10 Nisan 2020 Cuma

TOSKANA

Mesele son durağının neresi olduğu değil, nasıl anıların ve yaşanmışlıkların olduğudur...

Toskana’ya iki kere gitme fırsatı yakaladım ve her defasında tekrardan gelme hayalleri kurarak ayrıldım. Bolonya’dan Floransa’ya arabayla giderken daha keyifli olacağını düşündüğüm için otobandan çıkıp köy yollarına girdim. Bir süre sonra Floransa’ya yaklaştıkça manzara değişmeye, o çok tanıdık gelen pastoral resimlere dönüşmeye başladı. Bir anda 3 yıl önce gittiğim Toskana gezime ait tüm duyularım canlanı verdi. Toprak ve çiçek kokusu geldi burnuma, yeşilin her tonunun dalgalandığı tepeleri hatırladım. Trüf mantarlı makarna tadı sanki damağımdaydı. Sonra farkettim ki, burayı bu kadar özel yapan şey, tüm duyulara hitap edebilmesiydi.Toskana bir destinasyon değil bir hisdi benim için. 
Birbirine en fazla 1 - 2 saat uzaklıkta olmalarına rağmen çok sayıda köy ve kasabadan oluştuğu için Toskana iyi bir planlama gerektiren rotalardan biridir. Bu bölgeyi tamamen gezmek istiyorsanız en az 8 gününüzü ayırmanız gereki
yor. Bu süre size uzun geliyorsa Toskana’yı  farklı gezilere bölebilirsiniz. Toskana için çok farklı rotalar oluşturulabilir.Tercih yaparken dikkat edeceğiniz noktaları başta ne olmalı dersek.

Kalacağınız süre
En çok görmek istediğiniz yerler

Eğer Floransa’ya daha önce gitmediyseniz 3 günü burada kalıp daha sonra güneye doğru inerek Toskana kırsalında 5 günlük bir gezi planlayabilirsiniz. Ya da Roma’ya gitmek istiyorsanız güneyden kuzeye çıkarak aynı rotayı oluşturabilirsiniz. 
Burası hayatta mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri ve buraya bir kez geldiğinde, bir daha buradan ayrılmak istemeyeceksin zengin tarihi, kültürü ve mutfağı ile Toskana çok farklı deneyimler sunuyor. Floransa’ya uç, bir araç kirala, yolunun üzerindeki otellerde konakla ve dolu bir tatilin keyfini çıkar.
Toskana’dayken, Roma zamanında yapılmış, önemli bölgeleri birleştiren yollardan (‘Via’) geçeceksin. Bu yol gezisinde, Canterbury’den başlayıp Roma’da sona eren tarihi bir hac yolu olan Via Francigena’nın da çeşitli bölümlerini kullanacaksın. Yolunun üzerindeki bununla ilgili tabelaları da muhtemelen fark edeceksindir.

Bu arada Floransa, Pisa, Lucca, Livorno, San Gimignano, Siena gibi görmek isteyebileceğiniz yerlerin etrafında cirit atıyorsunuz. Hatırlatayım belki buralarıda gezmek istersiniz...

Yazımı okurken Toskana melodilerinden
dinlemeye ne dersin.TIKLA OZAMAN 
NE ZAMAN GİTMELİ
Toskana kasabaları için genel olarak Nisan ve Ekim ayları arasındaki dönem keyiflidir. Temmuz ve Ağustos ayları dışında her zaman yağmur riski vardır. Bu aylarda bile yağış ile karşılaşabilirsiniz. Sadece kasabaları ve köyleri gezecekseniz turist kalabalığına ve İtalya’nın kepenk kapattığı siestasına yakalanmayacağınız için yaz ayları tercih edilebilir. Ama Roma veya Floransa için Temmuz ve Ağustos ayları, hem yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü hem de havanın da çok sıcak olma ihtimalinden dolayı kaçınmanız gereken bir dönemdir. 

ULAŞIM
Toskana bölgesine nasıl ulaşacağınızı bir türlü çözemediyseniz en mantıklı iki seçeneğinizi söyleyelim. Bologna ya da Pisa’ya uçmak. Aklınızdan Floransa geçmiş olabilir ama maalesef oraya direkt uçuş diye bir şey yok.  Güneyde ise Roma bir diğer alternatif olabilir. Birçok hava yolunun İstanbul’dan direk uçuşu bulunuyor. Ankara’dan ise Türk Hava Yolları’nın Roma’ya direk seferleri 2018 yılında başladı. 

Toskana kasabalarını gezmek istiyorsanız kesinlikle araba kiralamanızı öneririm. Toplu taşıma ile ancak kasabaların merkezlerine ulaşabilirsiniz. Fotoğraflarda gördüğünüz, servi ağaçlarıyla süslü pastoral manzaraları görmek istiyorsanız toprak yollardan gitmeli, çiftlikleri gezmeli ve yuvarlar tepelerin arasında kaybolmalısınız. Bu nedenle en doğrusu araç kiralama olacak. Ben genelikle Budget ve Avis’i tercih ediyoruz. Mutlaka önceden rezervasyon yapın çünkü havaalanlarından kiraladığınız da çok daha fazla ödemek zorunda kalabilirsiniz. 
Aracınızla ücretli yollardan geçerken “Telepass” yazan gişeleri kullanmayın çünkü kiralık arabalarda bizdeki OGS gibi otomatik ödeme sistemleri yok. Cezaları da epey yüksek.

YEMEK
Orta İtalya mutfağı genellikle doyurucu ve basit basit yemeklerden oluşur. Toskana bölgesi de bu mutfak kültürünü en güçlü şekilde göreceğiniz yerlerden biridir. Zeytinyağı, domates, makarna, şarküteri, peynir ve trüf mantarı ise en çok karşınıza çıkacak lezzetlerin başında geliyor. Taze mantar en çok sonbaharda bulunur fakat kurutulmuş mantar tüm yıl boyunca hemen hemen her restaurantın menüsünde yer alır. Siena’da trüf mantarının her çeşidini bulabilirsiniz. Toskana’nın bir diğer önemli lezzeti de şaraptır. Burayı İtalya şarabının anavatanı olarak da düşünebilirsiniz. En kaliteli kırmızı şaraplar Toskana tepelerinde üretilir. Chianti, Montelcino, Montepulciano kasabalarında üreticileri veya üzüm bağlarını ziyaret edip şarap tadımlarına katılabilirsiniz. Toskana kasabalarında dikkat etmeniz gereken önemli bir konu öğle yemeği saatini kaçırmamak olmalıdır. 12:00 - 15:30 arasında açık olan restaurantlar akşam yemeği saatine kadar kapalıdırlar. (genellikle 19.00 gibi yeniden açarlar) Bu saatleri kaçırırsanız yemek yiyebileceğiniz hiçbir yer bulamazsınız. Özellikle belirlediğiniz bir restaurant varsa akşam yemeği için rezervasyon yapın. Restaurantlar genellikle küçük mekanlardan oluştuğu ve az masalı oldukları için yer bulmak zor olabiliyor.

İtalya’daki Sıklıkla Karşınıza Çıkacak 3 Tip Restaurant Olacak 
  • Birincisi menüsünde birkaç çeşit yemek olan Osteria’lar. Az olması sizi yanıltmasın. Çok lezzetli geleneksel İtalyan yemeklerini bu küçük restaurantlarda yiyebilirsiniz. 
  • İkincisi genellikle aile işletmeleri olan Trattoria’lar. Bunların menüsü biraz daha geniş oluyor.
  • Üçüncüsü ise daha kapsamlı ve lüks olan Ristorante’ler. 
TOSKANA MUTFAĞI
Oldukça sade, basit tatlardan oluşan, “fakir mutfağı” diye adlandırdıkları bir mutfak bu.. İçinde sakatatlar, sebzeler, çorbalar ve bol bol ekmek var..
Bruschetta ya da buradaki yerel adı ile Fettunta her restoranın başlangıç menüsünde var. Kızarmış ekmek üzerine kondurulmuş farklı karışımlar, ezmeler. Ama en klasik olanı sarımsak, zeytinyağı ve domates.

Menülerde çorba bol bol var. Bölgenin en meşhurlarından Ribollita, orijinalinde evlerde artık yiyecekler ve kalan ekmeği değerlendirmek için yapılan bir çorba. Pappa al Pomodoro’da ise bayat ekmekler domates çorbasında değerlendirilmiş.
Panzanella’da bu kez bayat ekmekler başka malzemelerle karışarak bir salataya dönüşüyor.
Schiacciatabu bölgenin foccacia ekmeği. Üzeri pizza gibi malzemeli si de var, üzümlü tatlısı da.
Toskana’da ekmekler tuzsuz. Bir rivayet yemeklerin tadını bastırmaması için böyle derken diğeri çünkü eskinden tuz pahalı ve kıymetliydi diyor. Elba Adası’nın gezerken öğreniyoruz ki bu adayı alana kadar Mediciler’in denize kıyı toprağı yokmuş ve deniz olmayınca tuz da yokmuş. Bu varsayım bence de tuzsuz ekmeğin sırrını daha iyi açıklıyor.
Fakir mutfağı denince Floransa’da yaygın olarak işkembe(trippa) ve kokorecin Toskanalı akrabası Lampredetto çıkıyor karşımıza.
Mutfağın yıldızı Bistecca Fiorentina. Hiçbir sırrı, hiçbir ekstra malzemesi yok. Özel bir cins danadan yapılan ve bir dilimi en az bir kilo gelen “t bone” diyebileceğimiz et sadece özenle ızgara yapılıyor hepsi bu. Ancak bunu tatmasanız da bölgede yiyeceğiniz et yemekleri genel olarak oldukça başarılı.
Bölgenin dünyaca ünlü şarabı Chianti bölgesi üzümünden yapılıyor. Her restoranda ev şarabı seçeneği var; fiyatlar uygun ve gayet lezzetli.

Bölgenin en ünlü peyniri Pienza bölgesinin Pecorino peyniri..
Cantucci denilen sert, bademli kurabiyesi de oldukça meşhur. Yemeğin üzerine “vin santo” denilen şaraba batırarak ya da kahveye batırarak yeniliyor.
TOSKANA ŞARAP TURLARI
Toskana denildiği saniye aklımızdan geçenlerin sırasız listesi: Üzüm bağları, şarap, peynir, Toskana’da şarap tadımı, şarabın ta kendisi, şarabın çeşitleri, şarabın yanında yenilen bir takım aşırı güzel şeyler ve yine şarap. Özetle bir noktada konu şuna bağlanıyor.Toskana gelince şaraba o kadar ilgisi olmayan adamın bile konuyla ilgilenesi geliyor.
Toskana’da şarap tadımı deyince, hatta şarap tadımı deyince de herkes bi’ geriliyor. Şarap tadımı yapmak için bu işin üstadı olmanız, şarap konusunda inanılmaz engin bilgilere sahip olmanız gerekmiyor, aksine denedikçe öğreniyor, kendinizi geliştiriyorsunuz. Tamamen damak tadı ve damak tadınızı geliştirme meselesi, bu da deneyimledikçe oluyor. 
Toskana Şarap Turları önemli bir turistik ürün. Kanuni Sultan Süleyman’ın zamanında Osmanlı İmparatorluğu’nun İtalya‘ya en fazla ihraç ettiği ürün Şarap’mış. Gelin bakın ki bugün aynı İtalyanlar, kendi ülkelerini ziyaret edenlere dünyaca ünlü Tuscany bölgesinin şaraplarını hem tanıtıyorlar hem de satışını o an yapıp, turizmin yanında ihracat yapıyorlar. 
Floransa’da çevreye yönelik yapabileceğiniz en önemli turların başında geliyor. Özellikle de şarap seviyorsanız sakın kaçırmayın. Ancak turların götürdükleri yer, tattırıp satışına yönlendirdikleri dükkanlar ve tur satış fiyatları o kadar farklı ki, hangisine katılacağınız konusunda ciddi kafa yormanız gerekiyor. Vaktiniz varsa, Floransa gezisi içerisinde tur alarak yapabileceğiniz bir aktivite olarak görebilirsiniz.
Tadım Yapmak İçin Hangi Bölgelere Gidilebilir 
Öncelikle Toskana’nın koskocaman bir bölge olduğunu, bir sürü şehri kapsadığını bilmemiz gerekiyor. Yani Floransa da Toskana dahilinde, Pisa da, Siena da,  Livorno da, Lucca da, bir sürü şehri kapsayan koca bir alandan bahsediyoruz. Bizdeki Ege bölgesi, Akdeniz bölgesi gibi örnekleyebiliriz. 

Üzüm bağlarıyla dolu küçük bir bölge olduğu algısı oluşabiliyor. İşte öyle büyükçe bir bölge olmasından mütevellit Toskana’da şarap tadımı için gidebileceğiniz pek çok farklı nokta mevcut. Bu bölgelerde de farklı farklı şaraphaneler, farklı farklı özellikte yerler var. Kale olanı da var, modern olanı da var, küçük bir bağ evi olanı da var, çeşit çeşit.  
Toskana’da şarap tadımı için en bilinen bölgeler, Chianti, Montalcino, Montepulciano, Bolgheri ve San Gimignano. Bu deneyime ne kadar vakit ayırmak istediğinize göre birkaç tanesini seçebilir, bu geziyi birkaç güne yayabilir, işi sadece şarap tadımı yapmaktan çıkarıp köy kasaba gezisine de çevirebilirsiniz. Chianti yukarıda saydıklarımız arasında en büyük ve dünya çapında en ünlü olanı, ama tabii ki bu “Chianti en iyisidir” gibi bir sonuca varmamızı sağlamıyor.
Görsel anlamda en tatmin edici noktalardan biri Val d’Orcia tarafları olduğu kesin. Dolayısıyla o klasik Toskana manzaraların da yakalamak istiyorsanız o civara yönelebilirsiniz. Chianti de tabii ki çok hoş, ancak manzara o kadar iyi değil. 
Hangi bölgeyi seçecek olursanız olun tadım yaptığınız pek çok yerde konaklama seçenekleri de sunan şaraphaneler olduğunu, konuya ilginiz varsa böyle bir deneyime girişebileceğinizi hatırlatalım. Fakat ilgilenenler için çok güzel yerler yapmışlar, güzel deneyim olabilir. İşin deneyim kısmını boş verecek olursak, eğer doyasıya şarap içmek istiyorsanız ve arabanız başınıza dert olduysa konaklamalı bir deneyimi tercih etmek de mantıklı oluyor. 
Alternatif yer arayışına girerseniz bunlara da bi’ göz atarsınız, hepsi çok baba yerler; Avignonesi, Barone Ricasoli, Castello Banfi ve Castello 
Öncelikle buralara araç olmadan ulaşılması imkansız. Zaten genel olarak aracınız olmadan buralarda tura çıkmak pek de iyi bir fikir değil, çünkü Toskana’nın keyfi öyle çıkıyor. Rastgele bir kasabada durmak, fotoğraf çekmek ya da hoşunuza giden bir manzaranın tadına varmak için duraksamak, gördüğünüz bir bankta oturup aylaklık etmek, yavaş yavaş, acelesiz, kafanıza göre gezmek; Toskana’nın keyfi başka türlü çıkmaz. 
Antinori’in inanılmaz güzellikte bir binası var. Gerçekten işin şarap tadımı aşamasına geçmeden önce binanın güzelliği, konumlandırılışı, doğa ile bütünleşmesini aşamıyorsunuz. Antinori’nin binası, Toscana Wine Architecture adlı bir birliğin parçası ve buna benzer özelliklerde, yani harika çağdaş mimari örnekleri diyebileceğimiz 13 tane şaraphane daha var, hatta ilginizi çekerse planınıza göre onlara da yolunuzu düşürebilirsiniz. 
Antinori’de şarap tadımı yapmak için illa ki bir turun parçası olmanız gerekmiyor, kafanıza göre gidip tadım yapılan noktada dilediğiniz şarabı deneyebilir ve akabinde mağazadan o şarabı edinebilirsiniz. Ayakta tadım yapabildiğiniz noktada da iyi derecede İngilizce bilen ve size yardımcı olacak kişiler var. Onlara nasıl tatlardan hoşlandığınızı tarif ederseniz zaten sizi yönlendiriyor ve ona göre tatmanız için şaraplar öneriyorlar. 
Bir alternatif olarak binanın çatısı diyebileceğimiz noktada oturup şarap içebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz, bağları gezebileceğiniz bir alan var. Orada da şarap deneyip sonra o şaraplardan satın alabilirsiniz. 


Eğer daha özel bir deneyim istiyorsanız 4 adet tur seçeneği var, bunlardan birini seçip satın alabilirsiniz, bu noktada önemli olan rezervasyon yapmanız.


Bu kadar şaraplı bir gezinin ardından evinize şarap almak istiyorsanız Vivino adlı telefon uygulamasını indirmenizi öneririz. Şaraplara ilişkin puan, yorum ve öneriler kapsayan bir uygulama, biz şu ana kadar hangi şarabı baksak sistemlerinde çıktı.
Hazır civarda dolanıyorken Chef’s Table’dan da hatırlayabileceğiniz dünyaca ünlü kasap Dario Cecchini’nin Panzano’daki restoranına uğrayıp bir akşam yemeğinizi burada yiyebilirsiniz.
YAPILACAK ve GÖRÜLECEK YERLER
Toskana, dört mevsim gidip keyif alabileceğiniz, İtalyan misafirperverliği ile büyüleneceğiniz, leziz yemekleri ile tıka basa doyacağınız, enfes şarapları ve iklimi ile başınızı döndürecek bir yer. Hani resim dersinde yağlı boya ya da pastel ile rengarenk manzara resimleri yapardık ya. Meğer hepsi Toskana resimleriymiş. Dolayısıyla Toskana’ ya gittiğinizde, bu etkileyici güzellik içinde, kendinizi resmen o resm derslerinden birinde gibi hissedeceksiniz.

En güzel manzaraları bu yollar üzerinde bulabilirsiniz.
  • Buonconvento - Asciano 
  • Pienza - San Quirico d’Orcia 
  • San Quirico d’Orcia - Strada Statale Cassia 
  • Pienza-Monticchiello - Montepulciano 
  • Montalcino - Castiglione d’orcio 
FUNGİ MANTAR

İtalya’ da pazarları gezmeyi ve Fungi Mantar tezgahlarına uğramayı unutmayın. Seyahatinizi kesinlikle hasat mevsimine denk getirmelisiniz. Sonbaharın ilk yağmurları ile birlikte mantar avcıları iş başına geçerler. “Funghi” olarak bildiğimiz mantarlar bu dönemde pazar tezgahlarında yerlerini alır. Ayrıca kestane, zeytin, trüfler hasat mevsiminde yiyecek pazarlarında sık sık karşılaşacağınız ürünlerdir. Pisa ve Floransa arasında yer alan San Miniato trüf cenneti bir yerdir.

ŞARAP
Üzüm bağlarını gezin ve leziz şarapların tadına bakın. Eylül ayında market raflarında vino novello şarapları yerlerini almaya başlar. 60 farklı üzümden elde edilen ve farklı bir şarap yapma tekniği ile elde edilen bu ürün, Fransız’ ların Beaujolais Nouveau dedikleri şaraplara da benzerlik gösteriyor. Bu genç, hafif aromalı ve az alkollü şarapları, Ekim ayı sonuna kadar yudumlayabilirsiniz. Yanına bir avuç kestane ile tavsiye ediliyor.
  • Sienna ve Floransa arasında yer alan bölgede, özellikle Chianti özellikle üzüm bağları ve şarap tadımları için ideal bir bölgedir.
  • Güney Toskana’da yer alan Montalcino, Pienza’nın batısında yer alır ve İtalya’nın en iyi kırmızı şaraplarından ‘’Brunello’’nun da üretildiği yer olarak bilinir.
  • Toskona bölgesindeki şarap bağlarında üretilen en ünlü şaraplar ise; Chianti, Vino Nobile di Montepulciano, Morellino di Scansano and Brunello di Montalcino.
DOĞA YÜRÜYÜŞÜ
Toskana’ nın resim gibi manzarası eşliğinde uzun doğa yürüyüşleri yapın. Toskana bölgesinin insanın içine yaşam sevinci dolduran bir tabiat güzelliği var. Göz alabildiğine uzanan sakin, huzurlu yeşil bir alan içinde adeta zaman durmuş gibi hissedeceksiniz. Özellikle bağlar ve köyler arasında, oksijeni bol bol çekip, uzun saatler boyunca hem zihninizi hem de bedeninizi dinlendirecek yürüyüşler yapmalısınız. Ya da hiç bir şey yapmadan bir köşede oturup doğayı seyre dalabilir ve piknik yapabilirsiniz  Bölgede yer alan birçok milli park var. Casentino vadisi de bunlardan tavsiye edebileceğimiz bir tanesi. Floransa’nın 50 km. doğusunda yer alan, turuncu, sarı, yeşil tabiatına hayran kalacağınız bir milli park burası. Ayrıca Monti dell’Uccellina, Gresseto bölgesinde ormanlar, dağlar ve denizle çevrelenmiş bakir ve bozulmadan kalmayı başarmış vahşi bir yer olarak görmeniz gereken bir milli parktır.

Cortona, dik yamaçlar, dar sokaklar aşıldığında Lago Trasimeno ve Valdichiana’nın muhteşem manzarası karşısında büyüleneceğiniz bir yer. Kesinlikle uzun ve zahmetli bir yürüyüşe değecek bu manzara, Cortona’ya Venedik’ten sonra en fazla turist çeken yer olma özelliğini var.

BUHARLI TREN

Buharlı Tren Yolculuğu’ na çıkmaya ne dersiniz. Daha alternatif bir deneyim için eski tip Mugello buharlı trenlerle Pisotia’dan hareketle, 1,5 saatlik mükemmel bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Bu trenler Toskana bölgesindeki birçok köye gitmenizi ve düzenlenen festivallere katılmanızı da içeren seçenekler sunuyor.

YÜRÜYÜŞ
Alpi Apuane yürüyüşü ruhunuza çok iyi gelecektir. Toskana’nın kuzeyinde Lucca bölgesinde yer alan Apuane Alplerinde eşsiz bir manzara eşliğinde yürüyüş keyfi yaşayın.

SAN GİMİGNANO
Ortaçağ Manhattan’ı San Gimignano’yu keşfe çıkın. Ortaçağ’dan kalma bu köyde zamanın durduğunu hissedeceksiniz. Dar sokaklarında kaybolun ve kendinizi şımartmaya hazır olun. Siena’nın kuzeybatısında, Elsa Vadisi’ne tepeden bakan bu Ortaçağ kasabasıdır.

LUCCA
Lucca’yı çevreleyen surların üzerinde yürüyün. Şehri çevreleyen tarihi surlar içerisinde yer alan sokaklar bir labirenti andırıyor. Cattedrale di San Martino ve Casa Natale di Giacomo Puccini Müzesi, San Michele Kilisesi, süslü bahçesiyle Palazzo Pfanner, elips şeklindeki Piazza dell’Anfiteatro, şehri kuşbaşı seyredebileceğiniz Torre Guinigi Lucca’ da göreceğiniz başlıca turistik yerler.

PİENZA
Pienza’ dan Val d’Orcia manzarasına hayran kalacaksınız. UNESCO Kültür Miras Listesi’nde yer alan Val d’ Orcia’nın muhteşem manzarasını görebileceğiniz bir yer Pienza. Sienna şehri sınırları içinde kalan saklı bir cennet. Duomo di Pienza, Piazza Pio II, Palazzo Piccolomini ve Palazzo Comunale Pienza’da görmeniz gereken başlıca yerler arasında bulunuyor.

GASTORONOMİ

Monticchiello’ da gastoronomi turu yapın. Bu dillere destan kale kasabasında, ortaçağ mimarisine doyacağınız sokaklarında gezip kaybolmalı ve keyifli restoranlarında bol bol yemek yemeli ve şarap tadımı yapmalısınız.

ALIŞVERİŞ
Zeytin ağacından yapılmış kesme tahtaları, seramik tabaklar, ev tekstili, peynir ve şarap almadan yurda dönmeyin. 

CERTALDO
Aracını Floransa’nın 60 km güneyindeki Certaldo’nun renkli sokaklarına doğru sür. Kristal bardak üretimiyle bilinen Elsa Vadisi’nin bir parçası olan Certaldo’nun kökleri Roma - Etrüsk çağına uzanır. Certaldo dar sokakları, ufak meydanları ve kusursuz bir şekilde günümüze ulaşmış tipik Orta Çağ yapılarıyla tanınır. Buradaki belki de tek istisna, 15. yüzyılda inşa edilmiş Palazzo Pretorio’nun günümüzde modern sanat sergilerine ev sahipliği yapmasıdır.
Pek çok şehrin aksine, Certaldo’nun gerçek anlamda bir ana meydanı yoktur. Onun yerine, burada düzenlenen resmi törenlerin büyük bölümü adını burada yaşamış ünlü yazardan alan Via Boccaccio caddesinde düzenlenir.

Lezzet ipuçları
Certaldo’nun resmi simgesi soğandır. Yani bu sebzenin çoğu yemeğin (hatta tatlıların bile) içinde yer aldığını gördüğünde sakın şaşırma.

Önerilen Certaldo oteli: Cosetta Guest House

SAN GİMİGNANO
Certaldo’nun güneyine doğru 30 dakikalık kısa bir araba yolculuğuyla kendini tarihle iç içe bir yer olan San Gimignano’da bulacaksın.14. yüzyılda, burada yaşayan her zengin aile ekonomik güçlerini göstermek için bir kule inşa ettirmiş. Toplamda 72 kule varmış ve kulelerin farklı katları, farklı amaçlara hizmet ediyormu. Zemin seviyesinde atölyeler, ilk katta yatak odaları ve en üst katta da mutfaklar. Zamanla kuleler daha büyük bir iç alana sahip olacak şekilde genişletilmiş ve palazzi’lere, yani muhteşem konaklara dönüşmüş. Günümüze kadar sadece 13 kule ayakta kalmış olsa da, farklı tarzları ve komşu kasabalardan esintileri bütünleştiren eşsiz mimarilerini hayranlıkla inceleyebilirsin. Önce Duomo (Katedral) ziyaretiyle başlayıp harikulade freskleri görebilir ve ardından Piazza delle Erbe’ye giderek keşfe devam edebilirsin.Ne de olsa UNESCO Dünya Mirası Alanı seçilen yerlerden birindesin.
Lezzet ipuçları
Şehir merkezindeki Perucà restoranı mutlaka tatmak isteyeceğin bir yemek sunuyor: ‘Fagottini del contadino’ pecorino peyniri ve armutla doldurulup, safran sosu, çam fıstığı ve biraz daha pecorino peyniriyle servis edilen ravioli’ler. Yerel beyaz şarapları Vernaccia di San Gimignano’yu tatmayı da unutma.
Önerilen San Gimignano oteli: Hotel L’Antico Pozzo
VOLTERRA
İyi bir uyku çektikten sonra Toskana yol gezinin bir sonraki durağına doğru yola çıkabilirsin. San Gimignano’nun güneydoğusuna doğru 45 dakikalık yolculuğun ardından Volterra kasabasına ulaşacaksın. Pisa iline bağlı Volterra kasabası, Roma-Etrüsk çağından bu yana çeşitli kültürel ve tarihi gelişmelere sahne olmuştur. Kasabada bozulmamış bir Orta Çağ havası etkisini sürdürür ve şehir de tahminen 4. yüzyılda inşa edilmiş antik surlarla çevrilidir. O günden bu yana pek bir şeyin değişmediği bu yer, geçmişe dair özgün bir deneyim sunar. Piazza San Giovanni’de ilgini çekecek birkaç bina bulabilirsin: Katedral, Vaftizhane, Opera Binası ve Santa Maria Hastanesi. Medici Kalesi ve büyük Roma Tiyatrosu’nu görmek için de biraz zaman ayırmalısın.

Lezzet ipuçları
Burada belirli bir geleneksel yemekten çok daha fazlasını bulacaksın Zuppa di Volterra, yaban tavşanı pappardelle, çok çeşitli peynirler ve mevsimsel trüf mantarı.
Önerilen Volterra oteli: Hotel Residence Villa Rioddi Volterra
MONTERİGGİONİ
Resim gibi bir Orta Çağ kasabası Monteriggioni Orta Çağı keşfetmeye devam etmek ister misin. Volterra’nın 40 km doğusunda bulunan surlarla çevrili Monteriggioni kasabasını ziyaret edebilirsin. Monteriggioni, Val D’Orcia bölgesinin bir parçasıdır ve Monteriggioni Kalesi ile üzerinde 14 kule bulunan surlarının yarattığı görkemli bir manzaraya sahiptir. Surlar üzerini çevrelediği tepenin eğimini uyum dolu bir şekilde taklit eder. Günümüze kadar bozulmadan kalmış mimarisi ve etkili atmosferiyle, Monteriggioni kasabası, Gladyatör ve İngiliz Hasta (English Patient) gibi filmler için de sahne olarak kullanılmıştır.

Lezzet ipuçları
Ana meydandaki L’Antico Travaglioya giderek “chianina ragù” (Chianina sığırlarının kıymasıyla yapılan bir etli sos) soslu lezzet dolu pappardelle makarnası yiyebilirsin. Yemeğinin yanında içmen için bir kadeh kırmızı Cigolino del Castello di Monteriggioni şarabı öneriyoruz.
Önerilen Monteriggioni oteli: Antico Borgo Poggiarello

SİENA
Siena’nın muhteşem meydanı Piazza del Campo Toskana’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Siena, yeşilimsi-siyah çizgilere sahip mermerlerle süslenen ve Donatello, Michelangelo, Ghirlandaio ve Pinturicchio gibi Rönesans sanatçılarının fresklerini taşıyan inanılmaz Cathedral Santa Maria Assunta’nın bulunduğu yerdir. Sonradan inşa edilerek katedrale eklenmiş Vaftizhane’yi de mutlaka ziyaret etmelisin. Donatello ve Jacopo della Quercia’nın heykelleriyle süslenmiş altıgen vaftiz çeşmesini burada bulabilirsin.

Ana meydan Piazza del Campo, ünlü Palio di Siena yarışlarının da düzenlendiği yerdir. 1644’ten bu yana, şehrin 17 bölgesinden 10’unu temsil eden yarışmacılar arasından kazananı belirlemek için her yıl iki kez (2 Temmuz ve 16 Ağustos tarihlerinde) at yarışı düzenlenir. Her sürücü, bölgesinin bayrağını temsil eden renkli kıyafetler giyer. Tüm şehir, kutlamalar ve tezahüratlarla geçen bir gün için bir araya gelir. Gününü Mangia Kulesinden şehrin harika manzarasını izleyerek noktalayabilirsin.

Lezzet ipuçları
Doyurucu bir öğün için Piazza del Campo’dan kısa bir mesafe uzaklıktaki Osteria Da Divoda Fiorentina bifteği yiyebilirsin. Daha hafif bir şeyler arıyorsan, şehir merkezinde olmasına rağmen kalabalıklardan uzakta zaman geçirme fırsatı sunan Toscana Golosa’da aperitivo yemeyi tercih edebilirsin.
Önerilen Siena oteli: Palazzo di Valli
MONTALCİNO
Montalcino en iyi İtalyan şaraplarından birinin üretildiği yerdir. Brunello di Montalcino Siena’dan güneye doğru bir saatlik yolculuk yaparak Orta Çağ kasabası Montalcino’ya ulaşabilirsin. Burada öncelikle bir otel rezervasyonu yapmayı ihmal etme, çünkü yerel şarapları Brunello di Montalcino’yu tatmak isteyeceksin. Brunello şarabı 14. yüzyıla kadar dayanan geçmişinde pek çok övgü toplamış. Yine de, bu şarabın şimdiki kalite düzeyine ulaşması, 19. yüzyılın ortalarında yerel bir çiftçinin bazı Sangiovese bağlarını izole ederek uzun bir süre boyunca yıllandırılabilecek bir şarap üretmesi sayesinde oldu. 1888’de çiftçinin oğlu o zaman için 10 yıllık olan ilk ‘modern’ Brunello di Montalcino serisini piyasaya sürdü. Aradan yüzyıl geçmeden, Brunello, İtalya’nın en iyi ve en nadir şaraplarından biri olarak ün kazandı. Eğer Toskana yol gezini temmuz ayında yapmayı planlıyorsan, Montalcino’ya yıllık Jazz & Wine Festivali (genellikle temmuz ortasında düzenleniyor) sırasında uğramak isteyebilirsin.

Lezzet ipuçları
Bu harikulade kırmızı şarabı Osteria di Porta al Cassero’da yiyeceğin doyurucu bir yemekle tamamlamalısın.
Önerilen Montalcino oteli: Si Montalcino Hotel & Restaurant
ABBAZİA Dİ SAN'T ANTİMO
Gregoryen ilahilerini merak ediyor musun? Abbazia di Sant’Antimo’yu ziyaret edebilirsin Montalcino’dan sadece 15 dakika uzaktaki Abbazia di Sant’Antimo, turistik geziler yaparak huzur dolu bir gün geçirmek için mükemmel bir yerdir ve dini törendeki Benediktin rahiplerinin söylediği Gregoryen ilahilerinin sesi de bu gezilere zaman zaman hoş bir şekilde eşlik eder. Üzüm bağları, zeytinlikler ve tepelerle çevrili bu Roma tarzındaki manastırın geçmişi 11. yüzyıla kadar dayanır. Değerli traverten mermerinden inşa edilen manastır, hikâyeye göre, 781 yılında Şarlman’a görünüp, ona askerlerini vebadan kurtarması için tavsiye veren bir meleğin onuruna Şarlman tarafından inşa ettirilmiştir.

Önerilen Abbazia di Sant’Antimo oteli: La Casa in Val d’Orcia

BAGNO VİGNONİ
Val d’Orcia’ya bakan bir tepenin üzerine konuşlanmış Bagno Vignoni kasabası, bölgedeki bol sayıda kaplıca sayesinde pek çok turisti ağırlar. Konu kaplıcalar olduğunda Bagno Vignoni kendine has bir sınıfta yer alır: ana meydan Piazza delle Sorgenti, 16. yüzyılda ortaya çıkmış doğal bir havuzdur. Havuzun içi volkanik kökenli bir yeraltı kaynağından gelen sıcak ve buharlı sularla doludur. Diğer bir deyişle, kasabanın merkezi volkanik bir kaplıcadır. Buradaki sular Parco dei Mulini’den (Değirmen Parkı) geliyor ve bu bölgedeki değirmenler, termal sular sayesinde 1950’ye kadar kurak mevsimlerde bile çalışmaya devam etmiş.

Yanında mayonu da getirmeyi unutma, Buraya geldiğinde kendini ılık sulara bırakma düşüncesine karşı koyamayacaksın. 

Lezzet ipuçları
Küçük bir lokanta olan La Bottega di Cacioda Pecorino peyniri, sosisi, ev yapımı jambonlar ve komşu kasabalar Montepulciano ve Montalcino’dan getirilen şaraplar bulabilirsin.
Önerilen Bagno Vignoni oteli: Albergo Le Terme
PİENZA
Pienza’da ideal bir Rönesans şehri hakkındaki her şeyi öğreneceksin.  Bir UNESCO Dünya Mirası Alanı olan bu şehrin tarihi, burası sıradan bir köyken burada doğan Papa II. Pius ile bütünleşmiştir. II. Pius, 1458’de papa olduğunda doğum yerini mükemmel bir Rönesans şehrine dönüştürmek istemiş. İnşaat 1459’da başlamış ve dört yıl boyunca devam etmiş, bu sürede kasaba da uyum dolu bir 15. yüzyıl şehrine dönüşmüş. Ne yazık ki, papanın beklenmedik ölümüyle şehirleştirme çalışmaları durmuş ve Pienza da o zamandan bu yana hiç değişmemiş. Papanın yaz aylarında konaklaması için inşa edilen ve Rönesans şehir planlamacılığının da ilk örneklerinden kabul edilen Palazzo Piccolomini’yi ziyaret etmek isteyebilirsin. Bu saray, yönetmen Franco Zeffirelli tarafından Romeo ve Juliet için film mekânı olarak da kullanılmış.

Lezzet ipuçları
Pienza’nın Pecorino peyniri İtalya’nın peynir âşıkları arasında büyük üne sahiptir. Pecorino peyniri burada o kadar sevilir ki, eylül ayında bu peynire adanmış yıllık Fiera del Cacio festivali düzenlenir.
Önerilen Pienza oteli: Hotel Corsignano Pienza

İTALYA HAKKINDA BİRAZ BİLGİ
  • Kuzey İtalya’da kişi başına düşen milli gelir, Güney İtalya’dakinin 3 katıdır.
  • İtalya’da dakik ve şık olmak çok önemlidir.
  • Venedik’de tüm gondolların siyaha boyanması zorunlu.
  • Roma sokaklarında kedi görmeniz imkansızdır.
  • Roma'da bulunan Trevi Çeşmesi'ne günde 3.000 Euro'dan fazla para atılıyor.
  • İtalya’da hava koşulları sebebiyle çalışma saatleri Siesta saatlerine göre düzenlenir.
  • İtalya’da mor renk uğursuz sayılır.
  • İtalyan mafyası İtalya ekonomisinin %7’sini oluşturur.
  • İtalya’yı gezerken Stendhal Sendromu’na yakalanabilirsiniz.
  • Çatal kullanımı ilk olarak İtalya’da başlamış.
  • İtalya’da misafirliğe gittiğiniz bir evde makarna ikram edildiyse, tabakta kalan makarna sosu mümkünse ekmekle sıyırılmalıdır.
  • İtalyan nüfusunun 3’te 1’i hiç internet kullanmamıştır.
  • 2008 yılında ülkede düzenlenen Üzüm Festivali’nde yapılan bir yanlışlıktan dolayı bütün musluklardan kısa bir süreliğine şarap akmış.
  • İtalyan’lar yüksek sesle ve beden diliyle konuşmayı severler.
  • İtalya'nın adı, Güney İtalya kabilelerinin de sembolü olmuş boğadan gelmektedir. İtalya "buzağı topraklar" anlamına gelmektedir.
  • Yüz ölçümü Sicilya ve Sardunya dahil olmak üzere 301.4746 km2'dir. Ayrıca harita üzerinde bir bayan çizmesine benzediğini herkes biliyordur öyle değil mi?
  • Yüz ölçümü Sicilya ve Sardunya dahil olmak üzere 301.4746 km2'dir. Ayrıca harita üzerinde bir bayan çizmesine benzediğini herkes biliyordur öyle değil mi?
  • İtalya'nın adı, Güney İtalya kabilelerinin de sembolü olmuş boğadan gelmektedir. İtalya "buzağı topraklar" anlamına gelmektedir.
  • UNESCO Dünya Mirası alanında 50 kültürel mirasıyla İtalya birincidir.
  • Ülkenin 5'te 1'i dağlar ve tepelerden oluşmaktadır.
  • İtalya, Avrupa'ya yemek yemeyi öğreten ülke sayılır. Kökeni burası olmasa da dondurma, kahve, meyveli turtaları Dünya Avrupa ülkeleri İtalya'nın sayesinde tanımıştır
  • İlk İtalyan yemek kitabı 1473'te Sicci tarafından yazılmıştır.
  • Dünya'nın en büyük şarap üreticisi İtalya'dır.
  • İtalya'nın nüfusunun sadece %20'si 65 yaşın üzerindedir.
  • Bir İtalyan, yılda ortalama 25 kilo makarna tüketir.
  • Hepimizin bildiği Mozarella ve Permasan Peyniri, İtalya'nın perma şehrinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca yine İtalya'da ortaya çıkan gorgonzola, provolon ve ricotta gibi bir çok peynir çeşidi bulunur.
  • Pinokyo'nun yazarı Carlo Collodi İtalyalıdır. Pinokyo, çam fıstığı anlamına gelmektedir. Neden böyle bir isim koyduğu konusunda hiçbir fikrimiz yok.
  • Avrupa'da en fazla volkana sahip ülke İtalya'dır. Bunun sebebi ise İtalya yarım adasının fay hatları üzerinde bulunmasıdır. Son yüzyıl içerisinde 3 büyük yanardağ (volkan) etna, stromboli ve vezüv patlamıştır.
  • İtalya’nın farklı şehirlerinde 'bazı dönemler' ilginç yasaklar vardı. Birçoğu hala uygulanmaya devam ediyor.

  1. Milano: 16 yaşından küçüklere alkol satışı yapmak 
  2. Lecco: Dilenmek 
  3. Venedik: Güvercinlere yem vermek 
  4. Orbetello: Sakız çiğnemek ve satmak
  5. Chiavari: Hayat kadınları ile konuşmak 
  6. Reggio Emilia: Tarihi eserlerin basamaklarına oturmak 
  7. Eboli: Araçta öpüşmek 
  8. Noceto: Televizyon izlemek 
  9. Roma: Aşk Çeşmesi etrafında yemek yemek ve meşrubat içmek 
  10. Roma: Plastik torbalarla eşya taşımak 
  11. Verona: Parklarda sigara içmek 
  12. Vicenza: Banklara yatmak 
  13. Floransa: Işıklarda duran araçların camlarını silmek 
  14. Positano: Havai fişek atmak 
  15. San Remo: Lamba direklerine çıkartma yapıştırmak 
  16. Is Aruttas: Plajda sigara içmek 
  17. Voghera: Gece banklara oturmak 
  18. Forte Dai Marmi: Hafta sonları ve tatil günlerinde çim biçme makinesi kullanmak 
  19. Genova: Meşrubat şişesiyle şehir merkezinde dolaşmak 20- Lerici: Plaj dışında mayoyla dolaşmak.











M.S (PRENSES)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder