12 Haziran 2020 Cuma

BODRUM

Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin, sanma ki geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydiler, akıllarını Bodrum’da bırakıp gittiler.

İtinayla dünyanın en güzel iki denizi olan Ege ve Akdeniz’in buluştuğu yere konumlandırılmış, denizin keyfi de tam çıksın diye içine irili ufaklı binlerce koy oyulmuş. Daha ne olsun :) Size Türkbükü’nde plaj önermeyeceğim, akşam eğlencesi için Catamarana gidin ya da Limon’da günü batırın demeyeceğim ve kalabalıktan taşan pahalı restoranları önermeyeceğim. Bodrum’da yapılacak ve görecek o kadar çok koy ve denenecek o kadar çok mekan var ki, elbet eksik kalan yerleri olacaktır. Şimdiden af ola. Ve yazımıza başlamadan müziğimizide açalım ruhumuzda oraya ışınlan sın dimi :) 


Bodrum da her zaman, her kafaya uygun bir şeyler bulmak mümkün. Sizin için tatil tarih demek ise Bodrum Kalesinden, Su Altı Arkeoloji Müzesine, Antik tiyatrodan, dünyanın yedi harikasından biri sayılan Halikarnas Mozolesine kadar birçok eser sizi bekliyor. “Ben kafa dinlemek istiyorum ” diyorsanız, sessiz mahalleleri, sessiz koyları da var. Kendi nefes alışverişinizi duymak, dalga sesleri eşliğinde kitap okumak, gün batımını denizin içinden izlemek için de müthiş yerler bulabilirsiniz burada. 

 Gelelim negatif yanlarına, tatil sezonu çok önemli burada.Tatilinizde eşinizle keyifli bir yemeğe çıktığınızı ve trafikten yarım saat çıkamadınız. Hayal edin. Bide üstüne gittiğiniz mekanda yer bulamadınız. İşler daha da kötüye sarmadan bazı tarihler var ki Bodrum’da, işte o tarihler bizim için önemli. Bodrum tamda okulların kapanmasıyla birlikte dolup taşıyor. Ve okulların kapalı olduğu tarihlerde buranın yerlilerinin illallah ettiği bir dönem. Adeta Bodrum sezonluk bir büyük şehir oluveriyor. Bu yüzden önerim Bodrum'a Eylül başından Mayıs sonuna kadar olan aralıkta gitmeniz. Bu sayede hem tatilinizden daha çok keyif alıp hem de tatilinizi hatırı sayılır şekilde daha ucuza getirebilirsiniz.

Tatil yerlerinde yaşadığınız konaklama sorunlarını şöyle bir düşünün. İşletme sıkıntısı ayrı bir dert, Artı Nemden uykusuz kaldığınız gecelerden, sivrisineklerle olan mücadelenizden ya da sokakta ki barın hiç bitmeyen müzik sesinden rahatsız mı oldunuz. Güvercinlik bu tarz sıkıntıları olanlar için bir cennet. Bir kere diğer tüm beldelere oranla ciddi anlamda serin burası.Sıcak bir Bodrum gününün ardından burada Eylül ve Ekim aylarında yorganla uyumanın  keyfide bir başka. Ayrıca tüm diğer Bodrum koylarına, beldelerine oranla küçük olan Güvercinlikte sizi rahatsız edecek bir ses duymanızda pek olası değil. Buranın kusuru ise Bodrum merkeze 20 km uzaklıkta olması. aslında Bodrum’un tüm koyları birbirine bu civarda uzaklıklarla konumlanmış durumda ve bir iki koyu görüp Bodrum’dan ayrılmak diğer koylara haksızlık olacaktır.

Bodrum’da tartışmasız birçok güzel yer sayabiliriz. Gümüşlük tüm günü dolu dolu geçirmenize olanak sağlayan bir yer. Sabah mandalina bahçesinde kahvaltı yapıp, sahilde güneşin tadını çıkardıktan sonra güneş batımında denizin içinden Tavşan Adasına yürümek, akşamda yorgunluğu sahilde bir restoranda Zeki Müren veya Tanju Okan şarkıları eşliğinde günü bitirmeye kim hayır der.

BODRUM'DA YEMEK ve MEKANLAR YAZISI İÇİN TIKLAYIN

BODRUM'DA NEREDE KALINIR YAZISI İÇİN TIKLAYIN

BODRUM KOYLARI ve PLAJLARI İÇİN TIKLAYIN

BODRUM’UN BÖLGELERİ
Haritayı GoogleMaps’te açmak için tıklayın.
                    1. Milas Bodrum Airport          7. Gündoğan         14. Ortakent             20. Mazı Köy        
                    2. Bargilya                                8. Yalıkavak          15. Bitez
                    3. Güvercinlik                           9. Gümüşlük         16. Konacık       
                    4. Mumcular                           10. Kadıkale            17. Gümbet
                    5. Torba                                  12. Akyarlar             18. Bodrum Merkez
                    6. Göltürkbükü                       13. Yahşi                  19. Yalıçiftlik

ULAŞIM

Otobüsle
Bodrum için sezonda birçok ilden sık aralıklarla otobüs seferleri bulunuyor. Sezon dışında ise sezondaki kadar çok olmasa da her gün otobüs bileti bulabilirsiniz. Bodrum Merkez’den de her 15 dk bir bütün beldelere minibüsler kalkıyor.

Uçakla
Vaktiniz kısıtlı ise zamandan tasarruf etmek için hava ulaşımını da kullanabilirsiniz. Bodrum Milas Havaalanını kullanabilirsiniz. Yer bulamazsanız, biraz daha yol uzatacak başka bir seçenekte Dalaman Havaalanı sizin için alternatifler olabilir.

Arabayla
Son ulaşım şeklimizde özel aracınızla ulaşım ki en keyiflisi. Çünkü hangi şehirden gelirseniz gelin yol üzerinde birçok durak var yeni şeyler deneyimleyebileceğiniz. İstanbul ‘dan geliyorsunuz yol üzerinde Bursa’da İskender yiyebilirsiniz. Ya da biraz yoldan çıkmak isterseniz yolu uzatıp Ayvalık şeytan sofrasında gün batımını izleyebilirsiniz. Ya da İzmir kıyı şeridinde deniz seyrinin tadını çıkarabilirsiniz. Meşhur Çine köftesini yerinde tadabilirsiniz. Yol güzergâhınızda nereler varsa yolculuğu daha keyifli bir hale getirmek mümkün.

BODRUM TARİHİ
Tarihte birçok hükümdarın iştahını kabarttığı, ele geçirmek için can attığı Bodrum, şimdilerde birçok kişinin yaz deyince aklına gelen ilk yerlerden. Eski adı Halikarnas olan Bodrum Dor’lar tarafından kurulmuş. Onlardan sonra Karyalılar ve İyon halkına ev sahipliği yapmış. Halikarnas deniziyle doğasıyla bulunduğu konum itibariyle devletlerin, İmparatorların dikkatini çekmeye başlamış ve bu yüzden işgallerle karşılaşmış. Perslerden Büyük İskender’e, Mısır Kralı’ndan Romalılara, Bizans İmparatorluğu’ndan Osmanlı’ya kadar bütün medeniyetleri içinde barındırmış. En sonunda da Cumhuriyet döneminde Bodrum adını almış. Sadece medeniyetlere değil önemli kişilere de ev sahipliği yapmış. Tarihin babası Herodot burada doğmuş. Herodot siyasi düşünceleri yüzünden Lygdamis tarafından Halikarnas’tan sürülmüş ve Samos Adasına yerleşmiş. Bu sürgün onun kitap yazmasını sağlayacak seyahatlerin de başlangıcı olmuş. Mısır, Mezopotamya, Filistin, Rusya ve Afrika’ya giderek gördüğü yerleri ve insanları anlattığı Herodot Tarihi’ni yazarak tarihin babası olma yolunda ilk adımını atmıştır.

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı
Bir başka sürgün hikâyesi. Bodrum yokuş başındaki sözüyle bizi karşılayan Halikarnas Balıkçısı mahlasıyla tanıdığımız değerli sanatçı Cevat Şakir Kabaağaçlı’da ise hikâye biraz tersten işlemiş. Cevat Şakir İstanbul’da doğmuş. Babası elçi olduğu için çocukluk yıllarını Atina’da geçirmiş. Liseyi Robert Kolejinde okumuş. Oxford Üniversitesinde ise Yeniçağ tarihini bitirip İstanbul’a dönünce çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazmaya başlamış. Karikatürler çizmiş. Çizgi romanları yazmış. Cumhuriyetin ilanından sonra asker kaçaklığıyla ilgili bir yazısı yüzünden 3 yıl kalebentlik cezasına çarptırılışmış ve Bodrum’a sürülmüş. Bodrum’da bir buçuk yıl kaldıktan sonra cezasının geri kalanını İstanbul’da tamamlasa da aşık olduğu Bodrum’a geri dönmüş ve 25 yılını burada geçirmiş. Eserlerinin birçoğunu burada yazmış. Çocukları ortaokul çağına geldiğinde ise Bodrum’da ortaokul olmadığı için İzmir’e taşınmak zorunda kalmış. Taşınsa da Cevat Şakir’in aklı hep Bodrum’da kalmış. Öyle sevmiş ki Bodrum’u, ölünce oraya gömülmek istemiş. Oğlu ise sık sık ziyaret edebilmek için İzmir’e gömelim demiş. Cevat Şakir ‘’İstemem yahu. Bodrum’u severim bilirsin. Beni ziyaret için çocuklar ara sıra da olsa gezmiş, hava almış olurlar. Zaten ben saygı duruşu isteyecek değilim ya. Balıkçı ’ya bir Merhaba yaraşır.” Dedikten sonra bunun üzerine çocuklarının diyecek sözü kalmamış ve 1973 yılında ölünce Bodrum’a gömülmüş. Bodrum’un nasıl kurulduğundan, hangi medeniyetlere ev sahipliği yaptığından, önemli isimlerinden sonra Bodrum nasıl bu kadar ünlendi. Dünyaca ünlü isimler için bile gidilecek yer haline geldi diye hiç düşündünüz mü. Ozaman AHMET ERTEGÜN'ü tanıyalım... 

Ahmet Ertegün 
Ray Charles, The Rolling Stones, Led Zeppelin, Eɾic Claρton, Aɾetha Fɾanklin ve gibi önemli isimleri müzik dünyasına kazandıran Atlantik Recoɾds’un kurucusu.16 yaşındayken pop müzik uzmanı kadar bilgeye sahipmiş.18 yaşına geldiğinde 50 bin adet plağı varmış. Stüdyolarında ilk ‘’The Rose of the Rio Grande’’ adlı albümü kaydettiler ardından Stick Mchgee’ye ait “Drinkin’ Wine Spo Dee O Dee” isimli albüm 1 milyon satarak ilk hitleri olmuş. Kimlerle çalışmamış ki; John Coltrane ilk albümünün kaydını onla yapmış. Ray Charles’ı keşfederek ilk albümünü onun şirketi çıkarmış. Lep Zepplin grubunu da keşfeden kendisi ve onlarla fazlasıyla ilgilenmiş ve yol göstermiş. Miles Davis, Ella Fitzgerald, Genesis ve daha birçok ismi müzik dünyasına kazandırmış. Ayrıca ‘’Üsküdar’a Gider iken’’ şarkısını Amerikan kültürüne sevdirmeyi başarmış. Sadece müzikte ki başarıyla kalmamış. Amerikay’a futbolu götüren ilk kişi olarak New York Cosmos takımının kurucalarından birisi de kendisi. Takıma bilin bakalım hangi isimleri getirmiş, Pele ve Franz Beckenbauer gibi efsane isimlerle çalışmış. Türkiye’nin tanıtımı için gönüllü kültür elçisi olmuş. Bodrum’u nasıl tanıtmış. Ahmet Ertegün Bodrum’da bir evi varmış ve bu eve dünyaca ünlü isimleri sürekli davet ediyormuş ve onları Bodrum’da ağırlıyormuş. Bu sayede de birçok kişi Bodrum’u tanıma fırsatı bulmuş ve zamanla burası yerli, yabancı birçok ünlünün tatil mekanı haline gelmiş.

BODRUM PARA HARCAMA
Bodrum ‘un sanıldığının aksine sadece lüks yerler, pahalı restoranlardan ibaret değil. Hangi kesimden kendinizi görürseniz görün kesenize göre seçenek bulmanız kolay. Dolar uçup gidiyor, siz okurken artık bunlar geçerli olamayabilir...
  • Sabah kahvaltısı 6 liraya çay, simit yapabilirsiniz.
  • Porsiyon börek çeşitleri ortalama 15 lira civarında.
  • Belediye tesislerinde kahvaltı tabağı + çay fiyatı ise 19 liradan başlıyor.
  • Öğle ve Akşam yemeği: Doyurucu ve lezzetli ızgara tabakları 35 liradan.
  • Lezzetli küçük boy pizzalar 30 liradan başlıyor.
  • Ama güzel bir balıkçıda, mazeli alkollü  bir yemek yerdesiz kişi başı 250 TL.
NE ZAMAN GİDİLİR
  • Temmuz  Ağustos ayı Bodrum’un en popüler zamanı. İlla bu dönemde gelecekseniz kalabalıkları ve kabarık fiyatları karşılamaya hazır olun.
  • Bayramda Bodrum  Bargilya, Güvercinlik, Yalıçiftlik, Kızılağaç tarafları daha nefes alınabilir olacaktır. Bayram tatili yaz tatiline denk gelmiyorsa sorun yok.
  • Eylül  Ocak tadından yenmez. Ekim ortasına kadar çıkınca biraz üşünülürse de denize girmek mümkün. 
  • Ekim’den sonra da Bodrum’da havalar çok güzel. Hala yüzen oluyor. Pırıl pırıl bir güneş, akşama kadar uzun kollu gerektirmiyor. Bir de Ekim gibi mandalina sezonu başlıyor, ağaçlar mandalinadan eğiliyor, oluyor bi güzel, bi mis kokulu. Bence Bodrum’un en güzel zamanı bu dönem. Hava güzel, sokaklar tenha. Flamingolar bile bu dönemde Bodrum’a geliyor.
  • Şubat  Mart  Arada sıkı yağmur yağsa da, genelde gündüzleri güneşli oluyor ama akşamları  üşütüyor. Bodrum merkez dışında pek bir yerde hayat olmuyor.
  • Nisan  Mayıs & Haziran  Mayıs itibariyle havalar denize girmeye izin veriyor ama deniz 17 derecelik suyuyla durumu bilmemezlikten geliyor.
  • Haziran’daysa zaten yaz başlamış oluyor ve sezon kapılarını açıyor, ama okullar kapandıktan 1 - 2 hafta sonraya kadar korkulacak bir durum yok.
GEZİLECEK MEKANLAR

Bodrum çok geniş bir coğrafyaya yayılmış bir yerleşim olduğundan olmazsa  olmazınız araba şart. Minibüslerle idare edilebilir fakat mesafeler de çok olduğundan, indi bindilerle çok zaman kaybedersiniz. Kendinizi taksiye emanet ederseniz maaşınızı bırakabilirsiniz. Kendi arabanızla gelmiyorsanız bir araba kiralamak taksi ile gezmekten çok daha karlı ve pratik olacaktır. Favori gezilecek en güzel yer, restoran ve aktivite önerilerini aşağıdaki haritadan inceleyebilirsiniz.
  1. Lagün Fish Restaurant                                      17. Bitez
  2. Bargilya Restoran                                             18. Savra Bodrum
  3. Doy Doy Balık Restoran                                  19. Aspat Termera Resort
  4. Etrim Köyü                                                       20. Mandarin Oriental, Bodrum    
  5. Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum          21. Costa Farilya Special Class Hotel Bodrum      
  6. The Marmara Bodrum                                      22. Midyeci Şehmus Ustanın Yeri
  7. Zeki Müren Sanat Müzesi                                23. Havva Ana kahvaltı evi
  8. Mos Tatlı Müzesi                                              24. Xuma Village & Beach
  9. Halikarnas Mozolesi                                         25. Pal marina Bodrum
10. Katip Bar                                                          26. Gelato Pioppo    
11. Mahmut Kaptan                                                27. Misket Hotel 
12. Adamik                                                             28. Limon Gümüşlük
13. Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi                    29. Jazz Cafe   
14. Artunç Otel                                                       30. Kara kaya Köyü                                   
15. Bodrum Kalesi                                                  31. Tel dolap
16. Kısmet Lokantası                                                 

BODRUM KOYLARI ve PLAJLARI

Bodrum da denize girmek Bodrum’da yapılacak en keyifli şey. 71 mavi bayraklı koyu olan Bodrum sahilleri biraz köşe kapmaca olduğu için biz daha az bilinen, daha doğal yerler benim için daha kıymetli. Denizi güzel, tenha ve betonlaşmamış kıyıları hala var. Tabi şimdilik. En güzel koylar ve plajları Bodrum Plajları başlığında ki yazımda bulabilirsiniz. 

BODRUM KOYLARI ve PLAJLARI İÇİN TIKLAYIN

BODRUM KALESİ 
3 tarafı denizle çevrili olan Bodrum Kalesi’nin üzerine kurulu olduğu yer, antik çağda önce adaymış. Sonrasında karayla bağlanarak yarımadaya dönüşmüş. İki tarafında Bodrum’un kalbini oluşturan iki koca koy ve liman bulunuyor. 1406 1523 yılları arasında St. Jean şövalyelerinin kalesi olarak kare şeklinde inşa edilmiştir. Kalede 5 tane kule var. En uzunları 47,50 metre yükseklikteki Fransız kulesi olmak üzere, İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, İngiliz Kulesi ve Yılanlı Kule.

Kalenin kara ile bağlantılı olduğu cephedeki duvarlar çift kat örülmüş. Denize bakan doğu duvarlarında bu kuvvetlendirme yapılmamış çünkü şövalyeler denizden gelecek bir saldırı karşısında donanmaların iyi savunacağından eminmiş. Deniz savaşları konusunda iddialı oldukları için deniz surlarını kara surları kadar güçlündirmemişler. Yine bu sebepten, iç kaleye ulaşmak için 7 kapı koyarak daha kontrollü hale getirmişler. Kapıların bir tanesinde 16 yüzyıldan kalma Yunanca bir yazı vardır. Üzerinde, casusluk yapılanların cezalandırılacağı yazar.

Kalede 14 adet sarnıç bulunur. Kale kuşatma altındayken su ihtiyacı bu sarnıçlardan karşılanıyormuş. 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos fethedilince, şövalyeler kaleyi terk etmeye zorlanmış ve kaleye bir cami eklenmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında Fransız topçu ateşinde cami minaresi yıkılmış. 1997 yılında minare tekrar inşa edilmiş. 1960 yılında kalenin restorasyonuna başlanmış ve kale günümüzde Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır ve bölgedeki batıklardan çıkarılan eserler burada sergilenmektedir. Aynı zamanda zamanında deniz suyu doldurulan kale hendeklerinden biri bugün tiyatro oyunlarının sergilendiği bir festival alanı olarak kullanılmakta.
  • Otel  The Marmara Bodrum Güzel kale manzarasına sahip , mükemmel bir tasarım ve servisleri oldukça iyi. Konum 
  • Yemek  Marina Yacht Club Yaz akşamları canlı çalan gruplarıyla ve elbette kale manzarası ile Bodrum merkezdeki en klas, standartını senelerdir en iyi koruyan yerlerinden. Dünya mutfağı sunuyor.  Konum 
  • Bistro Marina  Marina Yacht Club’ın üst katındaki Marina Bistro’nun uzmanlık alanını  kebapları ile nam salan restoran yukarıda olduğu için manzarası çok daha güzel Konum 
  • Kahve  Denizciler Derneği Kahvesi  Kalenin hemen çıkışındaki çay bahçesi Bodrum’un direnen değerlerinden, bir Bodrum klasiği. Nostalji yapmak için tatlı bir yer. Üstelik dernek işlettiği için fiyatlar da çok makul. Konum 
SU ALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ
Sualtı Arkeoloji konusunda Türkiye’de tek dünyada sayılı müzeler arasında yer alır. Dünyanın en eski batığı olan ‘’Uluburun Batığı’’ bu müzede sergilenmekte. 3.300 yıl önce batan Likya Ticaret Gemisi Uluburun Genç Tunç Devrine aittir. 15 metre uzunluğunda 5 metre genişliğindedir. Bu gemi limana çok kısa bir mesafe kala alabora olmuş. Öyle ki batık 60 metre açıkta bulunmuş. Bu batığın önemli özelliklerinden biri de çıkış ve varış yeri bilinen bir gemi olması. Çıkış yerinin Mısır olduğu düşünülüyor çünkü gemide Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin mührü ve geminin burun kısmında altın kaplamalı Nefertiti heykeli bulunuyor. Bu da bize Mısır’ın önemli ticaret gemisi olduğunu gösteriyor. Gemiden çıkartılanlarda bunu destekler nitelikte. Gemide 175 cam külçe bulunmuş, külçe ki bu külçeler bilinen en eski ve eksiksiz cam külçeler oldukları için oldukça önemliler. Ayrıca batıkta fil dişleri, su aygırı dişleri, vazo ve müzik aleti yapımında kullanılan deve kuşu yumurtaları ve kaplumbağalar bulunmuş. Hammad de olarak kullanılan bu malzemelerin dışında altın kadeh, altın takılar, altından fayanslar, kap kaçaklar, yiyecek tohumları bulunmuş. Bütün bunlar geçmişteki ticareti, kültürleri ve o zamanın özelliklerini bizim anlamamızı sağlıyor. Bu önemli batığı görmek size tarihte yolculuk yapmış hissini tattıracak.

Bu arada geminin ahşapları geçen bin yıllar içinde çürüdüğü için orijinaline sadık kalınarak yapılan maketi de müzede sergilenmekte.Tek batık Uluburun değil; Finike Gelidonya Burnu batığı, Bodrum Yassıada batığı, Roma Tüccar gemisi, Şeytan Deresi Batığı, Marmaris Serçe Limanı batığı ve Tektaş Batığı. Bütün bu batıklardan çıkartılan eserleri Su Altı Arkeoloji Müzesi’nde görmeniz mümkün.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Giriş Ücreti ve Çalışma Saatleri
Giriş 20 lira ama 65 yaş üstü ve 18 yaş altına ücretsiz. 
Pazartesi günleri dışında her gün 9.00 - 19.00 saatleri arasında açık.

Adres: Çarşı, 48400 Bodrum / Muğla Tel: (0252) 316 25 16 Konum için tıklayın. Arkeoloji müzesi de Bodrum Kalesinin içerisinde yer alıyor.

SU ALTI ARKEOLOJİ ENSTİTÜSÜ
1958 yılında bir dalgıç bu bölgeyi ziyaret ederken sünger dalgıçlarından bir gemi batığı olduğunu öğreniyor. Bundan 2 yıl sonra George Bass önderliğindeki ekip Gelidonya batığına kazısını yaparak dünyanın ilk bilimsel su altı kazısını yapmış oldular. Bu projeyle birlikte George Bass Texas Üniversitesi bünyesinde Su altı Arkeoloji Enstitüsü kurmuş ve enstitü o zamandan bu yana birçok gemi batığı kazısı yaparak deniz altındaki gizemleri ortaya çıkarmıştır
Buraya Su altı Arkeoloji Müzesinin mutfağı demek daha doğru olur. Batıklardan çıkartılan eserler burada yıllar süren işlemlerle restore edilerek, su altında kalmanın verdiği tahribattan kurtarılarak sergilenecek şekle getiriliyor. Ardından eserler müzeye teslim ediliyor. Sizin de arkeoloji ve su altı arkeolojisine özel ilginiz varsa batıkların nasıl çıkarıldığını öğrenmek, bilgi almak isterseniz Enstitüyü ziyaret edebilirsiniz.
  • Özellikle de kütüphanesini görmenizi gerekli. Bodrum’un en güzel binası
  • Burası müze değildir. Bu sebeple hiçbir eser burada sergilenmemektedir. Ancak, su altı batıklarına özel ilginiz varsa size, müzede sergilenme aşamasına gelene kadar enstitüde neler yaptıklarını anlatabilirler.
  • Ayrıca enstitüdeki kütüphanede su altı arkeolojisi ve arkeoloji alanında çok eski zamanlara ve eski bulguların yer aldığı kıymetli kitaplar var. Bu alanda araştırma yapan ya da özel ilgisi olan herkes kütüphaneden ücretsiz olarak faydalanabilir. Ya da buradaki kitaplardaki biri size lazım oldu fakat gelemiyorsunuz enstitü size kitabın PDF'ini mail olarak gönderebiliyor sadece onlardan bunu rica etmeniz yeterli. 
  • Kütüphane haftaiçi 09.00 - 12.00 ile 13.00 - 17.00 saatleri arasında açıktır.
  • Arkeoloji ya da seramik öğrencisi iseniz burada staj imkanı da bulabilirsiniz.
Adres: Su altı Sokak No: 2 Bodrum - Muğla 48400 Tel: (979) 845 66 94 Konum için tıklayın.

HALİKARNAS MOZELESİ
Bodrum tarihi açıdan da kıymetli bir yer. Dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi, dünyanın en önemli su altı batığı burada. Deprem sebebiyle yerle bir olan Halikarnas Mozolesinden geriye pek bir şey kalmadıysa da su altından çıkartılan tarihi eserlerin sergilendiği Su altı Arkeoloji Müzesi ve müzenin de içinde yer aldığı kale gerçekten etkileyici güzellikte. 
Halikarnas Mozolesi, Kraliçe Artemisia tarafından Karya Kralı Mausolos için yaptırılmış bir anıt mezardır ve dünyanın yedi harikasından biri olma özelliğini taşımaktadır. Mozolenin içi Bodrum evlerini andırmaktadır. Kolonlarıyla Yunan, piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini birleştiren farklı bir mimarisi vardır. Bu özelliği, ondan sonra yapılan anıt mezarlara mozole denmesini sağlamıştır. Ama maalesef 15. yy’daki depremle yıkılmış ve Saint Jean şövalyeleri Bodrum’a geldiklerinde mozoleyi yıkık bir şekilde bulmuş ve orayı taş ocağı olarak kullanıp Bodrum Kalesinin yapımında buradaki taşları kullanmış. Böylelikle mozolenin kalan kısımları da tahrip olmuş, günümüzde de açık hava müzesi olarak düzenlenmiş.
Mozole basit bir anıt mezar olarak görülse de oldukça fazla mimarlık bilgisi bilmeyi gerektirdiği için birçok bilim adamı için hala incelemeye değer bir eser. Sadece dış görünüşle değil iç yapısıyla da oldukça dikkat çekici, içerisinde ilginç tüneller bulunuyor ve söylenenlere göre bu tüneller Artemis tapınağı ve Amfi tiyatroya kadar devam ediyormuş. Bu kadar gizemli oluşu geçmişte maalesef tarihi eser kaçakçılarının da dikkatini çekmiş ve mozolenin iç yapılarının bir kısmı oldukça zarar görmüş. Şu anda koruma altında olduğu için artık tahribat yok mevcut yapı dikkatle korunmaya çalışılıyor.

Adres: Tepecik, 48440 Bodrum / Muğla Konum için tıklayın.

FLAMİNGO
 Lagün restoranın konumuna tıkladınız mı suyun üzerinden giden bir kara yolu göreceksiniz. Lagünün iki yakasını ortasındaki adanın üzerinden geçerek bağlayan bir köprü değil, kara yolu var. İşte burası insanı hayran bırakacak güzellikte. Bi de adada yıkık eski bir taş ev var. Kış aylarında burayı göçmen flamingolar da tercih ediyor. 

GÜMÜŞLÜK

Kısaca Bohem Ama Biraz Da Piyasa Gümüşlük. Yazın çok piyasa oluyor diye Gümüşlük’ü kötüleyenler, haklısınız ama öldürmeyin. İyi günde de, kötü günde de seviyoruz biz onu ama sezon dışında tabiki. Şehirden kaçan yazarlar ve çizerlerin Gümüşlük’te toplanması ile burada yeşeren bohem ruh, yazın tatilci istilası ile hırpalansa da yine de  mutluluk veriyor.

Lagün ve Güvercinlik varken bize başka balıkçı beğendirmek zor olsa da denenmeye değer nitelikte lokantalarda var. Biz Gümüşlük’te yürüyüş yapmayı, ayaklarımız denizde, biramız elimizde Jazz Cafe‘de müzik dinlemeyi, Cadı’da incik boncuk bakmayı, akşam da Limon‘a gitmeyi seviyoruz. Bu arada, enerji konularına inanıyorsanız, Gümüşlük dünyadaki enerji kapılarından biriymiş. Yersen :)
  • Gümüşlük deniz manzaralı doğa yürüyüşleri için de mükemmel. 45 - 50 dakikalık yürüyüşle Bayraklı tepe’ye çıkın, Turgutreis yönüne adaçayı kokuları, ada manzaraları, ve otlamaya salınmış inekler eşliğinde yürüyün. Sonrasında Gümüşlük’te MOS‘ta (Museum Of Sweets) bir cheesecake yediniz mi yemede yanında yat. Akşam da buralardaysanız Off Gümüşlük‘te harika bir canlı performans yakalayabilirsiniz.
  • Limon (Gümüşlük) Bir incir ağacının altında bir ömür hayat geçirmeyi istediğimiz yer desem çok mu olur. evet çok olur ülkemizin bir çok yerinde çok fazla ömür geçirilecek yer var . O yüzden günü güzel geçirin gitsin. Ama İnsanı ince ince öldüren yer diye tasvir ettiğimiz mekan. Limon, bahçe içinde, kabak gibi Gümüşlük ve Myndos manzaralı, minnoş mu minnoş, leziz mi leziz bir restoran. Salaş görünüp alttan alttan şık olan yerlerden. Menüsü Ege mezeleri ile et yemeklerini birleştiriyor. Hem kahvaltı, hem de akşam yemeği ile meşhur. Aman karanlığa kalıpta şahane gün batımını kaçırmayın. Rezervasyon şart. 
  • Tel: (0252) 394 40 44, (0554) 740 62 60 Konum için tıklayın.
  • Tömbekçi, Bahçedeki gel inciklerden gelincik şurubu, incirlerden incirli vodka, komşu bahçelerde yetişen çileklerden, vişneler'den likör, kekiklerden çay içebileceğiz yer.
  • Tel Dolap (Gümüşlük) Limon’dan bile iddialı manzarası olan Tel Dolap İstanbul’dan ekolojik bir dükkan işletirken, Bodrum’a firar etmeye karar veren bir aile tarafından kurulmuş. Doğa ile ahenk içinde olsun diye, bulundukları dağı dinamitle patlatarak elde ettikleri taşlar ile binalarını inşa etmişler. Akdeniz iki yakasını bir sofrada harmanlayan menüsü ve manzarası ile Gümüşlük’ün yeni keyif mekanı. Arada canlı müzik de var.

Adres: Karakaya Köyü mahallesi, 1041 sokak no:16 Gümüşlük, Tel: +90 252 394 37 29 Web Sitesi: www.teldolaprestaurant.com 
Konum için tıklayın.

KARA KAYA KÖYÜ

Karakaya zamanında korsanlardan gizlendiğinden biraz ıssızsa. Gümüşlük’ün Peksimet Dağ’nın sırtlarındaki köy tahminen 16. yy’da korsanlardan korunmak isteyen yerliler tarafından yapılmış. Denizden yarım kilometre kadar içeride ve koya hakim bir tepeye yapılmasının sebebi de bu. 

O zaman böyle kabak gibi ortalıkta durmuyormuş, evlerin üzerini kerpiç ve otlarla kapatıyorlarmış. Terk edilmiş harabe halindeki köye yabancıların ilgi duyup ev almaları ile bundan takriben 35 sene önce köyde hayat tekrar başlamış. Köydeki 60’a yakın evin yarısı şu an yerli ve yabancı sahiplerince restore edilmiş durumda. Köyün girişine de iki tane tabela asmışlar; biri köye araçla girmenin diğeri ise köyde sigara içmenin yasak olduğu. Taş evler dışında bir şey yok. Hatta bakkal bile yok. Ama Gümüşlük’ten Yalıkavak’a giderken yolunuzun üzerinde sayılır. Görmekte fayda var.

DALIŞ
Aslında bakarsanız Bodrum öyle pek de süper bir dalış noktası değil, hatta Kaş’ta dalış ile karşılaştırdığınız da bayağı bir hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Çoraklaşmış bir deniz ve balık göremeyeceksiniz. Ama bi sürü dalış teknesi bu işten ekmek yiyor tabi. Eğer dalışa ilginiz varsa burada bu amaçla batırılmış bir uçak bulunuyor. Her ne kadar suni bir batık olsa da keyifli bir manzara. Dalacaksanız oraya giden turları tercih edin deriz.
Dalış eğitimi olmayanlara hocalar keşif dalışı yaptırıyorlar. Blue Escape adlı bir dalış okulu büyük resif ve küçük resif adlı iki noktaya dalış turu düzenliyor. Ayrıca iki ayrı batığa da dalış yapıyorlar. Biri C - 47 Dakota savaş uçağı, diğeri de SG115 sahil güvenlik teknesi. Serbest dalış öğrenmenin gerçekten hayatınızda kendinize katabileceğiniz kelimenin her anlamıyla en derin tecrübelerden olduğunu söyleyebiliriz. Böyle insanı mental olarak geliştiren, kendini aşmasına yardım eden bir şey yok.

BİSİKLET
Temmuz ve Ağustosta binmemekte fayda var. Eylül’den  Mayıs sonuna kadar  yemyeşil dağlar, terk edilmiş binalar ve ton ton köylülerin yaşadığı köyler var. Bir sürü sebep var bisiklete binmek için. Mumcular ve Kızılağaç tarafları bisiklete binmek için ideal yerler. Etrim Köyü de bu taraflarda.
  • Erkan Şehirli  Bisiklet ve trekking rehberi. Bisiklet kiralamak ve rehberlik hizmeti için arayabilirsiniz. Yeri Bodrum’da, tüm bölgeye tur düzenliyor. 0532 276 25 74
  • Bodrum merkezde bisiklet kiralamak isterseniz NeO Bisiklet ile görüşebilirsiniz: 0533 215 07 44.
  • Ya da Bodrum Bisiklet Kulübü‘nün düzenlediği turlara katılarak hem bisiklet dayanışması çemberine girebilir, hem de organize bir turun kaymağını yiyebilirsiniz. Ayrıca kiralama için de yönlendirme yapacaklardır.
YALIKAVAK

Yalıkavak ve Türkbükü Bodrum’un İstanbul hali, kabul edelim ki Bodrum’un en şık mekanları buradalar. Yazın buraları ve ünlülerini anlata anlata bitiremeyen paparazzi programları muhtemelen buraları merak ettirme konusunda kışkırtıcılar. Yalıkavak uzak ama sırtlarındaki manzara görülmeye değer.

Yalıkavak, Bodrum yarımadasının kuzeybatı ucunda bulunmakta ve Bodrum merkeze yaklaşık 18 km. uzaklıkta yer almakta. Popüler bir tatil merkezi olan Yalıkavak, yel değirmenleri, balı, süngeri ve narenciyesiyle ünlü. Geçmiş dönemde en ünlü sünger avcıları Yalıkavak’tan çıkmış.“Sahildeki kavak” anlamına gelen Yalıkavak, manasının aksine adını yöredeki meşe ağaçlarından almış. Beldenin en çekici yanlarından birisi de bölgedeki antik yapıların restorasyonu sonucu kullanılır hale getirilmiş olması.

  • Yalıkavak çevresinde yaşayan sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir alana dönüştürülen eski su sarnıcı, bu yapıların en göze çarpanıdır. Diğer bir örnek ise hediyelik eşya dükkanına dönüştürülen eski bir zeytinyağı fabrikası. 
  • Yalıkavak’ta denize girmek ve güneşlenmek için güzel plajlar mevcuttur. Yalıkavak Halk Plajı‘nda ücretsiz olarak denize girebilirsiniz. Aynı zamanda bölgenin doğal güzellikleri de ziyaretçileri büyülemekte. Pafla Koyu, Tilkicik Koyu ve Ağaçbaşı Koyu görülmeye değer.
  • Yalıkavak, aynı zamanda çok rüzgar alan bir bölge olmasıyla birlikte Bodrum yarımadasının popüler sörf merkezlerinin başında geliyor. 
  • Yel Değirmenler Yalıkavak sırtlarında hakim tepelerde ve sahilde bulunan yel değirmenleri de yine Yalıkavak’ta gezip görülmeye değer yerler arasında popüler olanlardan. Burada bulunan çok sayıdaki tarihi yel değirmenleri, beldenin ne kadar rüzgar aldığının bir göstergesi.
  • Yakın Köyler Yalıkavak civarında bulunan Sandima Köyü, yıkık dökük taş evlerin bulunduğu ve daha çok doğa yürüyüşleri için tercih edilen noktalardan birisi. Yine Geriş köyü de, muhteşem manzarası ve harika mimariye sahip evleriyle görülmeye değer.
Yalıkavak’a Ulaşım
  • Yalıkavak, Bodrum merkezine yaklaşık 18,5 km., Bodrum Milas Havaalimanı’na ise 52,5 km. Bodrum Milas Havalimanı‘ndan HAVAŞ ile sırasıyla Güvercinlik, Torba yolu ve Bodrum Otogar’a (çift yönlü) otobüs seferleri var.
  • HAVAŞ ile Bodrum şehir merkezine yolculuk, trafiğe bağlı olarak yaklaşık 45 dakika sürüyor ve bilet ücreti 17,50 TL. Ayrıca Bodrum merkezinden Yalıkavak’a dolmuş seferleri de var ve ulaşım yaklaşık 25 dakika sürüyor.
  • Yalıkavak’a taksi ile ulaşım sağlamak da mümkün. Muğla bölgesi ve Bodrum’da artık “mesafe kat edildikçe azalan taksimetre” tarifesi uygulanıyor. Buna göre Bodrum merkezinden Yalıkavak’a taksi ücreti yaklaşık 70 TL, Bodrum Milas Havaalimanı’ndan Yalıkavak’a taksi ücreti ise yaklaşık 97,5 TL.
TÜRKBÜKÜ
Öncelikle Türkbükü’nü gerçekten hiç arkanıza bakmadan pas geçin demek istemekle birlikte denizine laf söylememiz ne mümkün. Dümdüz, pırıl pırıl. Eskiden yolu bile yoktu, denizden gelirdik. O zamanlar sadece bir iskele, biz gözlemeci, bi de mısırcı vardı. Şimdi tanınmaz halde olsa da denizi hala çok güzel. Ama bütün sahil parsellendiği için illa bir işletme bünyesinde denize girmeniz gerekiyor. Hani şu lahmacun ayrana seneler önce 75 TL almasıyla gündem olan yerler.
  • The White Rabbit Style  Kendi çiftliğinden organik ürünler sunan serpme kahvaltısı ile öne çıkan bir mekan. Konum için tıklayın.
  • Le Kabbak  Bodrumlu markalar arasında en sevdiklerimizden olan Le Kabbak su kabaklarını oyarak abajur gibi ev süsleri yapıyor. Aynı zamanda ahşap işçiliğinden deniz kabuklarına çeşit çeşit hediyelik eşya türevi var. 
  • Midye Şehmus Usta’nın yeri. Envai çeşit midye yemeğine yumulabilirsiniz. Fiyatlar da makul. 
MANDALİNA BAHÇELERİ
Ekim ve Kasım aylarında gelenler ise yaşadı. Buram buram kokan mandalina bahçelerinde dolaşma zevkini yakalayacaklar. Hava da mükemmel oluyor. Motor ya da bisikletle kapın, ya da arabanın camlarının hepsini açın, bahçeler arasında rotasız dolanın.

WİNDSURF

Bodrum’un özellikle kuzey kıyıları rüzgarı ile meşhur. Hatta o kadar ki normalde yel değirmenlerini dağ tepelerini kurarlarmış yüksekler iyi estiği için, ama Yalıkavak taraflarında deniz seviyesi bile uçtuğundan hemen kıyıya koyuvermişler. Yani öğrenmek isterseniz devamlı rüzgarı ile ideal yerler var. Türkiye şampiyonu Lena Erdil’in burada çalıştığını ve kendisinin da bir okulu olduğunu söylemeden geçmeyelim. Bodrum’daki tüm windsurf okullarını ve eğitim bilgilerini Windsurf Okulları sitesinde bulabilirsiniz.

TEKNE TURU

Günübirlik tur teknelerini kastetmiyoruz.
Günübirlik özel tekne tutmak masraflı oluyor gibi gözükse de aslında daha hesaplı. 6 - 7 kişiyi topladınız mı güzel servis veren ufak bir tekneyi kapatabilecek kadar kişi başı maliyetler düşüyor ve servis kalitesi orantısızca artıyor. Günübirlik tekne turlarına katılmak hem kalabalık hem kalitesiz servis ve cabası. Üç kuruş fazla ver tatilin zehir olmasın.
Bizim tekne turu için naçizane tavsiyemiz Bodrum’un popüler beldelerinden binmemeniz. (pişman olacağınız garanti) Çünkü turcular fazla masraf olmasın diye uzaklara gitmeyi tercih etmediklerinden hepsi peş peşe aynı koylara gidiyorlar. O zaman da hep insan kalabalığı içinde olacaksam ne diye tekne tuttum diyor insan.Önerimiz Torba’dan ve Yalıçiftlik tarafından kalkan tekneler ile hareket etmeniz en doğrusu.

ETRİM KÖYÜ
Etrim Köyü, Mumcular’da geçimini kilim ve halı dokuyarak kazanan tatlı bir köy. Geleneksel hayat birçok yönü ile devam ediyor. Şalvarlı teyzelerin yer sofralarında yemek yiyip, dokuma tezgahlarını gezebilir, hatta dokuma dersleri bile alabilirsiniz. Buraya kadar gelmişken Mazı’ya inip sakin koyda deniz keyfi yapın, dönüşte de Güvercinlik veya Bargilya’da mutlaka rakı balık deneyin derim..

ZEKİ MÜREN

Bodrum denince akla gelen önemli isimlerden biri de tabi ki ‘’sanat güneşimiz’’ Zeki Müren. Kendine has tavrıyla, duruşuyla, düzgün Türkçesiyle hepimizi kendine hayran bırakmış, ölümünün üzerinden onca yıl geçmesine rağmen dilimizden düşürmediğimiz sesiyle kulaklarımızın pasını sildiğimiz, şarkılarıyla kah hüzünlenip kah mutlu olduğumuz güzide sanatçı.

MÜZİK İÇİN TIKLA

O da Bodrum aşığı. Hayatının son 6 yılını Bodrum’da inzivaya çekilerek, ruhunu dinlendirerek geçirdi. Ölümünün ardından ise Kültür Baklanlığı Zeki Müren’in Bodrum’daki evinin müzeye dönüştürdü.

Sağlığında evin sadece alt katını kullandığı için o dönem yaşadığı şekliyle alt kat düzenlenmiş üst kat ise müze yapılarak eşyaları, döneminde çok fazla dikkat çeken kıyafetleri, kendi yaptığı tabloları burada sergileniyor ve yılda çok fazla turist tarafından ziyaret ediliyor

Adres: Kumbahçe, 48400 Bodrum / Muğla Tel: (0252) 313 19 39 Konum için tıklayın.
Giriş Ücreti ve Çalışma Saatleri
Müzeye giriş: 5 TL
Yazın açılış - kapanış saatleri: 08.00- 19.00
Kışın açılış - kapanış saatleri: 08.00-17.00

KARİA YOLU
Karia Yolu ülkemizin 4 tematik yolundan biri. Aydın ve Muğla’da örülü rotaların toplamı 820 kilometre. Bu koca ağın bir iki ayağı da Bodrum’da. Trekking sevenler Likya yolunun bir benzeri olan Karia yolu keşfedilmeyi bekliyor. Karia yolu Muğla ve Aydın illerini kapsayan 820 km’lik bir trekking rotası ve 4 etaptan oluşuyor. Adını da antik çağda bu bölgede yaşamış Karia medeniyetinden alıyor. İlk etap, Dalyan’dan başlıyor Sarnıçta bitiyor ve 38 km. 2. Etap, Gerga antik şehrinden başlayıp Ören’de son buluyor ve 36 km.’’ Son etaplar (3. ve 4. rota) Bodrum sınırlarında. Karia yolunun bu etapları Bodrumun bakir koylardan biri olan, Mazı’dan başlayıp Torba’ya kadar devam eden birkaç rotadan oluşuyor.

İlk rotamız; Mazı - Kisse Bükü - Çiftlik arası 27 km’lik rota. Bu rota üzerinde birçok bakir koy göreceksiniz. Yemyeşil meşe ve zeytin ağaçları yol boyunca size eşlik edecek hatta bazı yerlerde ağaçlardan gökyüzünü göremeyeceksiniz. Sıcaktan bunalıp yorulduğunuzu hissettiğinizde karşınıza Kisse Bükü koyu çıkacak ve kendinizi suya atmak için sabırsızlanacaksınız. Bu ferahlama molası sizin yolun geri kalanında dinç tutacak ve daha çok keyif almanızı, yeşilin tadını çıkarmanızı sağlayacak. Günün sonunda ise hem yeşile hem de denize doymuş hissedeceksiniz.
İkinci rotamız ise; Çiftlik-Kızılağaç-Bodrum arası 21 km’lik rota. Yemyeşil çam ve badem ağaçlarının, rengârenk bitkilerin olduğu bu rotada mis gibi çiçek kokuları size eşlik edecek. Yolda yürürken etraftaki güzellikleri seyretmekten zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Yorulduğunuzu fark ettiğiniz de ise zeytin ve çam ağaçları gölgeliğiniz olacak. Bu keyifli yürüyüşün sonunda da kendinizi ister Bodrum’da denizin serin sularına bırakarak ister Bodrum Kalesi’nde gün batımını seyrederek ödüllendirebilirsiniz.
Başka bir rota da, Bodrum Pedasa - Gebe Kilisesi - Torba arası, 12 km süren yol da hem antik kent görüp, hem de deniz seyrine doyabilirsiniz. Bodrum’dan başlayan rota da yürüyüş sırasında Turgutreis, Yalıkavak koylarını seyredebilirsiniz. Bu güzel manzaradan sonra kendiniz Pedasa Antik Kentinde bulucaksınız. Antik kenti gezdikten sonra yanında Gebe Kilisesine ulaşacaksınız. Kilise denildiğine bakmayın aslında kilise değil Leleglere özgü kümbet benzeri büyük yapıların birbiri üzerine koyularak yapılmış Türbe şeklinde mezarlar. Bu mezarın içerisine de girip çıktıktan sonra Torba’ya devam edebilirsiniz. Ama bu rotada şöyle bir sıkıntı var Gebe kilisesinden sonra yoğun makiler patikaları kapatmış ve inmeyi zorlaştıracak durumda olabiliyorlar. Bu sebeple Torba’ya iniş kısmı sizi biraz yorabilir. Ama Torba’ya geldiğinizde  denize girip belediye tesisinde yemek yiyip soluklanabilirsiniz.
Dikkat Edilmesi Gerekenler 
  • Rotalar üzerinde su sıkıntısı çekebilirsiniz bu sebeple yanınızda minimum 2 litre su bulunsun. 
  • Bazı yollarda oynak taşlar olabilir özellikle kızılağaç - çiftlik arasında ayak burkulması yaşamamak için dikkat etmek de fayda var. 
  • Rotalar da kırmızı beyaz işaretlemeler var size onlar yardımcı olacaktır. 
  • Güzergâhınız üzerinde eğer çadır kampı yapacaksanız su kenarlarında yapmamaya özen gösterin ki yabani hayvanlarla karşılaşmak zorunda kalmayın. 
  • Ateş yakmayın çünkü çam ağaçları ve kozalaklar olduğu için çok hızlı alev alabilir ve birden yangın çıkabilir. 
  • Karia yolu Koordinatlarına bu linkten ulaşabilirsiniz.
ZAİ
Konacık’ta ise bu sene (2018) harika bir yeni nesil kütüphane açıldı. İsmini, eski dilde zeytin anlamına gelen “Zai”den alan Zai Bodrum. Yazarlarla söyleşilerden imza günleri ve konserlere çeşitli etkinliklerin de olduğu keyifli mekan, tam da kitabınızı, kahvenizi alıp yeşillikler içinde huzuru bulmanız için ideal yer.

Adres: Çırkan Mahallesi, Halide Edip Adıvar Cad. No:7, 48400 Konum için tıklayın.

STELLA JAZZ
Ormanda Caz / Canlı performans / Bar / Restoran konsepti ile geçtiğimiz yaz açılan Stella Jazz Club, Bodrum’da caz severler için adeta bir mabed görevi gören, çam ağaçlarının içinde oldukça keyifli bir mekan. Stella, yaz sezonu boyunca (Salı akşamları hariç) akşam 19.00 - 01.00 arası açık. Program detaylarını Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.

Adres: Yalı Mahallesi, Selahattin Pınar Çiftliği Konum için tıklayın.

BALE
Aykarlar’daki Aspat Termera Resort Tatil Köyü’nde Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Mutlu Cankup eğitmenliğinde bir bale yaz kampı var. Bu yıl 10 Temmuz 2020  20 Ağustos 2020 tarihleri arasında 6. düzenleniyor. Toplam 11 gün sürecek olan kamp içinde konaklama da dahil. Kamp, özel bale okulu veya konservatuarda okuyan 9 yaş üstü tüm bale öğrencilerine açık.

Web sitesi: www.mutlucankup.com
 İstanbul Ofisi Adres: Sunuhi Arsan Sokak.Hakan Apt.2/2 Suadiye Tel: 0537 941 04 92 – 0216 478 10 18 Konum için tıklayın.
Kargı Cd. No:39, Ortakentyahşi, 48420 Bodrum/Muğla

BİTEZ BİT PAZARI
Bitez bitpazarına girdiğinizde hemen tezgâhlar dikkatiniz çekiyor. Birbiriyle alakasız eşyaların bulunduğu tezgâhlar, ağaçlar arasına çekilmiş iplerde sergilenen kıyafetler, renkli duruşlarıyla göze çarpan satıcılar.Tezgâhlar arası seyahate başlıyorsunuz. Geçmişte yolculuk yapıyormuş gibi hissediyorsunuz. Bir tarafta ikinci el kıyafetler, diğer tarafa geçiyorsunuz kitaplar, satır araları çizilmiş, üzerine notlar alınmış. O satılar okunurken neler hissedildi, aklından neler geçirdi, hayatında neleri değiştirdi diye aklınızdan geçiriyorsunuz. Biraz ilerliyorsunuz, eski telefonlar; teknolojinin yaygın olmadığı zamanlara gidiyorsunuz. Yerinde deneyimlemek lazım diyorsanız, her pazar Bitez adliyesinin alt tarafında sabah 6’dan öğlen saat 3’e kadar bu pazarı gezebilirsiniz.

BİTEZ KADINLAR KAHVESİ
İşin içine kadın girince her şeyde olduğu gibi kahve kültüründe de güzel farklılıklar ortaya çıkıyor. 3 kadın tarafından işletilen kahvede, kadınlar evde tek başına verimsiz geçirecekleri vakitleri, birlikte birbirlerine bir şeyler öğreterek, hobilerini yaparak, kitaplarını okuyup birbirleriyle sohbet ederek geçiriyorlar. Siz de buradaki sohbete dâhil olup kadın elinin değdiği kahvede oturup çayınızı yudumlamak isterseniz, Konum için tıklayın.

TOHUM DERNEĞİ 
Hem doğal ürünler satın alabileceğiniz hem de keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer var sırada. Ama aklınıza organik diye haddinden fazla para vererek o kadar da organik olmayan ürünlerle kandırılmak gelmesin. Bodrum tohum derneğinin gösterdiği çaba sadece doğal bir Pazar değil. Aslında onlar çok büyük tehlikenin farkına varan ve bu tehlikeyi önlemek için çanla başla çalışan, büyük AVM’lere, GDO’lu ürünler üreten büyük şirketlere kafa tutan tohum kahramanları. Sadece onlara kafa tutmakla kalmıyorlar çiftçiyle tüketiciyi bir araya getirip birbirlerini anlamalarını ve desteklemelerini sağlayıp, toprağımızın kıymetini anlatmaya çalışıyorlar. Aslında yaptıkları sadece bugüne değil geleceğe sahip çıkmak. Peki, bunu nasıl yapıyorlar?
Artık sağlıklı ve DNA’sı bozulmamış tohum bulmanın neredeyse imkânsız olduğu, herkesin doğal ürün bulduğunda hazine bulmuşçasına sevindiği bu dönem de ‘’Tohum Kahramanları’’ köyleri tek tek dolaşmış. Evlerden, köyün ninelerinin sandıklarında sakladıkları, gözü gibi baktıkları tohumları almak tabi ki o kadar da kolay olmamış. Ama onlar aldıkları tohumları çoğaltacaklarına, zarar vermeyeceklerine ikna etmişler. Ardından Mumcular civarında bu tohumları, hiçbir kimyasal kullanmadan yetiştirecek çiftçilerle anlaşarak doğal meyve ve sebze üretmeye başlamış. E peki nerden bileceğiz kimyasal kullanmadıkları diyeceksiniz? Biz de aynı soruyu sorduk. Aldığımız cevap ise sürekli tahlillerin yapıldığı ve eğer küçücük bir kimyasalla karşılaşırlarsa hemen o çiftçiyi, tolere etmeden dernek bünyesinden çıkarttıkları oldu. Ve bir daha o çiftçiyle asla çalışmadıklarını söylediler. Tabi çiftçilerde bu durumu yaşamak istemedikleri için çiftçilerde özenli ve dikkatli davranıyorlar. Tohum kahramanları sağlıklı tohumun önemini anlatabilmek ve farkındalık yaratabilmek için yıl içerisinde festivaller ve etkinlikler düzenliyorlar.
  • Doğal Pazar her Çarşamba Bodrum Kapalı Pazar yerinde kuruluyor. Buradan gidip % 100 yerli tohumdan yetiştirilmiş sebze ve meyveler alabilirsiniz.
  • Çiftçilere yardım edebilirsiniz. 
  • Çocuğunuz varsa, çocukla gelmek için de çok eğlenceli bir yer.
Not: Tohum derneğinin etkinlik ve faaliyetlerini takip etmek isterseniz facebook sayfalarının LİNKİ TIKLAYIN


BODRUM FESTİVALLERİ
Chill Out Festival, Sun Splash Festival, Antik Tiyatro Konserleri, Bodrum Bale Festivali, Gündağan Sucuk Ekmek Partisi, açık havada sinema geceleri, Bodrum Mandalina Festivali gibi bir sürü etkinlik oluyor.

Bodrum’a yıllardır bu kadar çok yazan çizen yerleşir de, Bodrum hala nasıl kültürel bir çöl kalır. 70’lerden başlayarak Bodrum, Türkiye içinde en çok aydının göçtüğü yer oldu. Cevat Şakir ile başladı, Zeki Müren ile devam etti, bugün Sertab Erener’den Nejat İşler’e bir sürü sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Bu kadar beyin ve Bodrum’un kaynakları birleşince Bodrum dünyadaki önemli kültür sanat beşiklerinden biri olur diye ümitleniyor insan. Ama bu kafaylada zor gözüküyor. Herkes bana dokunmayan yılan kafasında.

Tabi ki yaprak kıpırdamıyor da değil. Yazın, çok kültür sanat içerikli olmasa da, Bodrum’da güzel etkinlikler de oluyor. Ek olarak galeriler de küçük çapta sergiler, söyleşiler var ancak pek de  büyük değiller. Gönül isterdi ki; Türkiye’nin en büyük açık hava heykel sergisi, ya da en büyük tiyatro festivali burada yapılıyor falan diyebilelim ama Bodrum’daki büyük etkinlikler kültür sanattan daha çok eğlence ve yerel festivaller ekseninde oluyor. Açıkçası Bodrum etkinlikleri ya çanak çömlek, ya da cız cız müzik. Neyse öğrenebildiğim festivalleri paylaşayım. 

CHİLL OUT FESTİVALİ
Chill  Out Festival aslında İstanbul’da başlayan, çok tutulan, ileri ki yıllarda da Çeşme ve Bodrum’a da sıçrayan bir müzik festivali. 2015 ve 2016’da Ağustos ayında Xuma Beach’te gerçekleşti. 2020 için tarihler henüz açıklanmamış olsa da bu festivalin Bodrum’da da süregelen bir gelenek halini alacağı şimden aşikar. Tüm gün deniz, kum, güneş ve dj performansları akşamında da canlı performanslar ve dans. Gerçekten o tarihlerde Bodrum’daysanız kaçırılmayacak bir felekten bir gün. 

BODRUM ANTİK TİYATRO ETKİNLİKLERİ
Bodrum Antik Tiyatro, yıllardır Bodrum’daki en büyük konser organizasyonlarının yapıldığı yer olmuştur. İnanılmaz akustiği ve büyüleyici atmosferiyle burada bir konsere gelmek en klasikleşmiş Bodrum deneyimlerinden. 2016 yılında, İstanbul ve Çeşme’den sonra, Turkcell Yıldızlı Geceler de Bodrum’a şube açan etkinliklerden oldu. Bodrum Antik Tiyatro’da Ajda Pekkan’dan Şebnem Ferah’a birçok popüler isim sahne aldı. Buradaki tüm etkinlikleri en pratik şekilde 


ULUSLARARASI BALE FESTİVALİ
Bodrum her yıl, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü organizasyonuyla Türkiye’den ve dünyadan seçkin bale topluluklarını kalesinde ağırlıyor. Temmuz Ağustos ayları arasındaki bir tarihte, Bodrum Kalesinin kuzey hendeğinde gerçekleştiriliyor.

SUN SPLASH
2009’dan beri Bodrum’da, kendi deyimleriyle “daha butik bir festival” Sun Splash Festivali. Türkiye’den ve dünyadan dans müziği ve club kültürü öncülerini, deniz, kum, güneşle bir araya getiren etkinlik. Artizan yemekler, tasarım standları, yoga pilates seansları, atölyeler ve daha birçok yan etkinliğin de olduğu son Sun Splash 2016 yılında, Xuma Beach Yalıkavak’ta Eylül ayında 3 gün olarak gerçekleşti. Umarız bundan sonra da yeni yerinde kalır. Çünkü Xuma Beach bu tarz etkinlikler için biçilmiş kaftan. Festival hakkında daha fazla 


ULUSLARARASI D-MARİN KLASİK MÜZİK
Bir marinada düzenlenen ilk ve tek klasik müzik festivali özelliğiyle bu klasik müzik festivali de Bodrum’un klasikleşmiş etkinliklerinden. 2005 yılından beri düzenlenen Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali, hem Türkiye’den hem dünyadan birçok prestijli sanatçıyı sahnesinde ağırlamış bir organizasyon. Hatta o kadar kendini kanıtlamış bir festival ki 2009 yılında Avrupa Festivaller Birliği’ne (European Festivals Association) kabul edilip 2012 yılında Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde “Yılın Klasik Müzik Etkinliği Ödülü”nü kazanmış. Fakat festivalinin bizce asıl kalpleri fetheden özelliği tüm bilet gelirlerini çeşitli vakıflara ve sosyal sorumluluk projelerine bağışlıyor olması.


ULUSLARARASI DANS FESTİVALİ
Bu festival, Bodrum Dans Kulübü gönüllüleri ve AB Bakanlığı desteği işbirliğiyle düzenlenen uluslararası niteliklere sahip bir festival. Hatta o kadar ki tüm dünyadan gönüllülerin görev aldığı bir etkinlik olduğundan logosunun afişlerde yer almasına izin verildiği üzere UNESCO tarafından da manevi olarak destekleniyor. Her yıl Mayıs ayının son haftası gerçekleşiyor. Bodrum Kalesi, liman meydanı gibi şehir merkezinin farklı alanlarında, onlarca disiplinden dans gösterileri oluyor. 


SUMMER TANGO FEST
Bodrum Bardakçı Koyu’nda tango, yaz ve parti üçlüsünün bir araya gelince ortaya çıkardığı çılgın festival. Haziran, Temmuz aylarında gerçekleşiyor . Bu festivalde tangolar ve milongalar sabahtan akşama kadar hiç bitmiyor. İzlemenin yanında, yeni başlayanlar veya tekniğini geliştirmek isteyenler için çeşitli atölyeler ve kurslar gibi olanaklar da oluyor. 


UÇURTMA ve FARKINDALIK FESTİVALİ
Bu festival de amaç sadece uçurtma uçurmak değil. İçinde güzel bir amacı daha barındırıyor. Engelliler için farkındalık yaratmak maksadıyla festival kapsamında etkinliklerin düzenleniyor. Bu etkinliklerde engellilerinde rahatça sosyal hayatın içerisinde yer alıp istedikleri gibi yaşayabilme haklarının olduğu uçurtma üzerinden, onun gökyüzünde özgürce dans etmesiyle anlatılmaya çalışarak insanların bilinçlenmesi amaçlanıyor. Siz de bu hem uçurtmayla çocukluğunuza ger dönmek hem de farkındalık için bir şeyler yapmak istiyorsanız aşağıdaki tarihlerde festivale katılabilirsiniz.

Mayıs ayının 3. Haftası farklı gün ve saatlerde Bodrum’un farklı beldelerinde düzenleniyor. Bodrum Belediyesinin resmi sitesinden detaylı bilgileri edinebilirsiniz 


MANDALİNA ŞENLİĞİ
Malumunuz Bodrum mandalinası meşhurdur . Peki, şenliksiz olur mu? Olmaz. Her yıl ocak ayında Bitez, Ortakent ve Turgutreis’de gerçekleştiriliyor. Şenlik kapsamında konserler, stantlarda el işleri ve yöresel tatlar, mandalina sabunu, mandalina dondurması, mandalina dolması, mandalina suyu yani mandalinadan yapılabilecek her şeyi, mandalinanın tanıtılması ve yaşatılması için bu şenlik alanında bulabilrsiniz.

GÜNDOĞAN SUCUK ve ŞARAP
Herkes sucuğunu, şarabını alıp festival alanı olan Gündoğan plajına geliyor. Tabi biraz erken gelmekte fayda var yer bulabilmek için. Mangallar kuruluyor, sucuklar pişirilip şaraplar yudumlanıyor. İnsanlar birbiriyle sohbet ediyor. Kışın ortasında yazı aratmayacak bir festival ortaya çıkıveriyor. Kışın sıkıldınız, baktınız otel fiyatları da uygun, bir hafta sonu kaçamağı için bu festival biçilmiş kaftan. Her yıl şubat ayının son cumartesi düzenleniyor.

GELENEKSEL DEVE GÜREŞLERİ
Deve güreşlerinin, bir yanda hayvan hakları, bir yanda yerel kültürü yaşatma ve azınlık hakları arasında sıkışıp kaldığımız bir konu. O yüzden biz burada anlatıp, konuyu sizin vicdanınıza havale ediyoruz. Efendim, Muğla, Aydın, İzmir, Denizli gibi Ege bölgelerinde Yörükler deve güreşleri düzenleniyor. Bu kültürlerinde yüzyıllardır süregelen bir gelenek. Güreşlerin bir ayağı da her yıl Aralık  Ocak arası bir tarihte, Bodrum Belediyesi’nce Bodrum’da Kızılağaç’taki arenada gerçekleşiyor. Süslü püslü, allı pullu 100  150 kadar deve, arenada rakibinin karşısına çıkmak için sıra bekliyor. Rakibini bağırtan, kaçırtan veya diz çöktüren kazanıyor. Güreşlere tüm gün davul zurna sesleri eşlik ediyor.

THE BODRUM CUP
The Bodrum Cup, ERA Bodrum Yelken Kulübü tarafından 1989’dan beri organize edilen bir klasik. Her sene Ekim ayında düzenlenen yelken yarışlarının amacı, denizciliğe olan ilgiyi arttırmak, bir yandan seyir sezonunun kapanışını yaparken bir yandan da hep bir araya gelip eğlenmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder