’nın neden dünya için bu kadar önemli bir yapı kabul edildiğini anlamanız için bu videoyu izlemeniz lazım. Estetik anlayışı çok aslında çok kişisel bir şeyken, El Hamra dünyada ilk defa estetiği matematik ile açıklayan yer. Avrupa karanlık çağını yaşarken, Endülüs aydınlık çağını yaşıyormuş. Altın oran gibi birçok matematik ve geometri prensibini ilk defa burada bir mimariye dökülmüş.
NASIR SARAYLARI
Nasır Sarayları’nda üç bağımsız alan bulunuyor.
  1. Mexuar: Adalet yönetimi ve devlet işleri için yarı halka açık, selamlık kısım.
  2. Comares Sarayı (Palacio de Comares): Etrafı mersin çalıları ile kaplı büyük bir havuzu olan Mersin Avlusu’nu (The Court of Myrtles) çevreleyen birkaç odadan oluşan, Sultanın resmi ikametgah yeri
  3. Aslanlar Sarayı (Palacio de los Leones): Harem ve elçiler salonun olduğu kısım. Sarayın en meşhur kısmı ise Aslanlı Avlu. Avlu ismini, su püsküren on iki aslanla çevrili çeşmesinden alıyor
Diğer ünlü yapılar arasında, sarkıt tavanı ve bir kraliyet ailesinin burada öldürüldüğü efsanesi ile dikkat çeken Abencerraj Salonu ve ve İslam emirlerinin Hristiyan elçilerle görüştüğü yer olan Büyükelçiler Salonu bulunuyor. Bu alanlar sadece işlevlerinden dolayı değil, aynı zamanda sanatsal özelliklerinden dolayı da birbirlerinden faklılar. Comares Sarayı, tipik olarak Müslüman üslubunda dekore edilmiş fakat Aslanlar Sarayı’nda, büyük ihtimalle Granada hükümdarı V. Muhammed ve Kastilya Kralı Gaddar Pedro lakaplı I.Pedro El Cruel arasındaki dostluğun bir sonucu olarak Hristiyan etkileri görünüyor.

GENERALİFE BAHÇELERİ
Generalife günümüze kalan en eski Mağribi bahçelerinden biri. Zamanında sultanların, Granada’nın güneşinden sıcağından saklandıkları yer. Burası, pavilyonlar, teraslar, çeşmeler, romantik yürüyüşler yapılabilecek yollar ve göz alıcı manzaralarla dolu yeşil bir vaha. Aslında 13. yüzyılda yapımına başlanan bahçeler, zaman içinde büyük ölçüde değişmiş ama şu anki halleri de 19 - 20. yüzyıldan kalma. Günümüzde ise Granada’nın her yıl düzenlenen müzik ve dans festivaline ev sahipliği yapıyor. Genellikle İspanyol ve modern dansın yanı sıra bale gösterileri bu bahçelerde düzenleniyor.
ALCAZABA
Saray muhafızları ve onların ailelerini barındıran bir askeri üs olan Alcazaba veya kale, El Hamra’nın en eski kısmı. Hıristiyanlar’a karşı direnen son Mağribi kalesi olacak yapı, Nasır hanedanının kurucusu, I. Muhammed tarafından 13. yüzyılda yaptırılmış.

CHARLES V SARAYI & GRANADA GÜZEL SANATLAR MÜZESİ
1526 yazını Granada’da geçiren Kral Charles V’ın burayı çok sevip Granada’ya taşınmaya karar vermesi üzerine kendine bir saray yaptırmaya karar verir. Hem dönemin imkanları ile donatılmış bir saray, hem de El Hamra’nın heybetinden yararlanmak istediği için sarayını El Hamra kompleksine ekleme olarak yaptırır. Sarayı’nda bulunan Granada Güzel Sanatlar Müzesi, İspanyol Güzel Sanatlar’ına adanmış bir müze. En büyük koleksiyonu, 19. yüzyıl odaklı ama müzede 17. yüzyıldan kalma, tuval üzerine yağlıboya, dini temalı sanat eserleri de bulunuyor.
BİLET TÜYOLARI
Ancak El Hamra’ya bilet bulmak/ almak oldukça zor ve bir o kadar da karışık. Generalife diye geçen yazlık saray ve bahçeler kısmının haritadaki görünümü ve ayrı biletlendirilmesi sanki ikisi ayrı yapılarmış gibi insanı yanıltabiliyor. Bu ve bunun gibi kafa karıştırıcı konulara açıklık getirerek en doğru El Hamra biletini almanızı sağlayacağım.
  • Biletlerinizi mutlaka Granada’ya gelmeden alın, çünkü UNESCO yapının korunması için yılda belli bir miktar bilet satımına izin veriyor. İdealinde önerimiz biletlerinizi 1 - 2 ay önceden almanız yoksa kalmıyor. Buraya kadar gelip El Hamra’yı görememek insanı kahreder. Bilet almak için tıklayın.
  • Her gün iade edilen biletler tekrar satışa çıkıyor. Genelde gişe açılmadan birkaç saat önce gelip sıra kapma telaşı oluyor. Ama tabii ki yine de şans meselesi. Bakarsınız 3’te gelip bilet bulursunuz.
  • Birçok El Hamra turu yapan firma var. Rehberli tur şeklinde sattıkları için kişi başına ücretleri bilet maliyetinin üzerine çıkıyor ama en azından girebilmeyi garanti ediyorsunuz. Ayrıca bir rehberin açıklamalarıyla gezmek bizce her zaman deneyimi daha derin yapıyor. Bilet almak için tıklayın.
  • Bilet Saati: UNESCO El Hamra’yı koruma amaçlı günlük ziyaret kotası uygulanıyor. Bunun için Nasır Sarayı ziyaretleri her yarım saate bir, belli sayıda insan olacak şekilde düzenlenmiş. Bilet alırken saatinizi kendiniz seçiyorsunuz.

  • Kuyruklardan ötürü bilet saatinizden 1 saat önce kapıda olmanız tavsiye ediliyor.

  • Biletinizde yazan saat Nasır Sarayı’nı gezmenize izin verilen tek zaman ama kompleksin geri kalanını istediğiniz saatte gezebiliyorsunuz. Nasır saatinizi kaçırırsanız yardımcı olmuyorlar. Ne yapın edin, biletinizdeki saati kaçırmayın.

  • Günün ilk saatlerine bilet alın çünkü; Yazın aşırı sıcak oluyor, Görülecek çok yer var, Erken giderseniz daha boş fotoğraflar yakalama şansınız olur.


BİLET ÇEŞİTLERİ

Birkaç çeşit bilet var ama temelinde gece ve gündüz ziyaretleri gibi düşünebilirsiniz. Önceliğiniz Nasır Sarayı’nı görmek olsun deriz. Sizin Granada’da bulunduğunuz tarihlerde hangi bilet türü Nasır’i görmenize imkan sağlıyorsa onu tercih edin. Biz gündüz gözü ile fotoğraflamak istediğimiz için Alhambra General aldık ama eminim gece ziyareti de etkileyicidir.

  • Gündüz Ziyaretleri
Alhambra General : Aralarında en çok tercih bilet türü. Gündüz saatlerinde tüm kompleksi (Alcazaba, Nasrid Palaces ve Generalife gibi en önemli bölümleri) gezme imkanı sağlıyor. Bilet almak için tıklayın.
Gardens, Generalife, Alcazaba: Nasır Sarayı hariç her yeri gündüz vakti gezebiliyorsunuz. Bilet almak için tıklayın.

  • Gece Ziyaretleri
Night Visit to Nasrid Palace Guided Tour: Nasır Sarayı’nı gece ziyaret imkanı sağlıyor. Bilet almak için tıklayın.

Çalışma Saatleri

  • 15 Ekim 31 Mart: Pazartesiden pazara 08.30  18.00  cuma cumartesi 20:00  21:30
  • 1 Nisan 14 Ekim: 08:30  20:00  salıdan cumartesiye 22:00  23:30
Ulaşım
  • El Hamra hakim bir tepenin üzerine kurulmuş. Yokuşunu tırmanmak 15 - 20 dakika sürüyor. Yani şehirden yürüyerek gidebilirsiniz ama içeride zaten saatlerce yürüyeceğiniz için önerimiz otobüse binmeniz olur.
  • Christophe Columbus’un heykelinin olduğu Isabel Católica Meydanı’ndan her 8 - 12 dakikada bir kalkan C30 ya da C32 numaralı otobüslere binerek El Hamra’ya ulaşabilirsiniz. Alhambra Generalife 2 isimli durakta inmeniz lazım. Kaçırmayın yoksa sonra otobüs Albaicin’e devam ediyor.
REALEJO BÖLGESİ
Realejo Mahallesi, Granada’nın tarihi Yahudi mahallesi. Granadalı Yahudiler, 1492’de şehirden çıkarılmalarına kadar bu dar sokaklı, Rönesans konakları ve cafelerle dolu meydanlar ile dolu mahallede yaşarmış. Hem bu mahalleyi gezmek, hem de mural avlamak için gününüze Realejo’dan devam edebilirsiniz.

Granada da tıpkı Berlin ve Londra gibi, Granada da Endülüs’ün sokak sanatı şehri. Özellikle de Realejo bölgesi, Granada’dan çıkmış dünyaca ünlü sanatçı Raúl Ruiz daha çok bilinen adıyla El Niño de las Pinturas’ın en güzel murallerine rastlayabileceğiniz yer. Ruiz’in çarpıcı sprey boya işleri sayesinde, tüm mahalle açık hava galerisine dönüşmüş durumda.

Cuesta Escoriaza, Calle Molinos, Calle Vistilla de los Angeles gibi sokaklar ve Santo Domingo de Guzman Okulu gibi binaların duvarları benzersiz muraller ile süslü. Hepsi birbirine yürüme mesafesinde sokaklar. Mekanlarının haritasını, sanatçının web sitesinden indirebilirsiniz. 

GRANADA KATEDRALİ
Tam ismi ile Santa Iglesia Catedral Metropolitana de la Encarnacion, dünyanın dördüncü büyük katedrali. Etkileyici freskleri ve resimleri ile öne çıkan Granada Katedrali’nin yapımına, Reconquista sonrası Kraliçe 1. Isabelle tarafından 1523 yılında başlanmış ve son halini 1704 yılında almış. Gotik ve Rönesans mimarisi olan bina zaman içinde birçok değişikliğe uğramış. Katedralin ana şapelinin ön cephesi Barok tarzını yansıtırken, ana şapeli, Kraliyet Şapeli’ne bağlayan geçit ise tamamen Gotik özellikler taşıyor. Burada ayrıca kraliyet ailesinin mezarları da bulunuyor. Zaten Kral 2. Philip’e kadar da tüm İspanya kral ve kraliçeleri ya burada gömülmüş ya da naaşları buraya taşınmış.
 Giriş 5 Euro. Pazartesiden Cumartesiye 10:00 – 18:30 pazarları ise 15:00 – 17:45 saatleri arasında açık olan katedral, pazar günleri ücretsiz Konum için kaydırın.

ARAP HAMAMI
La Reconquista sonrası, Katolik hükümdarları, İspanya’daki bütün Arap hamamlarını kapatmış. Bundan beş yüzyıl sonra, Granada’daki Hamam Al Ándalus yeniden hizmete açılan ilk hamam olmuş. Muhteşem El - Hambra Sarayı’nın yakınlarında merkezde bulunan Hammam Al Ándalus hamam keyfi yapmak için ideal. Fonda sakin sakin çalan Endülüs müziği, kokulu odalar, loş bir ışıklandırma ve geleneksel İslam mimarisinin yarattığı huzurlu atmosferde vücudunuzu ve zihninizi canlandırmak için mükemmel bir yer. 
Fiyatlar en düşük 60 Euro’dan başlıyor. Hamami masaj, kese gibi eklemeler yaptıkça 130 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Konum için tıklayın.

EL BANUELO
Granada’nın eski Arap hamam kompleksi El Bañuelo, banyonun medeniyetin Roma sıcak banyolarından bu yana nasıl bir sembolü olduğunu gözler önüne seriyor. Endülüs bölgesi boyunca Arap etkisi ile yaygın görülen hamamlar, ziyaretçilere Müslümanlar için suyun önemini çok güzel özetliyor. Fiziksel ve ruhsal temizlik. Normalde Reconquista sürecinde şehrin diğer hamamları yıkılmış ama bu hamam günümüze kadar ayakta kalmış. Bunun nedeni de bir evin alt katında yer alması. 
Salı - Cumartesi 10:00 - 14:00 arası açık. Konum için tıklayın.

CORRAL DEL CARBON
Granada’nın kalbinde yer alan Corral del Carbon, Granada’daki en eski Endülüs anıtı. Tam olarak yapılış tarihi 1336’den daha eskiye dayanan yapı, arihi bir kömür deposu. Reconquista’nın ilk dönemlerinde önce tiyatro daha sonra han olarak kullanılan mekan günümüzde turizme açık bir müze. Ücretsiz olarak ziyaret edebiliyorsunuz. 
Pazartesiden pazara 09:00 – 20:00 arası açık. Konum için tıklayın.

GRANADA ARKOLOJİ MÜZESİ
Kısa süre önce sekiz yıllık bir restorasyon projesinden sonra yeniden açılan Granada’nın arkeoloji müzesi, on altıncı yüzyıldan kalma bir konakta yer alıyor. Zarif bir Rönesans verandasının etrafını saran galerilerinde bin yıllık eserler yer alıyor. Eğer bu müzeye zaman ayırırsanız, İspanya’nın tarihi, etnografyası ve kültürü hakkında çok miktarda bilgi edinebilirsiniz.
1 Temmuz’dan 31 Ağustos’a 09.00 - 15.00 saatleri arasında, 1 Eylül’den 30 Haziran’a 09.00 - 21.00 saatleri arasında açık. Pazartesileri kapalı. Giriş 1.5 Euro. Konum için tıklayın.

BOTANİK BAHÇESİ
Plaza de la Universidad’ın hemen yanında kalan bahçe, Granada’nın, Granada Üniversitesi’ne bağlı, 19. yüzyıldan kalma Jardín Botánicosu yani Botanik Bahçesi. Burası şehir merkezinde gölgelik bir vaha oluşturuyor. Bahçede yetişen bitkilerin arasında Sierra Nevada’ya özgü yabani türler, çeşitli otlar ve 70 farklı ağaç örneği var. 
Hafta içi 08:00 - 22:00 arasında açık. Cumartesi ve pazarları kapalı. Konum için tıklayın.

LA ALCAİCERİA (ARAP BAHARAT PAZARI)
Alcaicería, Plaza Nueva ve Plaza Bib-Rambla arasında kalan, Arap ipekleri, baharatlar ve diğer değerli eşyaları satan tezgahlarla dolup taşan bir pazar. Bizdeni Kapalıçarşı gibi bir yer. Adeta sıra sıra dükkanlar ve restoranlardan oluşan bir labirent. Alcaiceria’nın bulunduğu tüm mahalle bir zamanlar pazar yerimiş ancak 1843’te çıkan bir yangında neredeyse tamamen tahrip olmuş. 
Her gün 10:00’dan 21:00’e açık. Haziran ve Temmuz aylarında 15.00’e kadar açık.Konum için tıklayın.

SACROMONTE MAĞARA MÜZESİ
Sacromonte’deki mağara hayatının eskiden nasıl olduğunu görmek isterseniz gezebileceğiniz Cuevas del Sacromento Müzesi var. 
Yaz döneminde 10.00 - 20.00 arası kış döneminde ise 10.00 - 17.00 arası açık. Konum için tıklayın.

SİERRA NEVADA MİLLİ PARKI
Eğer Granada’da fazlaca vaktiniz varsa, Granada merkeze arabayla yarım saat mesafedeki The Sierra Nevada Milli lusal Parkı’na da gidebilirsiniz. Burası tüm en büyük milli parkı ve Sierra Nevada da İspanya’nın en yüksek sıra dağları. 85.883 hektar kaplayan alanın tamamı UNESCO tarafından biyosfer rezervi olarak kabul ediliyor. Yemyeşil nehir vadileri ve çam ormanları ile kaplı ulusal parkta, kışın kayaktan yazın ise dağ bisikleti, tırmanma, yamaç paraşütü, trekking ve hikinge çok çeşitli aktivite seçenekleri ve inanılmaz bir manzara var. 
Tüm detaylara bu web sitesinden ulaşabilirsiniz. Konum için tıklayın.

GRANADA MÜZİK ve DANS FESTİVAL
Granada Uluslararası Müzik ve Dans Festivali  Her yıl Haziran ayında, El Hambra Sarayı’nda Granada Uluslararası Müzik ve Dans Festivali oluyor. Üç hafta süren etkinliğin kökenleri 1883’e dayanıyor. Konserler, 1922’den beri El Hamra’da gerçekleşiyor. Festival programında, klasik ve modern bale gösterilerinden, klasik veya oda müziği konserlerine, operadan, Flamenko veya modern gösterilerine çok çeşitli performanslar oluyor. Dans ve bale gösterileri ise Generalife’ta kurulan açık hava sahnesinde oluyor.

 Corpus Christi Fuarı : Tiyatrolar, kuklalar, flamenko gösterileri, konserlerle Corpus Christi Granada’nın en renkli haftası. Recinto Ferial’deki ana fuar alanında kurulan fuarda bolca kızarmış balık ve tapasa doyabilirsiniz. Bir de fuarın tipik bir içkisi var: Rebujito. Kendisi Sprite ile karıştırılmış şarap gibi bir içki. Tüm Endülüs fuarlarında rastlayabileceğiniz tatlı şarap standını da kaçırmayın.

ULAŞIM
ŞEHİR MERKEZİNDE ULAŞIM
Küçük bir şehir. Her yerine yürüyerek rahatlıkla gidiliyor. Yürümek istemeyenler için otobüs hatları
  • C30: Alhambra Merkez
  • C31: Albaycin  Merkez
  • C32: Alhambra Merkez
  • C34: Sacromonte Merkez
TÜRKİYE'DEN GRANADA'YA NASIL GİDİLİR
Türkiye’den Granada’ya da direkt uçuş yok. Istanbul’dan Granada’ya 1,5 saat mesafedesi Malaga’ya THY ile direkt uçabiliyorsunuz. Buraya Malaga'dan tren ya da otobüsle de kolayca gelebilirsiniz. Hali hazırda İspanya’dasanız Iberia ya da Vueling firmalarının iç hatlar uçuşları ile, ALSA otobüsleriyle veya AVE hızlı trenleri ile, Sevilla, Cordoba, Toledo ve Malaga gibi şehirlerden de bölgesel hat trenleri ile Granada’ya geçebilirsiniz.
KONAKLAMA OTELLER
Granada’da nerede kalınır derseniz bizim önerimiz her şeye yakınlığı nedeniyle turistik merkezdeki oteller olur. Hem gezilip görülecek yerlerin göbeğinde, hem de iş çıkışı şehrin kalbi de burada atıyor. Gece her şeyin kalbinde olmak da çok keyifli. Özetle hem lojistik, hem de eğlence olarak da çok doğru bir tercih. İkinci sıradaki önerimiz ise Sacromonte bölgesi olabilir. Burası da turistik merkeze 15 - 20 dakika yürüme mesafedeki bir tarihi yerleşim. Sakin bir mahalle. Endülüs Emevileri devrinde müslümanlar burada, El Hamra‘nın tam karşısında yaşarmış. Böylece halk ve yönetim birbirlerini gözetlerlermiş. Yani bugün o eski konaklardan devşirilen bazı otellerin harika manzaraları var. O yüzden Granada otel önerilerimizi bu iki bölge ile sınırladık. Boşuna uzaklarda ya da özelliği olmayan yerlerden otel tutmayın. 
Granada Turistik Merkezdeki Oteller
Haritayı GoogleMaps‘te açmak için tıklayın.

1. Hotel Palacio De Santa Paula, Autograph Collection
2. Eurostars Gran Vía
3. Eurostars Catedral
4. Room Mate Leo Hotel
5. Hotel Párraga 7
6. Hospes Palacio de los Patos
7. Hotel Casa 1800 Granada
8. El Ladron de Agua Hotel
9. Solar Montes Claros
10. Apartamentos Montes Claros

PALACİODE SANTA PAULA
Granada Katedrali’ne 300 metre mesafedeki Hotel Palacio de Santa Paula, Autograph Collection, 14. yüzyıldan kalma, koruma altındaki Casa Morisco’da ve etkileyici kemerlere sahip 16. yüzyıl manastırı olan Santa Paula’da bulunuyor. Otelde, spor salonu, sauna ve Türk hamamı var. Otelin El Claustro adlı bir restoranı var ama restoran, ana otel binasında değil, kemerli yolun yanında, manastırın eski kütüphanesinde bulunuyor. Kahvatılar açık büfe şeklinde sunuluyor. Otelde WiFi erişimi ve otopark ücretsiz. Havalimanı transferi bulunmuyor. Evcil hayvan kabul edilmiyor.

CASA 1800 GRANADA
Granada’nın merkezinde, El Hamra’ya 500 metre, Granada Katedrali’ne 10 dakikalık yürüme mesafede olan Hotel Casa 1800, yenilenmiş bir 16. yüzyıl binasında hizmet veriyor. Otelin ücretsiz ikindi atıştırmalıkları ve tipik bir Endülüs terası var. Açık büfe kahvaltı sunan otele evcil hayvan kabul edilmiyor. Otelin ek ücret karşılığı havalimanı servisi de bulunuyor.

PALACİO DELOS PATOS
UNESCO tarafından koruma altına alınan, 19. yüzyıldan kalma bir sarayda yer alan bu lüks otel Granada Katedrali’ne 650 metre mesafede. Yani aslında tam şehrin tam göbeğinde değil ama sadece 10 dakika yürüme mesafesinde. Otelin, klimalı, TV, minibar, saç urutma makinesi ve Wi-Fi erişimi ile donatılmış odaları var. Ayrıca otelde spa, sauna, masaj, hamam ve kapalı havuz olanakları da mevcut. Otelin kendi restoranı var. Açık büfe kahvaltı her gün burada servis ediliyor. Otel bünyesindeki otoparktan ve havaalanı transfer hizmetinden ek ücret karşılığında faydalanabiliyorsunuz. Evcil hayvan kabul ediliyor.

EL LADRON DE AGUA
Albacin bölgesinde, El-Hamra Sarayı’na yürüme mesafesinde ve ona bakan, mermer zeminleri ve sütunları ile 16. yüzyıldan kalma harika bir binada olan Hotel Ladrón de Agua, üç yıldızlı bir otel seçeneği. Açık büfe kahvaltı sunan otele evcil hayvan kabul edilmiyor. Otelin ek ücret karşılığı havalimanı servisi de var

ROOM MATE LEO
Granada Katedrali’ne 300 metre mesafede yer alan bu tasarım otelinin şehir ve Elhamra Sarayı manzaralı çatı terası var. Otelin odaları, tv, minibar saç kurutma makinası, klima, Wi-Fi ile donatılmış. Sabahları açık büfe kahvaltı servis ediliyor. Otoparkı yok. Havalimanı transferi bulunmuyor. Evcil hayvan kabul edilmiyor.

EUROSTARS GRAN VİA
Granada Katedrali’ne 100 metre mesafede, yine 19. yüzyıl yapılarından birinin otele dönüştürülmesi ile oluşturulmuş bir otel Eurostars Gran Via. Otelde, spa, Türk hamamı, masaj gibi hizmetler var. Wifi erişimi mevcut. Her sabah açık büfe kahvaltı sunuluyor. Otelin çatı terası, El Hambra, Granada Katedrali ve dağ manzaralı. Evcil hayvan kabul edilmiyor. Ek ücret karşılığında havalimanı transferi var. Kendine ait bir otoparkı yok. 

EUROSTARS CATEDRAL
Merkezde, Granada Katedrali’ne 70 metre, El Hamra ve Generalife’a 1 kilometre mesafede yer alan Eurostars Catedral, dört yıldızlı bir konaklama seçeneği. Tesiste spor salonu, sauna ve hamam, restoran ve teras bulunuyor. Tesiste her sabah açık büfe kahvaltı servis ediliyor. Otele evcil hayvan kabul edilmiyor. 

PARRAGA SİETE
Granada Alhambra’ya 25 dakikalık, katedrale ise sadece 5 dakikalık yürüme mesafesinde kalan Hotel Párraga Siete, 19. yüzyıldan kalma bir binada bulunan uygun fiyatlı bir otel. Otelin odalarında klima ve tv bulunuyor. Resepsiyonda wifi var. Otelin bir de alakart restoranı var. Otele evcil hayvan kabul edilmiyor. Ek ücret karşılığında havalimanı transferi var. Otoparkı yok. 

SOLAR MONTES CLAROS
Generalife’a yürüyerek 10 dakika mesafede bulunan Montes Claros, Granada’nın Albacin ve Sacromento bölgeleri kesişiminde yer alan otellerden. Otelde, ücretsiz Wi-Fi erişimli, klimalı, geleneksek Endülüs tarzında dekore edilmiş odalar var. Her odada balkon veya teras var. Evcil hayvan kabul edilmiyor. Otelin ek ücret karşılığı havalimanı servisi de var. Otoparkı yok. Kahvaltı dahil değil.

APARTAMENTOS MONTES CLAROS
Sacromonte bölgesindeki otellerden olan Apartamentos Montesclaros, dairelerden oluşan bir işletme. El Hamra’ya bakan bir havuz ve terası var. Daireler ücretsiz Wi-Fi, buzdolabı, ocak, ve klima ile donatılmış. Hepsinde, bir salon-yemek alanı ve bir yatak odası bulunuyor. Bazı daireler El Hamra manzaralı. Otelin kendi otoparkı yok fakat anlaşmalı çalıştığı bir park yeri var. Otelin ek ücret karşılığı havalimanı servisi de var. Otoparkı yok. Kahvaltı dahil değil. 

GRANADA’DA NE YENİR & NEREDE YENİR EN İYİ TAPAS BARLARI VE RESTORANLAR
Granada’nın yemek anlamında en büyük özelliği buradaki barlarda içki ya da içeceğin yanında 1 ya da 2  tapa ikram edilmesi. Öğrenci nüfusunun çok olması sebebiyle çok yaygın bir konsept. Ancak turistlere pek bundan bahsetmeden direkt siparişe geçebiliyorlar. Siz mutlaka ücretsiz tapa var mı sorun.

BARAKA CAFE
Dulce de lecheli tortillalardan, club sandviç’e, Nutellalı pancake’ten French Toast’a, en diyetinden en kalorilisine kahvaltılık seçenekler bulabileceğiniz bir cafe. 
Adres: Calle San Jerónimo, 24, 18001 Konum için tıklayın.

CAFE 4 GATOS
Albacin’e tımanan yokuşta, dolambaçlı Arnavut kaldırımlı sokaklarındaki Cafe 4 Gatos, Granada’da en iyi kahveyi ve tostadaları bulabileceğiniz yer. Şansınıza boş bulursanız, Alhambra manzaralı masaları var. Brunch için de ideal. 
Adres: Placeta Cruz Verde, 6, 18010 Tel: +34 958 22 48 57 Konum için tıklayın.

PASTELERİAS CASA ISLA
Buranın ünlü bir tatlısı var. İsmi Pionono. Kendisi kremalı ve kızarmış yumurta sarılı bir sünger kek. Vanilyalısı, çikolatalısı ve mandalinalısı gibi çeşitleri de var. Isla’nın çok fazla şubesi var.
Websitesi  Adres: Calle Acera del Darro, 62, 18005 Tel: +34 958 52 30 88 Konum için tıklayın.

LA FABULA RESTAURANTE
Hotel Villa Oniria içinde bulunan, fine-dining konseptli bir restoran. İçerisi zarif ve şık. Bir tadım menüsü de var. Elbette yemeklerin porsiyonu oldukça küçük ve 3 tabak şeklinde geliyor. Tapas’a doyup bir gece farklı bir şeyler deneyimlemek isteyenler için bire bir. 
Websitesi Adres: Calle San Antón, 28, 18005 Tel: 34 958 25 01 50 Konum için tıklayın.

EL BAR DE FEDE
Modern tasarımlı çok hoş bir mekan. Akşam saatlerinde, canlı ve popüler. Günün erken saatlerinde ise, sangria’nın yerel versiyonunu tadabileceğiniz, gazpacho içebileceğiniz bir yer. Köfte ve kızarmış morina balığı oldukça lezzetli. Söylenenlere göre portakal soslu tavuk pate de çok lezzetliymiş ama denemedik. 
Adres: Calle Marqués de Falces, 1, 18001 Tel: +34 958 28 88 14 Konum için tıklayın.

REAL ASADOR CASTİLLA
San Matias bölgesinden, yerellerin tavsiyesi bir restoran. Etleri ve deniz ürünleri başarılı. 
Adres: Calle Escudo del Carmen, 17 Tel: +34 958 22 29 10 Konum için tıklayın.

LA PİCCOLA CARMELA
Makarnalarından, pizzaları ve tatlılarına kadar her şeyin lezzetli olduğu bir İtalyan restoranı. İspanyol mutfağından sıkılanlar için bire bir. Fiyatları da uygun. Giden Evde Yok’lardan aldığımız bilgiye göre özellikle sangriası çok başarılıymış. 
Adres: Reyes Católicos, 63, 18010 Tel: +34858813340 Konum için tıklayın.

EL BAR DE ERİC
Bu bar, Granada’nın rock müzik sahnesindeki en önemli barlardan. Çünkü adından da anlayabileceğiniz üzere, sahibi Eric Jiménez, kentin sevgili rock grubu Los Planetas’ının davulcusu. Fotoğraflarla kaplı duvarları ile rock’n’roll’a bir saygı duruşu niteliğinde olan bara bir şeyler içmek için uğrayabilirsiniz. 
Websitesi Adres: Calle Escuelas, 8, 18001 Tel: 34 958 27 63 01 Konum için tıklayın.

MİRADOR DE MORAYMA
Adeta bir seyir terasına benzeyen harika bir balkonu olan bir Endülüs restoranı. Buraya dolambaçlı ve dik bir kayalık yoldan erişiliyor. O yüzden biraz gizli diyebiliriz. Geceleri El-Hambra’nın en muhteşem manzarası eşliğinde yemek yiyorsunuz. Granada’da, Salmorejo, rabo de toro gibi Endülüs lezzetlerini tadabileceğiniz başarılı yerlerden. Terasında oturmak için mutlaka önceden rezervasyon yaptırın.
 Websitesi Adres: Calle Pianista García Carrillo, 2 Tel: +34 958 22 82 90 Konum için tıklayın.

RESTAURANTE LAS TOMASAS
Yine El Hamra manzarasına karşı yemek yiyebileceğiniz bir Endülüs restoranı. Terasında oturmak için mutlaka önceden rezervasyon yaptırın. Sığır filetosu ve kuzu pirzola gibi et yemekleri çok başarılı. 
Websitesi Adres: Carril de San Agustín, 4, 18010 Tel: +34 958 22 41 08 Konum için tıklayın.

RESTAURANTE MASAE
Bunu bilmiyor olabilirsiniz ancak Granada’da Japon mutfağının çok başarılı örnekleri var. Zaten Granada, Japon turistlerin tercih ettiği, Barselona ve Madrid’ten sonra İspanya’daki üçüncü destinasyon. Hatta Mart ayında Japon Tapas Haftası bile var. Bu restoranları arasında Masae öne çıkan mekanlardan. Japon mutfağının en sevilen yemeklerinden olan okonomiyaki’yi burada tatmalısınız. 
Websitesi Adres: Callejón Antonino, 6, 18002  Tel:+34 958 25 99 71 Konum için tıklayın.

BAR LOS DİAMANTES

Tur 13.30 gibi bittiğinde mideler zil çalıyor. Önerimiz Granada’da bir kült olan Los Diamanteste yemeniz. Mekan İspanyol tarzı fritözde kızarmış deniz ürünleri ile ünlü. Aslında pek benim şahsi damak zevkimle örtüşmüyor çünkü ben deniz ürününü güveç ya da ızgara seviyorum ama bu kadar dev bir üne ve her mecrada süper notlara sahipken bana pek bir şey söylemek düşmez. Fiyatlar da makul. Birkaç farklı yerde şubesi var, size en yakın olanı internetten bulabilirsiniz.

Granada’da deniz ürünleri tapa’lar denemek isterseniz doğru adres. Çoğunlukla kızartılmış seçenekler var ama hepsi lezzetli. Eğer ne sipariş edeceğinizi bilmiyorsanız, kalamar, karides veya istiridyeden şaşmayın. Söyleyeceğiniz ilk biranın yanında tapa’lar ücretsiz geliyor. Servis de çok hızlı. Şehirde birkaç yerde şubesi var. Biz Pl. Nueva’daki yerini veriyoruz.
Websitesi Adres: Pl. Nueva, 13 18009 Tel: +34 958 07 53 13 Konum için tıklayın.

SAİNT GERMAİN
Şarap peynir ve tapas yapmak için ideal yer. Büyük bir yer değil. İçerisi küçük olmasına rağmen dışarıda bolca oturma alanı var. Turistik yerlerden çok daha kaliteli çeşitli tapa’ları var. 
Adres: Calle Postigo Velutti, 4, 18001 Tel: +34 958 20 00 37 Konum için tıklayın.

ROSARİO VARELA
Rosario Varela, büyüleyici retro iç tasarımı harika tapa’larla birleştiren bir tapas bar. Mini burgerlerden ve domuz çöreklere inanılmaz tapa’lar eşliğinde bir bira veya bir kadeh şarap içmenin keyfine varabileceğiniz bir nokta. 
Websitesi Adres: Calle Varela, 10, 18009 Tel: +34 958 21 52 75 Konum için tıklayın.

BODEGAS CASTANEDA
Bodegas Castañeda, geleneksel bir tapas bar. Öyle uzadı uzadıya oturup kalkmama durumunuz yok. Tapas yiyip bir şeyler içip kalkıyorsunuz. Zaten çok hızlı bir servisi var. 
Websitesi Adres: Calle Almireceros, 1, 3, 18010 Tel: +34 958 21 54 64 Konum için tıklayın.

POE BAR
Oldukça lokal bir tapas bar. İçki ile ücretsiz olarak alabileceğiniz yaklaşık 10 farklı tapaslı bir menüsü var. Menüde hem vejeteryan hem de etli seçenekler var. Son derece hızlı bir servisi olan güleryüzlü bir işletme. 
Websitesi Adres: 18002, Calle Verónica de la Magdalena, 40 Konum için tıklayın.



M.S. (PRENSES)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder