2 Mayıs 2020 Cumartesi

BRUGGE

Romantizmi Ayaklandıracak Şehir Brugge

Siz şimdi bir şehir düşünün, her evin önünde durup, öylece bakıp hayal kurduğunuz. Döndüğünüz her köşebaşının ayrı bir hikayesi var. Şehrin en eski kısmındaki evler en az 200 yıllık. Şu ana kadar yaptığımız Avrupa şehirleri arasında en beğendiklerimiz arasına üst sıradan giren Brugge, Ortaçağ’dan kalma mimarisi, kanalları, çikolataları, dantelleriyle meşhur bir şehirBrugge gezilecek yerler bakımından Orta Avrupa'nın en sempatik ve güzel yerleşim yerlerinden. Kanallar, Grote Markt, Çan Kulesi, Burg Meydanı, Begijnhof ve Eski St John Hastanesi Brugge'de görülecek yerlerin başında geliyor. Brugge, “köprüler” anlamına gelmektedir. UNESCO tarafından 2000 yılında şehir koruma altına alınmış. 11. yüzyılda altın çağını yaşamış, sonradan düşüşe geçmiş, 2. Dünya Savaşı’nın etkilerini bünyesinde hissetmemesi nedeniyle Ortaçağ dokusunu başarılı bir şekilde korumuş bir şehir. Belçika‘nın kuzeyindeki Flaman bölgesinin en özel şehirlerinden biri olan Brugge, Orta Çağ atmosferi ve sanatsal birikimi ile kültür turlarından hoşlanan gezginleri kendisine çekiyor. Bir zamanlar ticari gemilerin Avrupa’nın dört bir yanından değerli yükler taşıdıkları kanalları ise romantik anlar yaşamak isteyen çiftlere aradıkları ortamı sağlıyor.
ÖNEMLİ NOT: Brugge’a gelmeden önce ilk yapılması gereken “In Brugge” filmini izlemek.

Brugge için 1 - 2 günlük tatil süresi fazlasıyla yeterli oluyor. Tabi bunun için gezi programını iyi bir biçimde oluşturmak ve konaklama bölgesi seçimini doğru yapmak gerekiyor.

KONAKLAMA
Brugge, old city dışında espirisi olmayan bir şehir. Bütün turistik atraksiyonlar eski şehir ve çevresinde dönmektedir. Haliyle de seçeceğiniz konaklama noktası da bu lokasyona yakın olmalı. Eski şehir içindeki konaklama tesisleri oldukça pahallı. Hem eski şehire yakın hem de ekonomik olsunistiyorsanıztek adres airbnb. 2 gece için 500 TL gibi bir rakam ödeyebilirsiniz. Eğer Brugge’da lokasyonu iyi, ekonomik ve temiz bir ev arıyorsanız buraya tıklayınız.

Şehirde konaklama için en uygun yerlerse; Tarihi Merkez (Markt & Burg), Sint Andries ve Tren İstasyonu çevresi. 

Brugge'deki en popüler otellerden bazıları
3★ Monsieur Maurice, 4★ Crowne Plaza Hotel, 5★ Hotel Dukes' Palace

HAVA DURUMU
Brugge dört mevsim görülmesi gereken şehirlerin başında geliyor. Bu yüzden gittiğiniz her mevsimde şehir sizi güzel manzaralarla karşılayacaktır. Tabiki coğrafi konum olarak kuzeyde yer almasından kaynaklı kış mevsiminde poponuzun donması, burnunuzun düşmesi gibi ihtimallerle karşılaşacak olsanız da kar eminim ki Brugge’a çok yakışacaktır.

KANALLAR
Deneyimli bir gezgine soracak olursanız, Brugge gezilecek yerler listesinin olmazsa olmazlarının başında kente canlılık katan kanalların geldiğini söyleyecektir. Brugge’ün “Kuzey’in Venedik’i” lakabını almasını sağlayan su yolları, 12. yüzyılda ticari faaliyetlerin daha rahat yapılabilmesi amacıyla inşa edilmiş. Günümüzde ise bu kanallar, yalnızca ulaşım ihtiyacına alternatif çözüm yolu olarak kullanılıyor. Kentin gelişimine büyük katkı yapan kanallar, Orta Çağ havasını daha yoğun şekilde hissetmek isteyen gezginlere bir de cazip fırsat sunuyor.Brugge’a yapılması gereken bence en önemli aktivite kanal turu yapmak. Şehir hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız bu turu yapmalısınız.(8€) Bot kaptanı aynı zamanda size geçtiği rotadaki evler hakkında bilgi veriyor. Yaklaşık yarım saat süren bu turda güzel fotoğraflar çekmek istiyorsanız kaptanın hemen arkasındaki koltuğa yapışıverin.
Eğer 30 dakikanızı su yollarında gerçekleştirilen tekne gezintisine ayıracak olursanız, St. Boniface Köprüsü ve Minnewater gibi özel mekânları farklı açılardan görme ayrıcalığına kavuşabilirsiniz. Bu turlar ilginizi çektiyse, ayrıntılı bilgiyi “Brugge Kanal Turu Hakkında Bilgiler” başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.
Brugge Kanal Turu Sırasında Geçilen Önemli Yerler
Bu yapıların en ünlüsü, St. Boniface Köprüsü. Spiegelrei Kanalı’nın sonuna doğru karşınıza çıkacak alan, Jan van Eyckplein Meydanı. Van Eyck ve Tolhuis Heykelleri ile süslenmiş bu meydanın arka tarafında uzun kulesi ile dikkatinizi çekecek yapı ise geçmişte tüccarların kullandığı Pootersloge. Aziz Salvator Katedrali’ne ve Church of Our Lady’ye yakın noktalardan geçeceğiniz tur dâhilindeki en sakin yer, banklarını kuğuların ve ördeklerin işgal ettikleri Minnewater. Kent merkezinden geçen ana kanal Dijver, mimarilerinin güzelliği ve içinde barındırdıkları kültürel değerlerle ilgi çeken mekânlarla çevrelenmiş durumda. Ülkenin güzel sanatlar alanında en ünlü müzesi olan Groeninge, bu kanal üzerinde yer alıyor. Brugge Polis Karakolu, Arenthuis Müzesi, College of Europe ve Spanish House mimarileri ile dikkatinizi çekecek diğer yerler. Hatta kanalı gezerken karşınıza çıkacak antika dükkânının vitrinine dikkatlice bakarsanız, Marilyn Monroe Heykeli’ni görebilirsiniz.

GROTE MARKT
Kanal turunu tamamladıktan sonra rotanızı tarihi kent merkezinin kalbi sayılan Grote Markt‘a çevirebilirsiniz. Adının dilimizdeki karşılığı “Büyük Pazar” olan alan, uzun süre boyunca kentin ticari hayatına yön vermiş. 19. yüzyılın hemen başında kısa bir süre için adı değiştirilen meydan, şimdilerde ise hareketli atmosferi, kafeleri ve çevresini saran birbirinden güzel binalar sayesinde ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Grote Markt’ı gezerken yakından inceleme imkânı bulacağınız iki heykel, 1302’de Fransızlar’a karşı ayaklanan Flaman halkına önderlik eden Jan Breydel ve Pieter de Coninck‘e aitler. 1280’deki yangında tamamına yakını yok olan 1 hektar büyüklüğündeki alanda ayrıca göz kamaştırıcı güzellikteki Belfry ve 19. yüzyılın son çeyreğinde yenilenen bölge mahkemesi de ziyaret edilmeyi bekliyor.

BRUGGE ÇAN KULESİ
Hazır Grote Markt’ta zaman geçirirken, kentin ihtişamlı manzarasını seyretmek için Brugge Çan Kulesi‘ni ziyaret edebilirsiniz. Geçmişte devlet hazinesine ve arşivine ev sahipliği yapmış olan kule, ilk olarak 1240 yılında inşa edilmiş ve en önemli özelliği 47 tane farklı çan sesine sahip olması. Ancak kentin en önemli simgelerinden biri sayılan yapı, zaman içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı defalarca yenilenmiş. Gotik mimariye sahip Brugge Çan Kulesi ya da orijinal adıyla Belfry‘ın en üst kısmına ulaşmak için 366 basamaklı merdiveni aşmak gerekiyor. Yukarıdaki seyir bölümü dar olduğu için her defasından yalnızca 70 ziyaretçiye izin veriliyor. Eğer kuleyi çarşamba veya hafta sonu ziyaret ederseniz, 47 çanının çalmaya başladığı ana denk gelebilirsiniz. 

Ziyaret Saatleri: 09.30-18.00 
Giriş Ücreti: 10 Euro 

BURG MEYDANI
Grote Markt’ın doğusunda yer alan Burg Meydanı, asırlar boyunca kentin yönetim merkezi olarak anılmış. Meydanın çevresindeki alan, 2. yüzyıldan itibaren yerleşim yerlerine ev sahipliği yapmaya başlamış. 9. yüzyıldan itibaren ise Flaman Kontları’nın yönetim merkezi olarak buraya Brugge Özgürlük Sarayı inşa edilmiş. Meydan, atmosfer açısından Büyük Pazar’ın gerisinde kalsa da bu saray ve onun komşusu olan diğer yapılarla birlikte kentte yoğun ilgi gören mekânlardan biri haline geliyor. Breidelstraat üzerinden kolayca ulaşabileceğiniz Burg Meydanı’nda, yapımının üzerinden uzun süre geçmiş olmasına rağmen Belediye Sarayı hala göz kamaştırıyor. Flaman Kontları’nın ardından adalet divanı tarafından kullanılan Özgürlük Sarayı, Brugge’de Rönesans mimarisinin nadir örneklerinden birini oluşturuyor. Tabii hazır buraya gelmişken Kutsal Kan Bazilikası‘nı da atlamamak gerekiyor.
Meydandan kalkan faytonlarla şehir turu yapabilirsiniz. (50 euro) Eğer 25 kasım-25 Aralık tarihleri arasında Brugge’a gidiyorsanız şehir meydanından kurulan Christmas marketlere (noel pazarları) denk gelebilirsiniz. Bu pazarda atıştırmalık yiyecekler, içkiler, hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Yine meydanda kurulan kayak pistinde kayabilirsiniz.(1 saatlik-7€.)


BEGİJNHOF 
Sivil mimariye ve geleneksel yaşam tarzına özgü detayları öğrenmek için Brugge gezilecek yerler listenize Begijnhof‘u ekleyebilirsiniz. Beyaz renkli evleri ve sakin manastır bahçesi ile konuklarını büyüleyen yerleşim bölgesi, 1245 yılında kurulmuş. Yüzyıllar boyunca burada dini hayatı benimsemiş ve azat edilmiş kadınlar yaşamış. Tarihi yerleşimde, Aziz Benedict Tarikatı‘na bağlı rahibeler ile bu tarikatla ilgisi olmayan; ancak yaşamları boyunca evlenmemeye karar vermiş kadınlar yaşamlarını sürdürüyor. Begijnhof, kente turist akınının yaşandığı yaz aylarında bile huzur dolu atmosferi ile dikkat çekiyor. Siz de bu ortamdan yararlanıp fotoğraf çekebileceğiniz harika manzaralar yakalayabilirsiniz. Dahası buradaki örnek evi ziyaret edip, 17. yüzyıl yaşam tarzına dair değerli bilgiler edinebilirsiniz. 

Ziyaret Saatleri: 06.30-18.30 
Giriş Ücreti: 2 Euro 

ST. JOHN HASTANESİ
Kanal turları sırasında farklı açıdan görme fırsatı yakalayacağınız binalardan biri olan Eski St John Hastanesi, 12. yüzyılda kurulmuş. Brugge’a geldim bir de hastane mi gezicem diye şaşırmayın burası 800 yıllık bir hastane. Bu hastane 1978 yılına kadar aktifmiş. Şimdilerde ise müze halini almış. 8€ karşılığında hastaneyi gezebilirsiniz. Cuma ve Cumartesi akşamları hastanenin içindeki diskoya gidebilirsiniz. Avrupa’nın en eskileri arasında gösteriliyor. Yerel dildeki adı Sint-Janshospitaal olan tarihi yapıyı ziyaret etmenizi önermemdeki ana nedenleri, Orta Çağ’da hastanelerde nasıl şifa dağıtıldığına dair ziyaretçileri ile paylaştığı bilgiler ve müze bölümünde barındırdığı değerli sanat eserleri olarak sıralayabilirim.
Orijinal görüntüsünden hemen hemen hiçbir şey kaybetmemiş olan Eski St John Hastanesi’nde görülmesi gereken yerlerin başında eczane ve bitki bahçesi geliyor. Sanat eserleri ise bir zamanlar revir olarak kullanılan kısımda sergileniyor. 1829 yılından bu yana sanatseverlerin beğenisine sunulan eserlerin altı tanesi, Hans Memling’in imzasını taşıyor. 

Adres: Mariastraat 38, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.00 
Giriş Ücreti: 12 Euro 

GROENİNGE MUSEUM
Hastanenin müze bölümünde sergilenen eserlerin, Flaman sanatının ilkel ve Rönesans dönemleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmanız için yeterli olmayacağını düşünebilirsiniz. Bu durumu aşmak için gezi programınıza, Brugge’ün en ünlü sanat galerisi Groeningemuseum‘u dâhil edebilirsiniz. Orta Çağ’da Eekhout Manastırı‘nın bulunduğu alan üzerine inşa edilen müze, 150‘ye yakın esere ev sahipliği yapıyor. Groeningemuseum’u ziyaret ettiğinizde Jan Van Eyck’in “Madonna with Canon Van der Paele” ve “Madonna Crowned by Angels” adlı çalışmalarını yakından inceleyebilirsiniz.
Müzede ayrıca kentin önemli noktalarının en güzel halleriyle resmedildiği eserleri de görebilirsiniz. Auguste Van de Steene‘nin Pazar Meydanı’na odaklandığı çalışması, bu tarz eserlerin en dikkat çekicisi. 

Adres: Dijver 12, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.00 
Giriş Ücreti: 12 Euro 

MİNNEWATER PARK
“Aşk Gölü” adıyla da anılan Minnewater Park, Brugge’ün Orta Çağ’daki haline ışık tutuyor. Tekne turlarının önemli duraklarından biri olan bu huzur dolu mekân, bir zamanlar rıhtım olarak kullanılıyormuş. Rusya’dan gelen ve yün, şarap, baharat, ipek yüklü gemiler buraya yanaşıyormuş. Şehir merkezine yalnızca 20 dakika uzaklıktaki park, şimdilerde ise romantik atmosferi ile çiftleri kendisine çekiyor. Her yıl temmuz ayında bir müzik festivaline ev sahipliği yapan Minnewaterpark, aynı zamanda kentin simgeleri arasında sayılan kuğu sürüsünü ağırlıyor. Zaman içerisinde hakkında aşk temalı hikâyeler türetilen parkın enfes manzarasını seyretmek isterseniz, park içerisindeki kulenin en üst katına çıkabilirsiniz. Fotoğraf çekimi içinse köprüye gitmenizi öneririm.

KUTSAL KAN BAZİLİKASI
Burg Meydanı’nı anlatırken adını andığım Kutsal Kan Bazilikası, 1291 yılında inşa edilmiş. Dini yapı, günümüzdeki görünümünü ise büyük oranda 15. yüzyıldaki çalışmalar sonucunda elde etmiş. Gotik ve Romanesk mimariden izler taşıyan bazilikada, 12. yüzyılda gerçekleştirilen Haçlı Seferi sonrasında kente getirilen ve kutsal sayılan obje bulunuyor. Bu objenin Hz.İsa’ya ait olduğuna inanılan kanlı bir bezin fanusun içinde sergilenmesidir. Rivayetlere göre bu fanus Kudüsten getirildiğinden beri hiç açılmamış. Kiliseye giriş ücretsiz fakat öğleden sonra 14.00-17.00 arası açık.. Bazilikaya adını veren kutsal emanet, üst katta sergileniyor. Gümüş koruma içerisinde muhafaza edilen şişenin dışında Kutsal Kan Bazilikası’nın iç kısmında gezerken girişteki yarı kabartmaya zaman ayırmayı sakın unutmayın. Eserde, Hz. İsa’nın vaftiz töreni betimleniyor. 

Adres: Burg 13, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.30 
Giriş Ücreti: 2,50 Euro (Müze) 

GRUUTHUSEMUSEUM
1865 yılında Felix d’Hoop önderliğinde kurulan Gruuthusemuseum, Brugge gezilecek yerler listenize almanızı önereceğim bir diğer kültürel tesis. Uzun süreli yenileme çalışmalarının ardından 2019 yılının ağustos ayında kapılarını yeniden ziyarete açması planlanan uygulamalı sanatlar müzesi, adını eskiden birayı lezzetlendirmek için kullanılan çiçek ve bitki karışımından alıyor. Bu isim aynı zamanda bu karışımı üreten ailenin soyadı olma özelliği taşıyor. Gruuthusemuseum’u gezerken, 15  19. yüzyıllar arasında bira üretiminden büyük bir servet kazanan ailenin lüks yaşamı hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Kültürel tesiste sergilenen koleksiyonun büyük bölümünü, gümüş ve altın yemek takımlarından el işi halılara kadar bir zamanlar Gruuthuse Ailesi tarafından kullanılan eşyalar oluşturuyor. 

Adres: Dijver 17, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.00 
Giriş Ücreti: 12 Euro 

AZİZ SALVATOR KATEDRALİ
Neo Gotik ve Romanesk mimariye özgü göz alıcı güzellikteki ayrıntılarla süslü Aziz Salvator Katedrali, şehirdeki en eski dini yapı olma özelliği taşıyor. 12. yüzyılda inşa edilen katedral, kudretli görünüme sahip kulesi ve içerisinde barındırdığı eserler sayesinde zaman geçtikçe gezginlerin şehirde sık ziyaret ettikleri yerlerden biri haline gelmiş. Sadeliğin öne çıktığı mekânın iç kısmını ilgi çekici kılan da bu eserler oluyor.
Aziz Salvator Katedrali’nin içerisine girdiğinizde dört bir yana dağılmış değerli halıları ve tabloları görebilirsiniz. Mezarlar ve müze haline getirilmiş hazine odası ise kulenin hemen altında yer alıyor. Eğer katedralin hazine odasını ziyaret edecek olursanız, Flaman ressamların birbirinden değerli eserlerini görebilirsiniz. 

Adres: Sint-Salvatorskoorstraat 8, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.00-17.45 
Giriş Ücreti: 2 Euro (Hazine) 

THE CHURCH OF OUR LADY
Kilise turunuzu tamamlamadan önce 122 metre uzunluğundaki kulesi sayesinde kent silüetinde yer etmiş The Church of Our Lady‘ye mutlaka uğramanızı öneririm. Taş yapı ustalığının Brugge’de ne kadar gelişmiş olduğunun göstergesi konumundaki zarif kilise, 13. yüzyılda inşa edilmiş. Yapının, kanal turları sırasında kolayca fark edilebilen kulesi, tuğlayla örülmüş türdeşleri arasında yükseklik bakımından dünyada ikinci sırada sayılıyor.
The Church of Our Lady’nin hazine bölümünde 15. ve 16. yüzyıl sanat eserleri sergileniyor. Bu eserler arasında Michelangelo’nun yapımı için İtalya’yı terk ettiği tek çalışma olarak bilinen “Madonna ve Çocuk” heykeli bulunuyor. Pieter Pourbos imzasını taşıyan “Çobanların Tapınması” isimli eser de dikkatleri üzerine çekmekten geri kalmıyor. 

Adres: Mariastraat, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.00 
Giriş Ücreti: 6 Euro 

BELEDİYE SARAYI
Burg Meydanı’nı mimari açıdan gösterişli kılan yapıların başında gelen Belediye Binası, 1376 1420 yılları arasında inşa edilmiş. Benelüks’teki türdeşlerinin en eskisi olma özelliği taşıyan yapı, günümüzdeki görünümünü ise 19. yüzyılın sonlarında şehir mimarı Delacenserie’nin önderliğinde gerçekleştirilen 20 yıllık yenileme çalışmaları sonucunda kazanmış. Bu çalışma esnasında sadece eskiyen kısımlar yenilenmekle kalmayıp Gotik Salon gibi göz kamaştırıcı eklentiler de yapılmış. Belediye Sarayı’nı gezerken önce ana salonu ziyaret edebilirsiniz. 14. yüzyıldan kalma konsolların ve portrelerin bulunduğu bu kısımda, multimedya sunumları vasıtasıyla hem yapının hem de önündeki meydanın tarihçesi hakkında önemli bilgiler aktarılıyor. Daha sonrasında ise Gotik ve tarihi salonlara geçebilirsiniz. Bu esnada şehirde kullanılan ilk paraları, büyük mühür gibi önemli parçaları ve Galbert’ın tarihi kayıtlarının kopyasını inceleme fırsatına sahip olabilirsiniz. 

Adres: Burg 12, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.00 
Giriş Ücreti: 6 Euro 

CHOCO STORY
Sint Jansplein üzerindeki 16. yüzyıldan kalma Huis de Crone‘da faaliyet gösteren müzede, konuklara dünyaca ünlü Belçika çikolatalarının nasıl yapıldığına dair değerli bilgiler aktarılıyor.
Choco-Story’de paylaşılan bilgiler sadece yapım aşaması ile sınırlı kalmıyor. Bu eşsiz lezzetin paganizmin Avrupa’da yaygın olduğu dönemde nasıl kullanıldığı ve Mayalar’ın tarifleri konusunda da ziyaretçilere ilginç detaylar aktarılıyor. Bu detaylarla ilgilenmeyip doğrudan imalathane bölümüne geçebilir ve tadıma odaklanabilirsiniz. 

Adres: Wijnzakstraat 2, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 10.00-17.00 
Giriş Ücreti: 9,5 Euro 

DE HALVE MAAN BİRA FABRİKASI
Belçika, waffle ve çikolata dışında biralarıyla da ünlü. Keşişlerin üretimini bir gelenek haline getirdiği bu içeceğin hikâyesini dinlemek isterseniz, Brugge gezilecek yerler listenize De Halve Maan Bira Fabrikası‘nı ekleyebilirsiniz. Asırlardır Maes Ailesi tarafından iletilen fabrikada, rehberli turlara katılarak biranın yapım sürecinin her aşaması hakkında eşsiz bilgiler edinebilirsiniz.
De Halve Maan Bira Fabrikası’nı ayrıca üst düzey gastronomik deneyim yaşamak için ziyaret edebilirsiniz. Fabrikanın modern taverna atmosferine sahip restoranında, her gün 12.00 15.30 saatleri arasında damak çatlatan lezzetler servis ediliyor. Kanal manzarası eşliğinde burada bir şeyler yemek gerçekten de oldukça keyifli denemeye değer. 

Adres: Walplein 26, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 11.00-16.00 
Giriş Ücreti: 12 Euro (Standart Tur) 

HİSTORİUM BRUGGE
Kentin altın çağını merak eden gezginler için Historium Brugge, bambaşka bir önem taşıyor. Bu nedenle Grote Markt üzerindeki en önemli cazibe noktalarından biri sayılan müze, şimdiki adını 2012 yılında almış. Kültürel tesiste yalnızca Brugge’ün Orta Çağ’daki hali hakkında bilgi sahibi olmakla kalmayıp, etkileyici kent manzarasını da seyredebilirsiniz. Tabii bunun için 145 basamaklı merdiveni aşıp, zarif kulesinin en üst kısmındaki alana çıkmanız gerekiyor.
Historium Brugge bünyesinde birçok tematik alan bulunuyor. Konukların, Orta Çağ atmosferini tam olarak hissedebilmeleri için her bir bölümde gerek dekora gerekse de özel efektlere özenle yer verilmiş. Hatta bazı bölümlerde sanal gerçeklik teknolojisine başvurulmuş. 

Adres: Markt 1, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 10.00-18.00 
Giriş Ücreti: 17,50 Euro 

KANTCENTRUM
Birbiriyle bağlantılı birkaç evden oluşan Kantcentrum, Brugge’deki dantel işlemeciliğinin geçmişi ve bugünü hakkında bilgi almak isteyenler için ideal mekânların başında geliyor. Kültürel tesis, müze ve atölye olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Müze bölümünde, usta eller tarafından uzun süre önce işlenmiş dantel örnekleri sergileniyor. Burada ayrıca temel teknikler, dantel çeşitleri ve şekillerin esin kaynakları konusunda gösterimler yapılıyor.
Dantel işlemekle ilgileniyorsanız, Kantcentrum‘a saat 14.00’ten sonra gitmenizi öneririm. Zira 17.00’a kadar tesiste, bu alanda usta isimlerin katıldığı etkinlikler düzenleniyor. Gerçi yeterli zamana sahipseniz, kurslarda da yerinizi alabilirsiniz. Eğitim grupları, katılımcıların seviyelerine uygun olarak oluşturuluyor. 

Adres: Balstraat 16, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 09.30-17.00 
Giriş Ücreti: 6 Euro 

TORTURE MUSEUM OUDE STEEN
Avrupa’daki en eski cezaevlerinden biri olduğu sanılan yapıda konuklarını ağırlayan Torture Museum Oude Steen, kentte ziyaret edebileceğiniz en ürkütücü cazibe noktası. Ancak insanı derinden etkileyen bu müze, şehirde bir zamanlar benimsenen hukuk, düzen ve adalet anlayışına açıklık getiriyor.
Orta Çağ’da iyilik ve kötülük arasındaki ilişkiye odaklanan Torture Museum Oude Steen‘in insanı ürperten koridorlarında dolaşırken envai çeşit işkence aleti ile karşılaşabilirsiniz. Sayısı yüzü aşan aletler, kronolojik sırayla sergileniyor. Bilgilendirme ise adli bağlamlarına göre yapılıyor. 

Adres: Wollestraat 29, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 10.30-18.30 
Giriş Ücreti: 8 Euro 

FRİETMUSEUM
Belçika mutfağının en özel lezzetlerinden biri olan patates kızartmasını merkezine alan Frietmuseum, Brugge gezilecek yerler listenize eklemenizi önereceğim son kültürel tesis.14. yüzyıldan kalma bir binada faaliyet gösteren müze, patatesin tarihçesini İnka mezarlarından Belçika’daki fritözlere girişine kadar takip ediyor. Üstelik bunu yaparken birbirinden lezzetli ikramlar sunmayı da ihmal etmiyor.
Choco Story’yi kuran deneyimli isimler tarafından faaliyete geçirilen Frietmuseum’da, yeni tarifler öğrenebilirsiniz. Dilerseniz pişirilen lezzetlerin tadına da bakabilirsiniz. 

Adres: Vlamingstraat 33, 8000 Brugge 
Ziyaret Saatleri: 10.00-17.00 
Giriş Ücreti: 7 Euro 

MAPS
Brugge gezilecek tüm önemli gezi noktalarının konumlarını haritada görebilirsiniz.


BRUGGE HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER
  • Brugge Card: Eğer Brugge’de müze gezecekseniz ve toplu taşıma kullanacaksanız mutlaka şehir kartı alın çünkü müzeler pahalı, kart 2 3 müzede kendini amorti eder. 2 günlük kart 34 Euro ve 3 günlük kart ise 39 Euro. Bu kart ile 22 müzeye ücretsiz giriyorsunuz, müze girişlerinde sıra bekleme derdinden kurtuluyorsunuz, tekne turunda ve bisiklet kiralamalarında indirim alıyorsunuz.
  • Brugge’de toplu taşıma kullanmanıza gerek yok, şehir yürüyerek gezebileceğiniz ufacık bir şehir. Eğer toplu taşıma kullanmak isterseniz tek alternatifiniz şehir içi otobüsler. Bu otobüslerde geçerli olan tek kullanımlık biletler 1.30 Euro ve 10 kullanımlık biletler ise 9 Euro.
  • Brugge genel anlamda pahalı bir şehir o yüzden hesabınızı iyi yapın. Yeme içme ve konaklama kalemlerinde mutlaka tasarruflu seçenekleri tercih edin, artan paranızı çikolata ve biraya ayırın.
  • Brugge’ün şebeke suyu içilebilir durumda o yüzden para verip de su satın almayın. Herhangi bir musluktan doldurup içebilirsiniz. Şişe su almak isterseniz de küçük suyun fiyatı 3 Euro.
  • Taksiye binmenizi gerektirecek kadar büyüklüğe sahip olan bir şehir değil ama olur da zor durumda kalırsanız binmeden önce mutlaka pazarlık yapın ve ödeyeceğiniz miktarı iyi öğrenin. Bunları yapmazsanız siz farkına varana kadar taksiyle şehir turu yapmış olabilirsiniz.
  • Çantanızı bırakmak isterseniz; tren garında locker var, küçük dolap günlük 3 Euro, büyük dolap ise günlük 4 Euro.
  • Dışarıda sabahlamayı düşünüyorsanız tren garı bulunmaz bir nimet diyebilirim. Tren garında sorunsuz sabahlayabilir, dilerseniz uyku tulumunuz ile yatabilirsiniz. Eğer gar gece kapanacak olursa görevlilerden kapıyı üzerinize kilitlemesini rica edebilirsiniz, bu konuda anlayış göstereceklerinden eminim. Diğer seçeneğiniz ise; eğer yaz aylarında gitmişseniz Minnewater civarına çadır kurabilir ya da uyku tulumunuz ile yatabilirsiniz.
  • Bu şehrin tüm müzelerinde, meydanlarında ve tren garında wi-fi var aklınızda bulunsun. Şifresiz internet Grote Markt’ın her noktasında çekiyor diyebilirim.
  • Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın ancak kullanacağınız öğrenci kimliğinin bandrolünün yeni olması gerekiyor çünkü nadiren de olsa kimliğin geçerliliğini kontrol edebiliyorlar. Hangi ülkede okuduğunuzu sorarlarsa herhangi bir Avrupa ülkesini söyleyin zira AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarının öğrencilerini öğrenciden saymayabiliyorlar.
  • Ucuz market ararsanız; Colruyt, Hema, Albert Heijn, Lidl ve Aldi marketleri çok ucuz aklınızda bulunsun. Alışverişlerinizi marketten yapmaya özen gösterin çünkü şehir gerçekten pahalı. St. Christopher’s Inn Hostel’de kalacaksanız, hostelin olduğu cadde de bulunan ve hostele 100 metre mesafede olan market gayet uygun fiyatlı satış yapıyor, tavsiye ederim. Bir de tren garının arkasında ve önünde Carrefour var, diğerlerine göre biraz pahalı ama yine de aklınızda bulunsun.
  • Kahvaltı için Subway’den büyük boy sandviç yaptırın, ikiye böldürün yarısını sabah yarısını öğlen yiyin ki iki öğünü de aradan çıkarmış olun. Isic kartınızı gösterin ve öğrenci indirimi isteyin. Brugge’de mutlaka patates kızartması yiyin, hem tadı güzel hem ucuz hem de doyurucu.
  • Brugge’de mutlaka tekne turuna katılın. Eğer şehir kartı alırsanız indirim hakkınız oluyor, değerlendirin. Burg Meydanı’nda teknelerin kalkış noktasını göreceksiniz, 45 dakikalık turlar 8 Euro. Kanal turuna katılırsanız In Bruges filminde pencerede uyuyan Fidel isimli Golden cinsi köpeği yine aynı evde ve halen uyur halde görebilirsiniz.
  • Şehirdeki diğer bir aktivite fayton gezisi. Başka şehirlerde kesinlikle tavsiye etmem ama burada bence mutlaka bu tecrübeyi de yaşayın çünkü şehirde Ortaçağ havası soluyacağınız için çok ayrı bir duygu katıyor. Faytonlar Groten Markt’dan kalkıyor, tur ortalama 40 dakika sürüyor, faytonlara en fazla 5 kişi biniliyor. Tek kişi binmek isterseniz ücret 12 Euro ve 5 kişi binerseniz kişi başı 7 Euro vermeniz gerekiyor.
  • Dilerseniz kanal kenarındaki mekânlarda oturup bir şeyler içebilirsiniz ama tavsiye etmem çünkü fiyatları çok pahalı oluyor. Onun yerine çok daha uygun fiyata yiyip içeceğiniz çok daha güzel mekânlar bulabilirsiniz.
  • Brugge’e kadar gitmişken zamanınız varsa iki adım mesafede bulunan Gent şehrine ve Antwerp şehrine de gidin derim. Brüksel’i söylememe gerek yok çünkü zaten ya Brüksel’den geldiniz ya da Brüksel’e gideceksiniz.
  • Grote Markt’a kurulan meyve sebze pazarına rastlarsanız fiyatların çok pahalı olduğunu göreceksiniz ancak akşam pazarını beklerseniz tüm meyveleri yarı fiyatına alabilirsiniz.
  • Bildiğiniz üzere Belçika denilince ilk duyacağınız şeyler bira, çikolata ve waffle. Brugge, Brüksel ya da herhangi bir Belçika şehrinde yapılan ve satılan waffle’ı övenleri anlayamıyorum. Bildiğimiz waffle hamurunun üzerine sadece bir kat beyaz ya da siyah çikolata sürerek ve üzerine ekstraya giren birkaç parça muz ya da birkaç parça çilek koyularak verilen waffle’ı, Ortaköy’de satılan ve içerisinde bin bir çeşit malzeme bulunan waffle ile kıyaslayanları anlamak da zor. Sözün özü ülkemizde satılan waffle ile uzaktan yakından alakası yok diyebilirim; hamuru taş gibi, üzerinde sadece çikolata ve çilek ya da muz var, dürüm şeklinde değil plastik tabağa koyularak veriliyor ve plastik çatal ile hamuru kesinlikle bölünmüyor. Oraya kadar gitmişken yiyin. Sadece çikolata sürüleni 2 Euro, üzerine muz ya da çilek ekleneni 3 Euro. Çikolata konusuna değinirsek; onlarca çikolata mağazası var, gözünüze kestirdiğiniz herhangi birisinden alışveriş yapabilirsiniz zaten hepsi aynı. Çikolatayı dilerseniz paketler halinde dilerseniz de açık halde satılanlardan tek tek seçerek alabilirsiniz.
  • Şehirde nereye giderseniz gidin, tüm sokaklarda yoğun şekilde çikolata kokusu alacaksınız. Eğer çikolata ile aranız yoksa bile bu kokular burnunuza geldikçe çikolata yemek isteyeceğinizden eminim.
ULAŞIM
Brugge’da (Brüj diye okunur.) havaalanı yok. İstanbul’dan Brüksel’ e uçak ortalama 3 saatte uçuyor. Brugge gitmek için tercih etmeniz gereken iki havalimanı var. Bunlardan biri Thy gibi firmaların tercih ettiği Brüksel havalimanı. Diğeri ise daha ekonomik firmaların uçtuğu (Pegasus gibi) Brüksel’de değil başka bir şehir olan Charleroi’de bulunan Charleroi Havaalanı. Uygun bütçeli havayollarının kullandığı bir havaalanı olduğu için de şehrin dışında ama çok da uzak değil. Brüksel’e 60 km uzakta, Brugge’a 155km.
  • Charleroi’den Brugge’a otobüs ile ulaşım: Havaalanının hemen çıkışında City Shuttle adı altında otobüslerle, Brüksel şehir merkezine ya da direk Brugge’a kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
  • Charleroi Havaalanı’ndan Brüksel‘e internetten sabit fiyat 14€. Havaalanında alırsanız 17€.
  • Charleroi Havaalanı’ndan Brugge‘a internetten sabit fiyat 17€. Havaalanından alırsanız 20€.
  • Biletleri internetten satın almak için Flibco ‘ya bakabilirsiniz.

ARAÇ KİRALAMA

Türk Havayolları’nın sayfasında, Miles&Smiles üyelerine indirimli araç kiralama hizmeti veren firmaların isimlerini bulabilirsiniz. Normal fiyatların neredeyse yarı fiyatına araç kiralayabiliyorsunuz, o yüzden mutlaka siteye gözatmanızı tavsiye ederim.

THY’nin araç kiralamayla ilgili sayfasına ulaşmak için lütfen Tıklayın.

  • Charleroi’den Brugge’a araç kiralayarak ulaşım: Bu kadar ayrıntılı yazdıktan sonra sanmayın ki biz otobüsle Brugge’a gelmiş olduk. Gidiş dönüş biletini internetten almış olsanız dahi iki kişi 68€ ödeyecektik. Bizde bunun yerine otobüs saatlerine bağlı kalmadan istediğimiz gibi hareket edebilmek için araba kiraladık. 2 günlük araba kiralama için 60€ ödedik ve üstelik 8€ kar etmiş olduk.

OTOPARK SORUNU

Brugge’da gezilecek yerler birbirine yakın olduğundan ve eski şehrin içinde otopark sorunu olduğundan dolayı araça ihtiyaç duymuyorsunuz. Bu yüzden aracınızı günlüğü 3.5 euroya tren istasyonuna park ederseniz. Tren istasyonundan kalkan otobüslerle park ettiğine dair fişi gösterdiğiniz takdirde ücretsiz eski şehrin meydanına kaç kişi olursanız olun ücretsiz getiriyorlar.

  • Charleroi’den Brugge’a metro ile ulaşım: Her iki seçeneği kullanmayıp trenle de Charleroi’den Brugge’a geçmek mümkün. Havaalanından kalkan otobüsle 15 dakikalık bir otobüs yolculuğu ile önce Charleroi tren istasyonuna geliyorsun, buradan Midi durağına kadar yine trenle devam ediyorsun. Otobüs + tren için kombine bilet hava limanında satılıyor. Midi istasyonundan kalkan trenle yaklaşık 1 saatte Brugge’a ulaşabilirsiniz.
  • Brüksel Havaalanın’dan Brugge’a metro ile ulaşım: Brüksel’in ana havaalanı Brüksel Havaalanı’dır. Zaventeem adıyla da bilinir. Havalimanından 25 dakikada Brüksel Midi Tren İstasyonu’na ulaşabilir, buradan aktarma yaparak tren yolculuğu ile yaklaşık 1 saatte Brugge’e gidebilirsiniz
Otopark ücretlerini internet sitesinden öğrenebilirsiniz. İnternet sitesine ulaşmak için lütfen Tıklayın.

Araba dışında Brüksel’den ve Paris’ten kalkan trenlerle de Brugge’e ulaşabilirsiniz.

BELÇİKA MUTFAĞI

Belçika mutfağını tanımlamak gerekirse  (patates kızartması, midye, çikolata, waffle, bira) olmayan bir mutfaktan söz ediyoruz. “Aman  bunların hepsi kalori” diyenlerdenseniz, deneyin gitsin derim. 
Belçika mutfağı genel anlamda Fransız mutfağına benzetilir. Belçika mutfağının en önemli yiyeceği patatestir. Her restoranda patatesin farklı pişirilmiş şekillerine rastlanabilir. Yine Belçika mutfağının olmazsa olmazı midye. Midyenin yanına yerel biraları “Kwak” eşlik edince değmeyin midye severlerin keyfine. Midyelerin en iyi olduğu zaman eylül şubat arası. Geniş buharlı tencerede pişirilen midyelerin yanında patates kızartması ile servis ediliyor.
Belçika mutfağının diğer önemli yemeği sevmeyene rastlamanın mümkün olmadığı patates kızartması. Belçikalıların patateslerinin farkı ise kendi yetiştirdikleri patateslerde gizli. Her köşe başında kolaylıkla bulabileceğiniz patatesler iki kez kızartılıyor ve konide yine seçeceğiniz soslardan biriyle servis ediliyor.

KAFE RESTORAN  ÖNERİLERİ


İki bagel fanatiği tarafından açılan lokal ürünlerle hazırlanan bir kahvaltı için “Sanseveria Bagelson”
Brugge mutfağında önemli yer tutan midye ve meşhur yerel biraları “kwak” için “Poules Moules”
400’den fazla bira çeşidi ile bira severler için tam bir cennet “Bierbrasserie Cambrinus.” Rezervasyon şart.
Şehrin popüler çikolatacısı için “Leonidas”, yerel çikolataları denemek istiyorsan “Dumon”
Bira tadımı yapmak istiyorsan “Le Trappiste”
Şehirde her yerde sıcak çikolata içebilirsiniz. Sunumuyla hem de dekorasyonuyla içinizi ısıtacak “Espressobar-I Love Coffee.”
Şehrin en fotojenik restoranı “2be The Beer wall”
Waffle ve pancake konusunda iddialı “Laurenzino”, turistik bir tercih arıyorsan “Chez Albert”, “Sweet Bruges”
İyi kahve arayanlardansan şehrin en iyi cappucinosu için “Cafune Espresso”
3 yıldızlı Michelin restoranı için “Hertog Jan”
Michelin fazla lüks geliyorsa onun referansıyla açılmış taze ve lokal ürünlerle oluşturulan bir menü için “Gastrobar Hubert”
Belçika yerel biraları kwak, hoegarden, leffe, duvel, zot.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder