18 Şubat 2020 Salı

SAN FRANCİSCO


“Gezmek insanı alçakgönüllü yapar. Dünya'da aslında ne kadar da küçük bir yer kapladığımızı görmüş oluruz.”

43 tepe üzerine kurulu San Francisco, Kuzey Kaliforniya’da yer alan en kalabalık şehir. Üstelik kültürel anlamda da en zenginlerinden. Dolayısıyla bir San Francisco seyahatinin dolu dolu geçeceğinden emin olabilirsiniz. Görüp ve yaşayacağınız çok fazla şey olacak. San Francisco gezilecek yerler bakımından Amerika'nın en zengin yerlerinden bir tanesi. Victoria stili evleri, Albenisini sislerin arasında parlayan kırmızı renginden alan meşhur ‘Golden Gate Bridge’ ve civarışehrin tepeden en güzel halini görebileceğiniz ‘Twin Peaks’ Fisherman’s Wharf & Pier 39, filmlere konu olan ünlü hapishane Alcatraz Adası, Golden Gate Park, Chinatown ve Union Square, bir de şehrin etrafına yayılmış şarap vadileri, sanat galerileri, şehir merkezi, yokuşları ile meşhur dünya tatlısı sokakları, renkli tramvayları, dijital dünya devlerinin merkez ofisleri ve çok daha fazlası ile San Francisco, bana göre California Eyaleti’nin en karizmatik şehirlerinden biri. Gittiğiniz bir ülkenin tek bir şehrini veya en turistik bölgelerini görmekle yetinmeyen, böyle bir seyahatten yeterince tatmin duygularla dönmeyenlerdenseniz eğer San Francisco planlarınızı uzatmakta fayda var. Çünkü şehir, California Eyaleti’nin denemeye değer. Union Square, Nob Hill, Financial District çevresi. Amerika‘nın batı kıyısındaki en renkli ve eğlenceli şehirlerden biri olan San Francisco gezilecek yerler konusunda birçok zenginliğe sahip. En azından 4 - 5 günlük süre gerekiyor.
Samimi atmosferi ile gezginleri hemen kendisine bağlayan kentin hangi bölgesine giderseniz gidin, farklı dokuya ve ruha sahip cazibe noktalarını ziyaret etme şansına sahip olabilirsiniz. Hatta çoğu zaman, farklı kültürlerden izler taşıyan mekânları yan yana sıralanmış halde bulabilirsiniz. Haliyle San Francisco‘da tatil yaparken tipik bir Amerikan yerleşiminde değil de bir dünya kentinde olduğunuzu rahatlıkla anlayabilirsiniz.
SAN FRANCİSCO'YA NE ZAMAN GİDİLİR
San Francisco için en ideal mevsim yaz olsa da yılın her anı keyifle gezebilirsiniz. Kaliforniya bölgesindeki şehirlere göre nispeten soğuk olduğundan Ağustos – Eylül aylarında gitmenizi tavsiye ederim. Yaz olduğuna aldanmayıp sabahları sisli bir hava uyanıp, öğleden sonraları hafif esen rüzgarla birlikte hafif bir üşüme yaşayacağınız için her daim gittiğinizde yanınızda bir ceket yada hırka bulundurmanızı tavsiye ederim.

SAN FRANCİSCO'YA NASIL GİDİLİR

San Francisco’ya İstanbul’dan Türk Hava Yolları ile direk uçabilir ya da aktarmalı olarak diğer yabancı hava yolu şirketlerini kullanabilirsiniz. THY ile İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan 14 saat süren direkt uçuşla San Francisco Havalimanı'na uçabilirsiniz. Havalimanı, şehir merkezine 20 km uzaklıkta. Taksiye binerek ortalama 50 USD ödeyerek, 20 dakikada merkeze gidebilirsiniz. Ayrıca, havalimanı otobüs durağından 20 dakikada bir kalkan KX, 292, 397 veya 398 numaralı otobüslere binebilir, 2 USD ödeyerek yaklaşık 1 saatte şehre gidebilirsiniz. Dilerseniz, havalimanından bilet fiyatı 9 USD olan Pittsburg / Bay Point yönüne giden sarı metro hattına binerek, yarım saatlik bir yolculuk sonrasında Civic Center metro istasyonuna ulaşabilirsiniz. Daha fazla ayrıntıyı yazı sonunda yazacağım...

Bu Tur İçin Cebinizden Çıkacak Paraya Bakalım...

Pasaportunuz yoksa ve ücretler hakkında bilgi  https://randevu.nvi.gov.tr/

  • 1500   USD    Tur ücreti 5 Günlük, Ekstralar, Yeme İçme kişi başı.
  • 1150   USD   Kendi Başınıza Yaparsanız. HERŞEY DAHİL ve 5 GÜN.

5 GÜNLÜK Turu satın almak pek akıllıca değil. Uçak biletinizi kendiniz alıp 5 GÜNLÜK kendi turunuzu yapmak daha cazip. Korkmayın günümüz teknolojisinde dil bilmeseniz bile bu turu kendi başınıza yapabilirsiniz. Biraz cesaret.

OTEL İÇİN
SAN FRANCİSCO OTEL İÇİN TIKLA
UÇAK İÇİN
SAN FRANCİSCO BİLETİ İÇİN TIKLA
ARABA KİRALAMA

Türk Başkonsolosluğu: TIKLA
Para Birimi: USD
Saat Farkı:  11 saat ilerde
Telefon Kodu:  Türkiyeyi aramak için 00 90 500 500 11 11 şeklinde arama yapabilirsiniz.
Uçuş Süreleri: İSTANBUL - SAN FRANCİSCO 13.5 Saat.
İklim : TIKLA

SAN FRANCİSCO'DA ARABA KULLANMAK
Amerika’da Araba Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tüm bu yolcuğu gerçekleştirmek için tabi ki araba kiralamaya ihtiyacınız var ve Amerika’da araba almak da araba kiralamak da çok ucuz. Hatta benzin bile tüm bu dolardaki kura rağmen yine de Türkiye’dekinden ucuza geliyor. Düşünün bir de kur 1 TL olduğunu. Kiraladığım araba sigorta dahil günlük kirası 45 Dolar’dı. Amerika’da rahatlıkla günlük 30 - 35 USD’den başlayan fiyatlara araba kiralayabilirsiniz. Böyle uygun fiyatlar varken Türkiye’de asla satın alınamayacak tarzda lüks araçları tercih ederek seyahatinizi daha mutlu hale getirebilirsiniz.
kurallara uymazsanız elinize verirler ceza makbuzunu :)
Ceza Yememek İçin Amerika’da Trafik ve Kurallar hakkında birkaç bilgi 
  • STOP yazan DUR tabelaları gerçekten DUR demek. Bir yaya ya da araç geçsin geçmesin durmak zorundasınız. 
  • Yol kenarında park edebileceğiniz yerler olacak. Kafanızı kaldırıp levhada ne zamanlar hangi saatlerde yasak kontrol edin eğer serbest ise park metrelere ne kadar kalacaksanız o kadar ödeme yaparak park edin. 
  • Park ederken asla yol kenarındaki kırmızı boyalı yerlere arabayı bırakmayın. 
  • Hız sınırı kaç mil yazıyorsa odur. Kesinlikle kamera yok diye hız sınırını aşmayın. 
  • Amerika’da trafik ışıkları durduğunuz yerin hemen yanında değil caddenin karşısında. Eğer sağa ya da sola dönecekseniz serbest olduğunda geçiyorsunuz. 
SAN FRANCİSCO TRAMVAYLARI
San Francisco’da ne yapılır diye düşüyorsanız ilk olarak arkanıza yaslanıp bu şehirde geçen dizileri ve filmleri hatırlayın. Gözlerinizin önüne ilk olarak dik bir yokuştan çıkan kırmızı renkli tramvaylar geliyorsa listenizin birinci maddesi belli. Şehrin simgesi olmuş tramvaylarla yolculuk yapılacak.
1873 yılından beri inişli çıkışlı şehirde toplu taşıma amacıyla kullanılan tramvaylar elbette diğer araçların yaygınlaşmasıyla azalmış, bazı rotalar tamamen iptal edilmiş ve sonucunda birkaç rotada turistik amaçlı sefer düzenleyen tramvaylar kalmış. San Francisco tramvayları 1964 yılında “tarihi anıt” sayılan ilk ve tek toplu taşıma aracı ilan edilmiş. Powell - Mason ve Powell - Hyde görsel olarak en etkileyici rotalardan, haliyle güzel manzaralar izlemek istiyorsanız bu iki rotadan birini seçip tramvay keyfi yapabilirsiniz. Veya tramvaya Fisherman’s Wharf, Ferry Building, Nob Hill veya Lombard Caddesi gibi turistik yerlere ulaşım amacıyla da binebilirsiniz.
GOLDEN GATE BRİDGE
İlk defa şehre seyahat eden gezginlerin büyük çoğunluğunun mutlaka görmek istedikleri ikonik köprü, 2,73 kilometrelik uzunluğa sahip. San Francisco’yu Kaliforniya’nın kuzey yerleşimlerine bağlayan tasarım harikasının inşasına 1933 yılında başlanmış. Art - Deco stilindeki yapının tamamlanması ise yalnızca 4 yıl sürmüş. Amerika’nın en ikonik yapılarından olan köprü masmavi sular üzerindeki turuncuya çalan renkleriyle gerçekten de izleyenlere görsel bir şölen yaşatıyor. Çevreyle uyumlu görünüme sahip olması için koyu turuncu renkte boyanan Golden Gate Köprüsü’nün üzerinde ve çevresinde dolaşmak isterseniz, bisiklet kiralayabilirsiniz.
Tabii bu ziyaretinizi biraz daha ağırdan almak için ücretsiz yürüyüş turuna da katılabilirsiniz. Hem bu sayede köprü üzerindeyken etkileyici manzaralarla karşılaşıp bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.Yada kendiniz San Francisco yönünde yürüyüşe başlayıp Marin County tarafındaki gözlem noktasında turunuzu tamamlayabilirsiniz.Yapının tarihi ile ilgili bilgiyi ise güneydoğu tarafındaki Golden Gate Bridge Welcome Center‘da bulabilirsiniz. Köprü civarında vakit geçirirken iç savaş döneminden kalma Fort Point‘i gezmeyi de unutmayın.

Eğer Golden Gate Köprüsü’nün fotoğraflarını çekmek istiyorsanız, en güzel kareleri Nob Tepesi veya Marin County tarafındaki Golden Gate Ulusal Parkı içerisinde çekebilirsiniz. Bu arada Alcatraz’a giden tekneler de nefis Golden Gate manzaraları sunuyor, fotoğraf çekmek istiyorsanız değerlendirebilirsiniz.

  • San Francisco Körfezi ve Golden Gate Cruise & Alcatraz Bilet‘i internetten satın alarak şehrin en ünlü 2 noktasını birlikte gezebilirsiniz.TIKLAYIN.
  • Bisikletle, Rehberli Golden Gate Turu: Fisherman’s Wharf’dan hareket ederek rehber eşliğinde 3 saat süren Golden Gate köprüsü turunun ücreti kişi başı 55 USD. Bisiklet ve tüm ekipmanların, rehberlik hizmetinin de dahil. Turu incelemek ve kaydolmak için TIKLAYIN.
FİSHERMAN'S WHARF PİER 39
 Adının Türkçe karşılığından da kolayca anlayabileceğiniz üzere Fisherman’s Wharf, bir zamanlar Jefferson Caddesi ile birlikte balıkçılık endüstrisinin merkezi sayılıyormuş.Tarihi semt, günümüzde ise her yaş grubundan gezgine keyifli anlar yaşatacak alışveriş ve eğlence olanakları ile anılıyor. 
Ghirardelli ve Anchorage meydanları ile Ulusal Denizcilik Müzesi, Tarihi Hyde Sokağı İskelesi ve çok daha fazlası burada sizleri bekliyor.
Tabii Fisherman’s Wharf söz konusu olduğunda Pier 39‘a ayrı bir parantez açmak gerekiyor. İskelede önce eğlenmek için DarkRide, Laser Maze Challenge ve Beam Busters gibi macera oyunlarına yönelebilirsiniz. Ardından restoranlardan birine girip taze deniz ürünleri ile hazırlanmış yemekleri tüketebilirsiniz. Hazır buraya gelmişken Aquarium of Bay‘e girip körfezin zengin su altı yaşamını tanıyabilirsiniz. Hatta güneşlenen deniz aslanlarını izleyebilirsiniz.
San Francisco’nun en turistik yerlerinden Fisherman’s Wharf bir zamanların küçük İtalya’sı diye biliniyor. Mağazaları, restoranları, San Francisco Körfezi ve Alcatraz Adası manzarasıyla her daim hareketli olan bölge özellikle alış veriş yapmak ve birkaç saat deniz kenarında keyifle dolaşmak için ideal. Bir de şehrin en turistik yerlerinden olmasından dolayı “San Francisco’ya gittim” diyebilmek için gitmeniz gereken yerlerden.

Ziyaret Saatleri: 10.00-22.00 (Pier 39) 

ALCATRAZ ISLAND
San Francisco’da Ne Yapılır yazısında sizlere filmlere bile konu olmuş, dünyanın en ünlü hapisanelerinden biri olan Alcatraz Adası’nı ve bu adadaki ceza evini görmenizi öneririm. Alcatraz Island‘a gitmenizi sağlayacak tekneler Pier 39’daki iskeleden kalkıyor. Keyifli bir yolculuğun ardından ulaşacağınız adada bölgede inşa edilen ilk deniz fenerini ve Amerika Birleşik Devletleri’ne ait ilk ceza evini ziyaret etme olanağına kavuşabilirsiniz. Üstelik tarihi açıdan zengin Alcatraz, doğal güzellikleriyle de konuklarını büyülüyor. Dünyaca ünlü hapishaneyi gezdikten sonra kalan zamanınızın tümünü bahçelere, gelgit havuzlarına, adada barınan kuş kolonilerine ve enfes körfez manzarasını izlemeye ayırabilirsiniz.
Kuralları ezdim geçtim ve gittim :)))
Alcatraz Adası’nın hikâyesi, 1773 yılında yazılmaya başlanmış. İspanya ordusunda görev yapan Teğmen Juan Manuel de Ayala, San Carlos’a yelken açtığı yolculuğu esnasında yanından geçtiği 22 dönümlük adaya Isla de Alcatraces (Pelikan Adası) ismini vermiş.O dönemden itibaren bu adla anılmaya başlanan kara parçasına, 1859‘da kale inşa edilmiş. Hemen sonrasında “Kaya” hapishane olarak kullanılmaya başlanmış. 1861’den 1963 yılına kadar süren bu hikâye de zaman zaman Kızılderili işgali gibi etnik kökenli olaylarda yaşanmış.
1930’lu yılların başından 1963 yılına kadar yaklaşık 30 yıl boyunca açık olan ve ülkenin en ünlü suçlularını misafir eden ada 1973 yılından beri de turistik bir yer. Cezaevi olduğu dönemde herhangi bir suçlunun kaçmasının imkansıza yakın olduğu Alcatraz Adası’na sadece teknelerle ulaşım sağlanıyor, gidiş, dönüş ve adadaki tur toplamda 3 - 4 saati buluyor. Dikkat etmeniz gereken tek şey, bazı tekneler “Alcatraz Adası turu” adı altında sadece adanın etrafında yapılan ve adaya çıkamayacağınız bir gezi satıyorlar. Dolayısıyla adayı ve ceza evini görmek istiyorsanız turun ada ziyaretini kapsayıp kapsamadığını önceden öğrenin. Ya da isterseniz Alcatraz Adası gezisini şehirdeki başka aktivitelerle birleştirip, daha uygun maliyetli bir program oluşturabilirsiniz. 
  • Alcatraz Adası, Tramvay Gezisi ve Hop On Hop Off Otobüs Turu: 1 gün boyunca kullanabileceğiniz, istediğiniz durakta inip sonrasında istediğiniz bir duraktan binip şehri gezmeye devam edebileceğiniz Hop On Hop Off otobüs turu, Sausalito tramvay gezisi, Alcatraz Adası’na tekneyle gidiş ve adaya giriş ücreti ile rehberlik hizmeti dahil.  TIKLAYIN.
  • San Francisco Körfezi The Rock’tan Kaçış Yolculuğu adlı tura katılarak şehrin simgesi olan bu adayı rehber eşliğinde gezebilirsiniz. TIKLAYIN
Ziyaret saatleri: 08.45-20.30 
Giriş Ücreti:37.25  $ 

GOLDEN GATE PARK ve JAPANESE TEA GARDEN
San Francisco halkının zaman geçirmek için neler yaptığını gözlemlemek konusunda en iyi fırsatları, Golden Gate Park & Japanese Tea Garden‘ı ziyaret ettiğinizde bulabilirsiniz. Park ile ilgili projeyi ilk ortaya atan dönemin belediye başkanı Frank McCoppin olmuş. McCoppin, New York’taki Central Park’ın mimarı Frederick Law Olmsted ile birlikte 1013 dönümlük çorak araziyi kumarhaneler ve tatil köyleri ile dolu bir cennete dönüştürmeye çabalamış. Bu plana karşı çıkıp parkın günümüzdeki görünümünü kazanmasını sağlayansa genç inşaat mühendisi William Hammond Hall’dan başkası değilmiş.
Golden Gate Park, kentin tarihi hakkında konuklarına değerli bilgiler veriyor. Parkta gezerken çeşitli bitki türleri ile dolu mekânları gezebilir, konser alanlarında soluk kesen performanslar izleyebilirsiniz. Huzur bulmak istediğinizde ise tüm bu alanları boş verip Japanese Tea Garden‘a gidebilirsiniz. 1894’te 5 dönümlük alana inşa edilen çay bahçesinde hatta ikram edilen kurabiyelerin tadına bakabilirsiniz.

CHİNATOWN
Amerika’daki büyük şehirlerin hemen hepsinde bir Chinatown vardır. Ancak San Francisco’da bu küçük Asya mahallelerinden 4 tane var ki Grant Avenue’de yer alan Chinatown hem Asya dışındakilerin en büyüğü hem de Amerika’dakilerin en eskisi.Sadece bu özelliğiyle bile birkaç saatlik ziyareti hak eden San Francisco Chinatown’a ayrıca lezzetli Asya yemekleri yemek, doğal bitkisel ilaçlardan her türlü hediyelik eşyaya kadar binlerce ürün satan dükkanları gezmek ve tapınakları, atölyeleri, çay evlerini görmek için gitmelisiniz. Finans bölgesine oldukça yakın konumdaki Chinatown, kentin çok kültürlü yapısını tanımak için San Francisco gezilecek yerler listesine alınabilecek en iyi adres. Zira bu mahalle, Çinli göçmenlerin Amerika Birleşik Devletleri’nde kurdukları en büyük yerleşim bölgesi. Dolayısıyla bünyesinde barındırdığı fırsatlar ile gastronomi tutkunlarına, yabancı kültürlere ve tarihe meraklı gezginlere, farklı alışveriş fırsatları arayanlara birbirinden güzel fırsatlar sunuyor.
Altına hücum hareketi ve ülkenin batısı ile doğusunu birleştiren demir yolu hattının inşası sırasında kente göç eden Çinlilerin kurduğu mahallede, ilk ziyaretinizi Chinese Historical Society of America‘ya gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca ikonik Transamerica Pyramid binasını farklı açılardan görme imkanına sahip olabilirsiniz. Yerleşimin kendine has atmosferini anlamak için dilerseniz turlara katılıp her bir köşesini gezme ve detaylı bilgi edinme imkânına kavuşabilirsiniz.

UNİON SGUARE

Tasarımı Guggenheim Müzesi için de bir tasarım yapan Frank Lloyd Wright tarafından yapılan ve spiral şeklindeki yürüyen merdivenleriyle tanınan Westfield San Francisco Center da dahil olmak üzere şehirdeki en büyük ve güzel alışveriş merkezlerinin yer aldığı bölge orta, orta üstü ve lüks segmentte alışverişin adresi. Hatta alışveriş yapma planınız yoksa bile biraz yeni trendleri görmek, biraz bu ışıltılı bölgede keyifle dolaşmak için Union Square’e gitmelisiniz. San Francisco, yaşam kalitesinin son derece yüksek olduğu bir şehir. Eğer bu durumun nasıl ortaya çıktığını merak ediyorsanız, hem alışveriş hem de yeme içme olanakları açısından zengin Union Square‘ı ziyaret edebilirsiniz. Ortasında zafer tanrıçasını tasvir eden heykelle süslenmiş oldukça yüksek bir sütunun bulunduğu meydan, aynı zamanda popüler bir konaklama bölgesi konumunda. Yani anlayacağınız alanın gezginlerden her daim ilgi görmesinde her zevke hitap eden zengin içeriğinin payı bir hayli fazla.
Nasıl bir deneyim yaşamak istediğinize bağlı olarak Union Meydanı’na özel bir gezi programı oluşturabilirsiniz. Dilerseniz sadece meydan çevresindeki sanat galerilerine ve müzelere odaklanıp kendinizi kültürel bakımdan tatmin edebilirsiniz Gündüz buraya gelip Hermes, Kate Spade New York, Alden Shoes gibi markalara ait mağazaları dolaşabilirsiniz. Akşamsa meydana renk katan eğlence mekânlarında vakit harcayabilirsiniz. Tabii festivaller, konserler ve atölye çalışmaları ile gezi programınızı zenginleştirmek de sizin elinizde.

Otel Tavsiyesi: 4 yıldızlı Grand Hyatt Union Square, bölgede konaklama yapabileceğiniz en popüler otellerden bir tanesi.

ALAMO SGUARE
Kentin bir diğer göz alıcı meydanı olan Alamo‘ya gitmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü rengârenk boyanmış, mimari açıdan birbirlerine tıpa tıp benzeyen yedi bina burada sizleri bekliyor.
Viktoryen tarzda inşa edilmiş bu evlere, yerel halk “Painted Ladies” adını vermiş. Bilinirlikleri ülke sınırını uzun süre önce aşmış olan yapıları kimileri ise “Yedi Kız Kardeş” ismiyle anıyor. Alamo Meydanı’nın çevresi 1850’lerden 1890’lara kadar popüler bir yerleşim bölgesiymiş. Günümüzde göz alıcı güzellikteki, geniş boyutlu bir parka ev sahipliği yapan meydanı eskiden çok daha fazla sayıda Queen Anne stili konut çevreliyormuş. Ancak bunların büyük çoğunluğu, kenti yakıp yıkan 1906 depreminin gazabından kurtulamamış.

LOMBARD STREET
Bana göre San Francisco’nun en fotojenik bölgesi Lombard Caddesi. Daracık bir alanda 8 keskin virajı ve bu alanı çevreleyen rengarenk çiçeklerle bezeli yemyeşil çimleri Lombard Caddesi’ni fotojenik yapan en önemli unsur. farklı açılardan çekilmiş onlarca fotoğrafını görebileceğiniz Lombart Street ise doğal görünümü ile bu tarz mekânlar arasından farkını hemen belli ediyor. Rengarenk çiçeklerle bezeli tarhları ve kırmızı tuğla döşenmiş zemini, Russian Hills mevkinde yer alan Lombart Sokağı’na doğal bir görünüm katıyor. Kıvrımlı yapısından dolayı sokak, bir zamanlar kaykaycıların uğrak mekânlarından biriymiş. Ancak çok fazla gürültüye ve kazaya neden oldukları için heyecan arayışındaki bu kitlenin sokağı kullanması yasaklanmış.
Keyifli bir yürüyüşle, sık sık durup fotoğraf çekerek 200 metre uzunluğundaki Lombard Caddesi’ni geçebilirsiniz. Elbette yokuş aşağı. Öncesinde yokuşu çıkmanız gerekiyorsa size tavsiyem Union Square veya size neresi yakınsa oradan Powell-Hyde Tramvayı’na binip Lombard Street Durağı’nda inmeniz ve ardından kendinizi caddeden aşağı tatlı bir yürüyüşe bırakmanız.

COİT TOWER
Telegraph Hill’in zirvesinde yer alan Coit Tower, 1933 yılından bu yana San Francisco’nun silüetinin en dikkat çekici parçası olmayı sürdürüyor. Kule adını, itfaiye teşkilatını yöneten Lillie Hitchcock Coit’ten alıyor. O zamanlar itfaiye teşkilatını yöneten Coit, 1929’da ölmeden önce şehrin güzelliğine katkıda bulunmak istediğini söylemiş. Bu isteğe bağlı kalınarak toplanan fonlarla Arthur Brown Jr.’ın tasarımına bağlı kalınarak anıt niteliğindeki yapı inşa edilmiş.
Asansör aracılığıyla Coit Tower’ın üst kısmına çıkıp panoramik manzarayı seyrettikten sonra rotanızı  Pioneer Park‘a çevirebilirsiniz. Duvarları grafitilerle süslü kuleyi çevreleyen park, yerel halkı yaklaşan gemiler konusunda uyarmak için 1850’de inşa edilen telgraf binasının yerine kurulmuş.  

Adres: 1 Telegraph Hill Blvd, San Francisco, CA 94133 
Ziyaret Saatleri: 10.00-18.00 
Giriş Ücreti: 9 $

EXPLORATORİUM
Bilimi sanatla birleştiren Exploratorium, 2013 yılından bu yana çevre dostu ve mimari açıdan etkileyici binasında konuklarını ağırlayan bilim müzesinde, okulda öğrenmek isteyip fırsat bulamadığınız hemen hemen her konuda bilgi edinebilirsiniz.1969 yılında Frank Oppenheimer tarafından kurulan Exploratorium’un 33 bin metrekarelik alanı içerisindeki tüm galeriler; renk, ses, ışık ve harekete odaklanıyor. Bu sayede müze ziyaretçileri, 600’den fazla sergi ile etkileşim halinde olabiliyor. Yani bir sergiyi gezerken düğmelere basabilir, itme kranklarını hareket ettirebilirsiniz.
Bir başka alanda kendi gölgenizi güneş saatinin üzerine yansıtıp zamanı belirleyebilirsiniz. Alternatif olarak önceden rezervasyon yaptırıp Tactile Dome’un zifiri karanlık labirentinde doğru yolu bulmaya çalışabilirsiniz. 

Adres: Pier 15, The Embarcadero, San Francisco, CA 94111 
Ziyaret Saatleri: 10.00-17.00 
Giriş Ücreti: $29.95 


HAİGHT ASHBURY
 Haight Ashbury, daha önce hiç ziyaret etmemiş gezginlerin zihninde bir mahalle olduğu yönünde çağrışım yapan bölge, aslında farklı uzunluktaki iki caddenin kesişim noktası. Vintage mağazalar, publar, kitapçılar, plak dükkânları ile dolu olması bölgenin 1966’den beri popüler kalmasını sağlıyor. Çünkü o yıl açılan Psychedelic Shop, hippilerin gözünde kentin bu kısmının önemli bir çekim merkezi haline getirmiş.
Haight Asbury’nin popülerliğine karşı koyamayıp burayı evi haline getiren efsaneler arasında Jefferson Airplane, The Grateful Dead, Janis Joplin bulunuyor. Hatta 1967 yazında bağımsız müziğin, sanatın ve dolayısıyla yaratıcılığın merkezi olarak gösterilmeye başlanan bölgeye, John Lennon ve Yoko Ono’nun da sık sık yolu düşmüş. Buraya uğradığınızda Buffalo Exchange, Decades of Fashion, La Rosa Vintage gibi mağazalara uğrayabilirsiniz. Hatta plak koleksiyonu yapıyorsanız, Ameoba’ya kesinlikle girmelisiniz.


ASİAN ART MUSEUM OF SAN FRANCİSCO
Türkiye’den Hindistan’a, Çin’den Filipinler’e kadar farklı ülke ve kültürlerden izler taşıyan eserlerle dolu olan Asian Art Museum of San Francisco, 1966 yılında kurulmuş. 2003 yılına kadar Golden Gate Park’taki de Young Müzesi ile aynı binayı paylaşan kültürel tesiste 18 binden fazla çalışma sergileniyor. Kıtanın sanat geçmişi hakkında Asya dışında kurulmuş en büyük müze olma özelliği taşıyan cazibe merkezindeki kimi eserlerin üretilmelerinin üstünden 6 bin yıldan fazla süre geçmiş. San Francisco’daki Asya Sanat Müzesi‘nde her yıl çeşitli sergilerin yanı sıra farklı yaş gruplarından ziyaretçiler için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Ziyaret tarihinizi denk getirmeniz durumunda ücretsiz galeri turlarına katılabilir, canlı performansları ve sanat gösterilerini izleyebilirsiniz.
Çocuklar için hikâye anlatımı saatlerinin organize edildiği müzede, dilerseniz uygulamalı sanat etkinlerine ve konferanslara katılıp bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz. 

Adres: 200 Larkin St, San Francisco, CA 94102 
Ziyaret Saatleri: 10.00 - 17.00 
Giriş Ücreti: $15 


LİTTLE İTALY
San Francisco tatiliniz sırasında üst düzey gastronomik deneyim yaşamaya niyetlenirseniz, zamanınızın bir bölümünü North Beach sınırları dâhilindeki Little Italy‘ye ayırabilirsiniz. Gerek kültürel gerekse de etnik açıdan zengin bir İtalyan mirası ile karşılaşabilirsiniz.
Haziran veya kasım aylarında buraya gidecek olursanız, Washington Square Park’ta düzenlenen iki büyük festivale katılma fırsatı yakalayabilirsiniz. Mahalle sınırları içerisindeki sokaklarda gezerken 1933 yılında 30 yerel sanatçının duvarlara çizdiği resimleri görebilirsiniz. Bölgedeki kulüplere gidip kabareleri izlemek, sanat galerini dolaşmak ve müzeleri gezmek gibi fırsatları da sakın kaçırmayın.

PALACE OF FİNE ARTS THEATRE
Golden Gate Köprüsü’ne birkaç dakikalık uzaklıktaki ikonik Palace of Fine Arts, 1915 Panama-Pasifik Ticaret Fuarı için bir sergi alanı olarak inşa edilmiş. Beaux - Arts mimari üslubuyla tasarlanan yapı, Kaliforniyalı mimar Bernard Maybeck’in imzasını taşıyor. Güzel Sanatlar Sarayı, mimari ihtişamıyla birçok gezginin gözünde ilk sıralarda yer almakta. 
Palace of Fine Arts Theatre, 1970 yılında inşa edilirken başta Maybeck olmak üzere San Francisco’ya bu eşsiz kültürel değeri kazandıran isimlerin anılması planlanmış. Güzel Sanatlar Sarayı’nın restorasyonundan sorumlu organizasyon tarafından yönetilen konser salonu, 962 kişilik oturma kapasitesine sahip. Salon, yıl boyunca çeşitli konser ve festivallere ev sahipliği yapıyor. 

Adres: 3601 Lyon St, San Francisco, CA 94123 


TWİN PEAKS
Kentte, Güney Vista ve Alcatraz Adası gibi manzara izlemek için ideal birçok nokta bulunuyor. Ancak hem bitki ve hayvan çeşitliliği hem de Bay Area’nın muhteşem manzarasını sunması nedeniyle deneyimli gezginler için Twin Peaks, bambaşka bir anlam ifade ediyor. San Francisco gezilecek yerler listenize siz de ikiz tepeleri ekleyerek sadece Körfez Bölgesi’nin büyüleyici manzarasını seyretmekle kalmayıp yerel bitki ve hayvan türlerini gözlemleyebilirsiniz. 281 metre yüksekliğindeki Twin Peaks’in eteklerini kapsayan 64 dönümlük parkı gezerken nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan Mission Blue kelebeklerini görebilirsiniz. Acı bakla ve çakal fırçası ile bezeli patikalardan yürüyüp zirveye ulaştığınızda ise kendinizi manzaranın güzelliğine kaptırıp sakın fotoğraf çekmeyi unutmayın. Tepelere gitmek için araba kiralayabilir veya daha ekonomik olduğu için 37 numaralı otobüse binmeyi tercih edebilirsiniz. Yalnız seçim yaparken otobüsün sefer saatlerini kontrol etmeyi unutmayın, zira seferler oldukça seyrek. 281 metre yüksekliğindeki tepeler şehrin üzerine kurulu olduğu tepelerden farklı olarak yerleşim yapılmamış yerler. Haliyle son derece bakir. Biraz temiz hava almak isteyen yerliler ve hem spor yapmak hem de şehri yukarıdan seyretmek isteyen turistler tarafından bolca ziyaret edilen Twin Peaks’in havanın sıcak olduğu günlerde bile biraz rüzgarlı ve serin olduğunu hatırlatayım ki ona göre önlem alın.

ORACLE PARK
South Beach sınırları içerisindeki Oracle Park, yerel spor kültürüne dair ipuçlarını öğrenmek isteyen gezginlere birbirinden değerli fırsatlar sunuyor. 2000 yılından bu yana MLB takımlarından San Francisco Giants‘ın iç saha maçlarını oynadığı stadyum, sırasıyla Pacific Bell Park, SBC Park ve yakın zamana kadar AT&T Park isimleriyle anılmış. Bir bölümü eski Giants oyuncusu Willie McCovey’in adıyla anılan stadyumun oturma kapasitesi, 2007 yılındaki iyileştirmenin ardından 42 bine yaklaşmış. Sportif karşılaşmaların yanı sıra konser organizasyonlarına ev sahipliği yapan stadyumda özel etkinliklerde gerçekleştirilebiliyor. Körfez kıyısındaki bu enfes tesisi gezmek isterseniz, “Sahne Arkası” isimli turlara katılabilirsiniz.
Tur esnasında sahaya girebilir, yedek kulübesinde oturabilir, kulüp binasını dolaşabilir ve en önemlisi Giants Vault adıyla anılan müzeyi ziyaret edebilirsiniz. 

Adres: 24 Willie Mays Plaza, San Francisco, CA 94107 
Giriş Ücreti: $22 (Tur) 


FİNE ARTS MUSEUMS OF SAN FRANCİSCO
2012 yılında Louvre ile eser paylaşımına dair anlaşma imzalayan Fine Arts Museums of San Francisco, kentin en büyük halka açık sanat enstitüsü olarak anılıyor. Enstitü bünyesinde de Young ve Legion of Honor isimli iki önemli müze faaliyet gösteriyor. Sanatseverlere görsel şölen yaşatan bu iki kültürel tesiste toplam 150 bin eser sergileniyor. Young Müzesi, Golden Gate Park’ta faaliyet gösteriyor. Legion of Honor ise Lincoln Park’taki Fransız Neo - Klasik tarzı binasında ziyaretçilerini ağırlıyor. Young Müzesi’nde sergilenen eserlerin bir bölümü Amerika kıtasının farklı bölgelerinden getirilmiş. Müzede ayrıca Afrika, Okyanusya kültürlerine özgü nesneleri de yakından inceleyebilirsiniz.
Legion of Honor’ı ziyaret ettiğinizde ise Avrupa resim, dekoratif sanatlar ve heykel sanatlarına dair etkileyici çalışmalar görebilirsiniz. Bu müzede Akdeniz havzasında gerçekleştirilen kazılarda gün ışığına çıkartılmış antik eserler de sergileniyor. 

 Adres: 50 Hagiwara Tea Garden Drive, San Francisco, CA 94118 
Legion of Honor Adres: 100 34th Avenue, San Francisco, CA 94121 
Ziyaret Saatleri: 09.30 - 17.15 
Giriş Ücreti: $15 
Web: famsf.org


OCEAN BEACH
Golden Gate Park’ta zaman geçirdikten sonra dilerseniz hemen yanı başındaki Ocean Beach‘e gidip huzur dolu birkaç saat geçirebilirsiniz. İsterseniz piknik yapabilir ve bu esnada güneşin tadını çıkartabilirsiniz. Plajı çevreleyen patikada uzun yürüyüşlere çıkabilir veya bisiklete de binebilirsiniz. Hatta sadece manzara seyretmeye odaklanabilirsiniz.
Gerçekten de plajda enfes gün batımı manzarasını seyretmenin tadına doyum olmuyor. Ancak en sıra dışı deneyimi yaşamak için sisli havada buraya gelmek gerekiyor. Kentin sınırları içerisindeki en büyük plaj olan Ocean Beach’te bazı konulara dikkat etmeniz gerekiyor. Örneğin çok güçlü akıntıların varlığı nedeniyle burada yüzmek veya sörf yapmak için yeterli deneyime sahip olmak gerekiyor. Plajda ayrıca alkol tüketimine ve gece çadır kurulmasına izin verilmiyor. Bir de kumsalda sadece belirli noktalarda ateş yakılmasına izin veriliyor.


GHİRARDELLİ SGUARE
Fisherman’s Wharf’da Pier 39’ın ardından en çok ziyaretçi çeken yerlerden biri olan Ghirardelli Square, bir zamanlar Batı Sahili’nin en büyük çikolata fabrikasına ev sahipliği yapıyormuş. Domingo Ghirardelli’nin üretim tesisini East Bay’e taşımaya karar vermesinin ardından 1964’te William Ruth ve annesi, bu alana yeni konutlar inşa etmek için girişimlerde bulunmuş. Lakin alan zaman içerisinde alışveriş merkezi, otel ve konuklara farklı yeme içme deneyimleri yaşatacak mekânlarla kaplı bir cazibe merkezine dönüşmüş. Ghirardelli Meydanı’nı ziyaret ettiğinizde önce dondurma satılan dükkâna uğrayıp ağzınızı tatlandırabilirsiniz. Sonra da dilerseniz alışveriş merkezi veya sağlıklı yaşam merkezinde kendinizi şımartabilirsiniz. Dilerseniz vaktinizin tamamını şarap tadımı ve peynir yapımına da harcayabilirsiniz. 

Adres: 900 North Point St Suite 52, San Francisco, CA 94109 
Ziyaret Saatleri: 11.00 - 21.00 


SAUSALİTO
San Francisco gezilecek yerlerde günübirlik ziyaret edebileceğiniz Sausalito‘yu yazabilirsiniz. San Francisco’nun Arnavutköy’ü “Sausalito” San Francisco’nun telaşından uzak ama şehre bir o kadar da yakın, sevimli bir sahil kasabası. Gördüğünüz an İstanbul’un Bebek veya Arnavutköy semtlerine benzetmeniz mümkün. Dingin ve rahat yaşantısı, renkli yapıları, balıkçıları ve dondurmacıları ile meşhur kasabada ‘Vista Point’ bölgesinden en güzel San Francisco manzarasını izleyebilirsiniz. Aracınız olmasa da San Francisco’dan kiralayabileceğiniz bisikletle ‘Golden Gate’den geçip kolayca kasabaya ulaşabilirsiniz. Meşhur köprüyü bisikletle geçmek de ayrıca güzel bir deneyim olacaktır. Bir zamanlar yazarların ve sanatçıların uğrak mekânı olan Sausalito’da kıyı şeridini süsleyen yüzen evleri fotoğraflayabilir, parklarda güneşin tadını çıkartabilir, ana caddedeki kafelerden birine oturup manzara eşliğinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Yeme içme açısından da damak tadınıza uygun bir seçeneği kolayca bulabileceğiniz yerleşime eğer çocuğunuzla birlikte gitmeyi planlıyorsanız, ziyaret önceliğini Bay Model’e vermenizi öneririm.
** Ücretsiz giriş ** 
KIŞ SAATLERİ
Salı-Cumartesi, 09:00 - 16:00

MUİR WOODS
Şehrin sadece 19 km kuzeyinde yer alan ve doğa harikası milli bir orman parkı olan ‘Muir Woods’ dan bahsetmeden olmaz. Yaşayan canlıların en uzunu unvanına sahip meşhur Kaliforniya çamları (redwood) ile kaplı orman parkı, başka bir diyarda olduğunuz hissi uyandırabilir. Farklı uzunluklardaki parkurlardan yol boyunca karşınıza çıkacak manzaralarda kaybolmak son derece keyifli. Belli noktalarda rastlayabileceğiniz, gövdelerinin yıllar içerisinde içten oyulduğu devasa ağaçlardaki yuvaları, bir noktadan sonra California’nın simgesi olan ayıların yaşam alanları, birbirinden farklı kuş türleri gezinizi merakla devam ettireceğiniz unsurlar arasında. Ayıların yaşam alanlarının herhangi bir müdahalede bulunmadan turistlere açık olan kısımdan ayrılmış olduğunu belirtelim ki ilgi çekici bulanlar hayal kırıklığına uğramasın.
Araç ile bir noktaya kadar girilen parkın büyük bölümünü yürümek zorundasınız. Ne kadar geniş bir alana yayılmış olsa da devasa ağaçların yarattığı atmosfer ve oksijen size enerji olacaktır. Belli noktalarda orman dokusuna yakışır şekilde yerleştirilmiş küçük kafeler sayesinde temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.

NAPA VADİSİ
Windows’un İlham Kaynağı Napa Vadisi’ni Mutlaka Görün.Windows’un yeşil çimenler ve mavi gökyüzü olan meşhur duvar kağıdının asıl yeri olan ‘Napa Valley’, dünyaca ünlü şarap üreticilerinin şatolar veya modern yapılar içine kurulduğu bir vadi. Meşhur vadiye ulaşmak için sevimli bir şehir olan Napa’ya ulaşmak gerekiyor. Şehirden vadiye ulaşmak için ise lüks araçların özellikle yöneldiği yolu tercih etmeniz bile yeterli olacaktır. ‘Napa Valley’, eyaletin farklı birçok bölgesinden doğa ve kaliteli şarap meraklılarını bölgeye çekmeyi başarıyor. Güzelliği ve doğasıyla rotanızı unutulmaz kılacak noktalardan biri olan Napa Valley’de ünlü şarap üreticilerinin özel koleksiyonlarını ücretli veya ücretsiz olarak deneyebileceğiniz tadım aktivitelerine ve üretim aşamalarına şahit olabilirsiniz.
Eğer şarap vb. ürünler tüketmiyorsanız dünyanın tek ve en özel kampüsü olarak kabul edilen ‘The Culinary Instute of America’ aşçılık okulu, içerisinde bulunan ve öğrencilerin günlük projeleri olan ürünlerin ikram edildiği pastanedeki tasarım pasta ve yemekler, yine okul içerisinde düzenlenen küçük eğitimler size unutulmayacak bir gün yaşatacaktır.
Culinary Instute of America
Vadinin sonunda, üzüm bağları ortasında yer alan, alımlı kale ‘Castello di Amorosa’ görmeden dönülmeyecekler arasında. Kaleye varana kadar her bir şatoda geçirilen vakit, kaleye varılan zamanı geciktirse de iyi bir planlama yapmak gerekebilir. Yada iki gün ayırarak, vadinin dingin yaşamına plansız bir şekilde ayak uydurabilirsiniz. Belli hava şartlarında gerçekleştirilen ve gün batımında vadinin en güzel hallerine şahit olabileceğiniz balon turu denemeye kesinlikle değer.
  • San Francisco’dan Napa ve Sonoma Vadileri Şarap Tadımı Turu: Kişi başı 107 USD ücreti olan pakete şehir merkezindeki otellerden alınma ve bırakılma, vadiye konforlu otobüslerle ulaşım, şarap tadımı ve üzüm bağlarında rehberli tur dahil.  TIKLAYIN.
BALON TURU
San Francisco’da ne yapılır araştırmasını “klasik turist aktiviteleri dışında neler var acaba” diye yapıyorsanız size önerim şehri çevreleyen coğrafyayı balon turu yaparken gökyüzünden seyretmeniz. Genellikle Napa Vadisi üzerinde yapılan balon turları toplamda 4 saat sürüyor ancak bunun yaklaşık 1 saati balon turu. Kalanı ulaşım, uçuş öncesi hazırlık ve ikramlar. 
  • Balonla Napa Vadisi Turu: Kişi başı 200 USD ücreti olan balon turunda güneşin yükselişine Napa Vadisi’nin eşsiz manzaraları eşliğinde tanıklık ediyorsunuz. Hafif kahvaltılık ikramların da yer aldığı turu daha önceden yapmış olanların puanı da 5 üzerinden 5. Turu incelemek ve kaydolmak için TIKLAYIN.
PASİFİC COAST HİGHWAY
En başından belirtelim ki, California’nın, belki de Amerika’nın en keyifli yolu ‘Pasific Coast Highway’ (PCH), kiralayabileceğiniz bir araba ile iki kat güzelleşecektir. San Francisco civarında gezilecek yerler başlığında yer alan rotalar için yolunuz ister istemez ‘Pasific Coast Highway’ den geçecek. Şehirler arası yolculuklarda bu güzergah gideceğiniz yere mesafeyi biraz olsun uzatacak olsa da, günün her saati karşınıza çıkacak olan manzaralar her şeye değecektir.
Big Sur
Okyanus kenarından kıvrılarak giden yol üzerindeki en önemli duraklardan biri, ‘Big Sur’. Ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden biri olarak belirtilmiş olan bölge, şanını her noktadan farklı bir görsel sunan meşhur ‘Bixby Creek Bridge’den alıyor. Yol boyunca sabırsızlıkla yaklaşmayı bekleyeceğiniz köprü ve bölgeye geldiğinizi her bir kenara park etmiş arabalardan ve fotoğraf çekmek için günlerini harcayan kalabalıktan anlayacaksınız. ‘Pasifik Okyanusu’, ‘Santa Lucia Dağları’ ve ‘Bixby Creek Köprüsü’nün oluşturduğu meşhur üçlüyü en güzel şekilde fotoğraflamak için kendinizi yerlere atacağınızdan eminiz.

CARMEL BY THE SEA
Dünyaca ünlü seyahat ve gezi dergilerinin ‘en’ ler ile nitelendirdiği ve daha adından bile huzur dolu bir his veren, Amerika’nın ‘en iyi kücük şehri’ unvanına sahip ‘Carmel By The Sea’, romantik film tadında küçük bir yerleşim yeri. Kesinlikle stil sahibi bu minik şehir, aynı zamanda California’nın okyanus kıyılarına konumlanmış en pahalı malikanelerine de ev sahipliği yapıyor. Yüksek binaların yer almadığı, ağaçlar arasında masal tadındaki dükkanlarına sadece bakarak bile vakit geçirebilirsiniz.
Üzüm bağlarına ve meşhur vadilere komşu olmasından ötürü bölgede şarap çeşitliliği ve tadım aktiviteleri oldukça fazla. ‘Point Lobos’ bölgesi yürüyüş yapmaktan, sadece dolaşmaktan bile büyük keyif alacağınız bir nokta.
Kumsalları bile ödüllü olan bölgenin en ünlüsü ‘Pebble Beach’ vücudunuzda biriken tüm elektriği su ve kuma bırakabileceğiniz en güzel kumsal. 
HİSTORİC HOTEL
Historic Hotel’de Victoria Dönemi’ni yaşayın. Kentin en ihtişamlı çağını yaşadığı Victoria Dönemi’ne bir ucundan tanıklık etmek geliyor. Bunun için Historic Hotel’in Victoria Dönemi antikalarıyla dekore edilmiş ve bu şıklıkla uyum içerisinde hizmet veren cafesin de bir 5 Çayı’na gidebilirsiniz. Buradaki çay keyfi size yetmeze 1875 yılında yapılan Palace Hotel’i ziyaret edip oranın Garden Court Bahçesi’nde de bu keyfi yaşayabilirsiniz.

EN AZ BİR MÜZE GEZİN

San Francisco Müzeleri’nden en az birini gezin. San Francisco’da ne yapılır diye notlarınızı alırken müze gezme maddesini de ihmal etmeyin, şehir bu açıdan fazlasıyla zengin. Ve şehirdeki müzeler farklı farklı ilgi alanlarına hitap ettiği için sizin ilginizi çekecek bir tane de mutlaka bulursunuz. 
  • Eğer şehrin simgesi tramvaylarla dolaşmak hoşunuza gittiyse ve bu konuda daha fazlasını öğrenmek isterseniz Cable Car Museum
  • Bilimsel gelişmeler ilginizi çekiyorsa The Exploratorium
  • Walt Disney veya genel olarak film endüstrisine dair merakınız varsa Disney Family Museum
  • Modern sanatlara meraklıysanız San Francisco Museum of Modern Art (SFMOMA)
  • Şehri çocuklarınızla geziyorsanız Childern’s Creativity Museum
  • Asya sanatlarını merak ediyorsanız Asian Art Museum bunlardan sadece birkaçı.
BYOSEMİTE ULUSAL PARK
Günübirlik gezi destinasyonu olan ülkenin en güzel ulusal parklarından Yosemite. San Francisco’dan yaklaşık 4 saat mesafede yer alan 3 bin metrekarelik Yosemite Ulusal Parkı granit kayalar, yürüyüş parkurları, akarsular, şelaleler ve vahşi hayatı ile her yıl milyonlarca yerli ve turistin kalabalık şehirlerden kaçıp biraz oksijen almak için tercih ettiği yer. Yosemite Ulusal Parkı’na kendi veya kiraladığınız aracınızla gidebileceğiniz gibi düzenlenen turlara da katılabilirsiniz.
  • Yosemite Ulusal Parkı’na Günübirlik Gezi: Tüm gün süren turun ücreti 159 USD ve pakete konforlu otobüslerle ulusal parka ulaşım, parka giriş ücreti ve rehberlik hizmeti dahilTIKLAYIN.

San Francisco Şehir Merkezi Otel Fiyatları

Şehrin tam merkezinde, Union Square’de yer alan 4 yıldızlı Grand Hyatt San Francisco Union Square, Booking.com’da 3000’den fazla ziyaretçinin değerlendirmesi sonucunda 10 üzerinden 8,6 gibi yüksek puan almış güzel bir otel.
San Francisco'daki en popüler otellerden bazıları
  •  3★ Courtyard by Marriott Union Square 
  •  4★ Grand Hyatt Union Square
  •  5★ Loews Regency San Francisco
SAN FRANCİSCO'DA YEME İÇME
Aslında hangi şehre giderseniz gidin oranın yerel yiyeceklerini tatmalısınız. San Francisco’da yerel lezzetleri Ferry Building Pazarı’nda tadabilirsiniz ki bu lezzetler arasında Michael Recchiuti çikolataları, Blue Bottle kahvesi ve Cowgirl Creamery peynirleri yer alıyor. Bunlar dışında herhangi bir restoranda yiyebileceğiniz Dungenes yengeci ve lezzetli bir eti olan deniz kulağı (abalone) deniz ürünleri sevenler için en orijinal San Francisco tatlarından.San Francisco daha önce gördüğünüz hiç bir yere benzemeyecektir. Tıpkı şehrin kendisi gibi yemek kültürü de renkli ve farklıdır. Bu şehirde güzel yemek yemek adeta bir takıntıdır. Starbucks ya da McDonald’s'a gitmek gibi bir hata yapmayın, ayıplanırsınız. Güzel şeyler yemek için yokuş çıkarlar, sise ve rüzgara aldırmadan uzun kuyruklarda beklerler. "San Francisco’da San Francisco’lu gibi yaşanmalıdır". Yolunuz San Francisco'ya Düşerse Mutlaka Uğramanız Gereken Mekanlara bakalım hadi.

TARTİNE BAKERY
Tartine anlatılmaz yaşanır. San Francisco sakinlerinin en sevdiği yerdir, yemek tutkunları için ise adeta kutsal bir tapınak. Sahibi Chad Robertson’ın yemek kitapları mevcuttur, enfes tariflere harika fotoğraflar eşlik eder. Ekşi mayalı ekmeğe yapılmış sandviç, tartlar, bread pudding, kruvasan ve morning bun. Burası şehrin göbeğindedir, hatta San Francisco’nun en lezzetli sokağının köşesinde ufacık bir dükkandır. Dolayısıyla oturacak yer bulmak mucizedir. Ama 2 blok ötede Dolores Park vardır, keyfinize keyif katar.

https://tartinebakery.com/cities



Bİ RİTE ICE CREM
Tartine Bakery ile aynı sokakta bulunan bu dondurmacı şehrin yemek ikonlarının başında gelir. Önünde her zaman uzun kuyruklar vardır, bir dondurma için 1 saat beklemek bu şehirde normaldir. Klasik tatları unutun. Tuzlu karamel, balzamikli çilek, ballı lavanta ya da fırınlanmış muzu deneyin. Aynı isimdeki market, dondurmacının tam karşısındadır.. Yine 2 blok ötede Dolores park vardır, keyfinize keyif katar.


PHİLZ COFFEE
Kahvenin bir yemek listesinde ne işi var demeyin. İyi kahve önemlidir. Philz Coffee artık Kuzey California’da 14 lokasyonda bulunsa da Mission bölgesinin göbeğindeki ilk dükkana gidin derim ben. Phil Jaber’in 2003 yılında sessiz sakin açtığı bu kahveci, bugün başarılı bir girişim hikayesidir. Phil her zaman dükkana uğrar, sizinle sohbet eder ve şakalaşır. Jacob’s Wonderbar, Philharmonic ve Tesora’yı mutlaka deneyin, çok mutlu olursunuz.


TAMALE LADY
Eskiden günün herhangi bir saatinde Tamale Lady ile karşılaşabilirdiniz. Tamale Lady şehrin en leziz tamalelerini satan bir teyzedir, hakkında yapılmış belgeseller vardır. İşleri biraz karıştığından kendi dükkanın açmakta bulmuş çareyi. İyi de yapmış. Bu arada tamale, bir Meksika yemeğidir. Mısır kabuğunda servis edilir, denenmelidir.

IKE'S PLACE
Bir sandviç ne kadar özel olabilir diyenlerdensiniz belki de. Ike’s Place'te 50 çeşit sandviç bulunur ve haftada ortalama 20,000 satış yapılır. İlk dükkanları San Francisco’nun en eğlenceli mahallesi olan Castro’dadır. Tariflerinin tümü gizlidir. Oturacak yer yoktur ve eğer önceden sipariş vermediyseniz 1 saat beklemeye değerdir.

http://www.loveandsandwiches.com/

DELFİNA
Tartine Bakery ve Bi-Rite Ice-Cream ile aynı sokakta yer alan bu mekan 2002 yılından bu yana bir San Francisco klasiğidir. Mutfaktan çıkan her tabak adeta birer sanat eseridir, yemeye kıyamazsınız. İtalyan mutfağını sevmek bu restorana aşık olmak için yeterlidir. Sahipleri her zaman etraftadır, komik insanlardır. Haklarında bir web sitesinde “burası berbat bir yer” diye başlayan yorumu bastırdıkları tişörtlerle servis yapmışlıkları vardır.


EL TONAYENSE
Sokak yemeği San Francisco kültürünün önemli bir parçası. Food truck, içinde yemek satılan kamyon demek. Sabit durmayan bu kamyonların hangi gün nerede olduğu sosyal medya aracılığıyla kolayca takip edilebilir. El Tonayense, 1993 yılında bu yana sayısız ödül almıştır ve basit ve lezzetli yemekleriyle bugün adeta bir San Francisco klasiğidir. Tarifler tamamen orijinal ve aile yadigarıdır.


FRANCES
Nispeten yeni sayılabilecek Frances, açıldığı hafta itibariyle kulaktan kulağa hızla yayılmış bir mekan. Listedeki diğer yerlerden temel farkı Michelin yıldızı sahibi olması. Ama korkmayın, fiyatlar diğer Michelin mekanlarına göre oldukça makul. Mekanın sahibi Şef Melissa Perello otoriteler tarafından yenilikçi ve yaratıcı olarak tanımlanıyor ve her gün ününe ün katıyor.
IN-N-OUT BURGER
Listeyi hamburgersiz bitirmek olmazdı. Bir California klasiğidir. Tariflerini gizli tutar. Elbette sağlıklı alternatifler sunarlar, organik ve taze ürünler menüye hakimdir. Müdavimleri arasında Anthony Bourdain ve Gordon Ramsey de vardır. “Big Lebowski” filminde de geçer. İstanbul’da bir şubesinin açılacağını duymuştuk aslında ama henüz pek bir gelişme yok sanırım.


ULAŞIM

San Francisco’ya ulaşmak öyle kolay değil tabi. İstanbul – San Francisco yolculuğunda nelere dikkat etmeli ? San Francisco içerisinde sadece metro değil, otobüslerin de verimli kullanılması için neler yapılmalı ? Bisiklet kiralamak gibi konuları inceleyeceğiz.

  • İstanbul  San Francisco Arası Dikkat Edilmesi Gerekenler
  • Uçuşunuz aktarmalıysa kesinlikle aynı firmanın uçuşu olmalı ikisi de.
  • Yanınıza kesinlikle bir adet uyku yastığı alın. Uçakta veriyorlar evet ama rahat edememe ihtimaliniz yüksek, bu sebeple daha önce kullandığınız ve rahat edebildiğiniz bir yastığınızın olması büyük avantaj.
  • Mutlaka terlik alın gerçi uzun uçuzlarda uçaklarda çorap veriyorlar çorapla dolaşabilirsiniz.
  • Mide bulantınıza iyi gelecek bir ilaç, naneli sakız, veya ferahlatıcı bir kolonya. Yol da uzun olduğundan film izliyorsunuz, kitap okuyorsunuz, bunların hiç birinde olmasa bile yemek servisi esnasında uçağın içi haliyle baya yemek kokuyor, bu bile sizi etkileyebilir. Dolayısıyla mide bulantınızı geçirek birşeyler kesinlikle yanınızda bulundurun derim ben.
San Francisco Hava limanı – San Francisco Merkez Ulaşım
Bu ulaşımı en rahat BART adı verilen, tüm körfez bölgesini birbirine bağlayan tren hattıyla sağlayabilirsiniz. San Francisco’nun en sevdiğim özelliği haritaları sanırım, mesela aşağıdaki Bart haritasıyla aslında herşeyi anlayabilirsiniz. Nereye gitmek istiyorsanız oradan geçen renkli hatta binmeniz, ya da uygun bir istasyondan aktarma yapmanız gerekiyor. San Francisco International Airport durağından sarı hatta bindiğinizde, Civic Center, Powell, Montgomery ya da Embarcadero duraklarından size en uygun olanda indiğinizde merkeze gelmişsiniz demektir.
San Francisco İçi Ulaşım

Şimdi bu noktada size biraz San Francisco CityPass‘ten bahsedelim. Evet biraz pahalı, ama karlı olacaksınız. Normalde o atraksiyonların hepsini ayrı ayrı yaptığınız zaman çok daha fazlasını harcıyorsunuz. Özetle 7 günlük MUNI ulaşımı ücretsiz, yani tüm metro ve otobüsler, Cable Car ücretsiz, yanında da San Francisco’ya gidip de görmeden dönmemeniz gereken en temel 6 - 7 yerin giriş biletleri bulunuyor. 
https://www.citypass.com/san-francisco
Fiyat Bilgisi açılan sayfanın sağ kısmında Your Price olarak görebilirsiniz.
Geçerli olduğu ulaşım ve atraksiyonların normal fiyat bilgileri için sol kısımdaki What You Save butonuna tıklıyoruz.
Verdikleri kitapçık neye benzer diye merak ediyorsanız yine sol kısımdaki Ticket Booklet butonuna tıklayabilirsiniz. Online satın alma işlemi gerçekleştirdiğiniz zaman, gelen onay mailiyle birlikte herhangi bir MUNI istasyonundan ya da kitapçıkta geçerli olan herhangi bir atraksiyonun gişesinden, kitapçığınızı alabilirsiniz. Kitapçığın ön yüzüne o günün tarihine bir damga basılıyor ve aslında 7 günlük süreniz başlamış oluyor. Gittiğiniz her bir atraksiyonda ilgili sayfayı tırtıklı yerinden kopararak alıyorlar gişeden. MUNI hattına ait herhangi bir otobüs, veya raylı araç kullanırken, güvenliğe ya da şoföre City Pass’inizin ön yüzünü göstermeniz yeterli.

MUNI 
San Francisco’yu baştan sona çevreleyen, metro ve otobüs hattına MUNI (Municipal Railway ) deniyor. Metro hattı zaten yukardaki gibi BART ile aynı mantık, San Francisco MUNI Metrosunun J, K, L, M, N ve T isimlerinde 6 adet hattı var, gitmek istediğiniz yerlere yine bulunduğunuz hattın rengini takip ederek ulaşabilirsiniz. MUNI’nin bir de şehri saran bir otobüs hattı var. Şehri göre göre bir yerden bir yere gitmek için en iyisi otobüs.

CABLE CAR 
Cable Car, bizdeki finiküler sistemine çok benziyor, sadece bu yer altında değil üstünde, San Francisco’nun efsanevi yokuşlarını aşarak gidiyor. Mantığı yer altından geçen kabloları, finikülerin içerisinde kollarla tutup bırakmaya dayanıyor, yokuş yukarı çıkarken farklı inerken farklı işliyor sistem, ve ana bir güç merkezinden besleniyor. Dış kısmında güzel bir oturacak yer bulduysanız ne mutlu size, bulamadıysanız da üzülmeyin, ayakta durun ve rüzgara karşı San Francisco’nun havasını içinize çekin ve etrafı seyredin 
Cable Car İle Nerelere Gidilir 

Cable Car’ın 2 güzergahı var, birincisi Powell & Mason diğeri ise Powell & Hyde. Yukarıda bulunan detaylı MUNI haritasında sırasıyla PM ve PH olarak takip edebilirsiz. İki hattında başlangıç durağı Powell & Market (Amerika’da iki caddenin kesiştiği yeri anlatmak için bu ifade kullanılır ), hatlar isimlerini güney – kuzey yönünde gittikleri caddeden alırlar, yani Powell & Mason hattı paralelde Powell caddesinde gittikten sonra, Washington caddesinden geçerek Mason‘a bağlanır. İki hattın da son durağı Fisherman’s Wharf bölgesidir.
BİSİKLET KİRALAMAK 
Genel olarak kalabalık bir şehir olan ve baştan sona yürünebilen, böyle bir metro ve otobüs ağı bulunan bir şehirde kaldığınız günlerin tamamını bisiklet ile uğraşarak geçirmek istemeyebilirsiniz. Yok ben bisikletle her türlü rahat ederim, problem olmaz derseniz, yapılması gerekenler ise sırayla şöyle. 
  • Fisherman’s Wharf bölgesine gidilir, ve herhangi bir yerden bisiklet kiralanır. Fiyatlar üç aşağı beş yukarı aynı, bu sebeple güzel ve kendinize uygun bir bisikleti bulduysanız hemen kiralayın.
  • Zaten muhtemelen bir sürü bisikletli olacağından sağınızda okyanus kalacak şekilde, Golden Gate köprüsüne doğru yola çıkın.
  • Crissy Field isimli, yeşillik alana geldiğinizde durun, bisikletinizi ve Golden Gate’i kadraja alacak şekilde fotoğraf çekilin.
  • Golden Gate köprüsünün üstünden geçerek, Sausalito‘ya doğru yol alın.
  • Sausalito’da dinlenme vakti, güzel bir yerde yemek yiyin
  • Aynı rotadan geri dönün ve bisikletinizi teslim edin.

  • Golden Gate’i geçtikten hemen sonra, hediyelik eşyaların satıldığı yerden, Golden Gate’i bisikletle geçtim rozetini satın almayı unutmayın.



M.S (PRENSES)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder